2009 Bütçesi Borç Ödeme Bütçesidir ...
2009 BÜTÇESİ BORÇ ÖDEME BÜTÇESİDİR
2009 yılı bütçesi 31.12.2008 tarihinde Resmi Gazete‘de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bütçenin Genel Gerekçe‘sinde "faiz giderlerinin bütçe üzerindeki baskısını hafifletmek", "kamu harcamalarının kalitesinin artırılması", "halkımızın hayat standardının yükseltilmesini sağlamak", "dışsal şoklara karşı ekonominin dayanıklılığını artırmak", "eğitim, sağlık ve sosyal nitelikli harcamalar ile bölgesel gelişmişlik farklarının azaltılmasına yönelik harcamalara daha fazla kaynak sağlamak" gibi gerekçeler olmasına karşın içeriğinin böyle olmadığı görülmektedir.
2008 yılı bütçe başlangıç hedeflerine göre 2009 bütçe geliri hedefi yüzde 21,2 büyütülmüştür. İhracatın 149 milyar dolar, ithalatın 232,5 milyar dolar olarak öngörüldüğü bütçeye göre 83,3 milyar dolar dış ticaret açığı verilecektir. Gerek bu dış ticaret açığı koşulları ve gerekse ihracat ve ithalatta yaşanan reel gerileme, maliyet artışları, kriz ve ekonomideki durgunluk ortamında vergi gelirlerinde artışın nasıl sağlanacağı soru işaretidir. Gerçek büyümeyi aşan vergi artış öngörüsünün halka ek yükümlülükler getireceği açıktır. Gelirlerin toplam 74,1 milyar TL‘lik bölümünü doğrudan vergiler oluşturmakta; dolaylı vergi kalemlerinden beklenen ise 146,4 milyar TL. olacağı öngörülmektedir. Buna göre 2009 yılı vergi gelirinin % 66,5‘i dolaylı vergi kalemlerinden beklenmektedir. Dolaylı-dolaysız vergi dengesizliği % 34-67 düzeyine ulaşmış ve daha önemlisi dolaylı vergiler, doğrudan vergileri yüzde 72 gibi çok yüksek bir düzeyde aşmıştır.
2008 yıl sonu gerçekleşme tahminlerine göre; bütçe giderlerinin GSYİH‘ya oranı % 23,1 iken 2009‘da % 23,6‘ya çıkmaktadır. Sanayileşme ve kalkınma gereklerinin tam tersi bir şekilde, bütçe giderlerinde yatırımlar için ayrılan pay, bütçe görüşmeleri sırasında IMF‘nin istemleri doğrultusunda yapılan 14 milyarlık kesinti ile 26,1 milyar TL‘den 12,1 milyar TL‘ye indirilmiştir.
Hükümetin her fırsatta bütçeden en yüksek payın eğitime ayrıldığını söylemesine karşın, 2009 bütçesiyle milli gelirden eğitime ayırdığı pay, GSMH‘sının % 2.80‘ i olan Türkiye, 30 OECD ülkesi içinde eğitime en az pay ayıran ülke konumundadır. OECD ülkeleri ortalamasında eğitime GSYİH`nın % 6.3`ü oranında pay ayrıldığı bilinmektedir.
Diğer yandan Diyanet‘e ayrılan payın 2,4 milyar TL. olmasına karşın Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Bayındırlık ve İskan Bakanlığına ayrılan toplam payın 2 milyar TL. olması da düşündürücüdür.
Madencilik kuruluşlarına ayrılan payların oldukça düşük oluşu, bu kurumların yeterli çalışma yapamayacaklarının göstergesidir. Ayrıca yaşanan krizin sektöre yansımaları da hesap edilmemiştir.
Bütçe ödeneklerinde en büyük pay olan 57,5 milyar TL. faiz giderlerinin, 45,3 milyar TL olarak öngörülen gelir ve kazanç vergisini aşması, toplam yatırımların 5 katına ulaşması ve sosyal güvenlik kurumları ile yatırımlara ayrılan payların her birinden yüksek oluşu, bütçenin esasen emperyalizme borç ödemekle yükümlü kılındığını göstermektedir.
Uzmanlar, 2009 yılında krizin derinleşeceğini ifade ederek "2009 bütçesi daha adil, daha sosyal bir bütçe olmalı" görüşünde birleşmektedirler. Oysa, Hükümetin bütçeyi hazırlarken sermaye gruplarının işini kolaylaştırmayı hedeflediği, diğer kesimleri hesaba katmadığı görülmektedir.
2009 Bütçesi "Mali disiplin" adı altında bir faiz ve borç ödeme bütçesidir. Borçlar; büyük ölçüde emekçilerin sırtına yüklenmiş gelir vergisi, dolaylı vergiler ve kamusal değerlerin satıp savılması yoluyla ödenmektedir. Hükümetin çok övündüğü özelleştirme gelirleri borç ve faize harcanacağına istihdam yaratmak için kullanılsaydı bugün 300 bin yurttaşımız iş sahibi, bir milyonu aşan yurttaşımız aş sahibi olacaktı.
Yoksulluğa karşı mücadele etmek, tüm yoksullara insanca yaşayacakları bir gelir sağlamak yerine; milyonlarca emekçiyi açlığa sefalete işsizliğe sürükleyen ekonomi politikalarda ısrar etmek ve bu nedenle yaşamları zorlaşan insanlara sadaka usulü yardımlar yapmak çözüm değildir. Hükümetin görevi yurttaşların kendi ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri bir toplumsal düzeni sağlamaktır. İş imkânı yaratmak, yaşam koşullarını düzeltmek ve refah düzeyini artırmaktır
Bugüne kadar ki uygulamalar neo-liberal politikaların çözüm üretmediğini ortaya koymuş ve bu politikalar sonucu meydana gelen kriz işçiyi ve emekçiyi giderek daha da yoksullaştırmıştır. Yaşanan krizin faturası işçiye çıkartılarak yüzbinlerce kişi işsiz kalmıştır. 2009 yılı bütçesi de neo-liberal politikaların uzantısıdır.
Emekçileri yoksulluğa, açlığa, halkı kamu hizmetlerinden yoksunluğa terk eden, sosyal devleti tümüyle ortadan kaldırmayı amaçlayan bu bütçe geri çekilmeli, yerine başta emek örgütleri olmak üzere toplumun örgütlü kesimleriyle birlikte hazırlanacak halk için bütçe yürürlüğe konulmalıdır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
TMMOB
MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI
YÖNETİM KURULU
7 Ocak 2009, Ankara