30187 SAYILI MADEN YÖNETMELİĞİNDE YAPILAN "ZEYTİNLİK" DEĞİŞİKLİĞİ GERİ ÇEKİLMELİDİR.
30187 SAYILI MADEN YÖNETMELİĞİNDE YAPILAN “ZEYTİNLİK” DEĞİŞİKLİĞİ GERİ ÇEKİLMELİDİR.
01.03.2022 tarih ve 31765 sayılı Resmî Gazete ’de Maden Yönetmeliğinde değişikliğe gidilerek Yönetmeliğin 115. Maddesine özetle elektrik ihtiyacına yönelik yapılacak madencilik faaliyetlerinde arazinin zeytinlik olması durumunda faaliyete izin verilmesi hükmü eklenmiştir. Bu değişikliğin uygulanması durumunda zeytinlik alanlarının tahribatının önü açılabilecektir.
Ülkemizde yıllardır izlenen yanlış enerji politikaları sonucu, sorunlar her geçen gün artmış, kaotik bir hal almıştır. Bunun en somut örneği, kısa süre önce organize sanayi bölgelerinde uygulanan 3 günlük elektrik kesintisi ve Isparta’da elektrik nakil hatlarında meydana gelen hasar ve arızalar nedeniyle şehre uzun süre elektrik verilememesidir.
Ülkemizin kamusal entegre enerji yapısı 1990’larda parçalanmış, kamu enerji kuruluşları özelleştirilerek enerji, piyasanın ellerine terk edilmiştir. Yapılan özelleştirmeler ülke ekonomisine bir yarar sağlamadığı gibi, daha pahalı hizmet ve daha fazla vergi olarak topluma geri dönmüştür. Bugün esnaf, üreticiler ve tüketiciler aşırı yüksek bedelli elektrik faturaları karşısında çaresiz bırakılmaktadır.
Mevcut iktidar bugüne kadar yaşanan deneyimlerden ders almamış, sorunların çözümüne bütün olarak bakmak yerine, günü birlik politikalarla durumu idare etmeye çalışmıştır.
Bu durumun son örneği söz konusu “Yönetmelik değişikliği” olmuştur. Merkezi ve stratejik bir planlamadan yoksun, günü birlik yöntemler ve anlık mevzuat değişiklikleri ile enerji sorunlarına çözüm bulmak olanaklı değildir.
Diğer yandan, tarım da madencilik gibi ülkenin temel ekonomik unsurlarından biridir. Toplumun gıda ihtiyacının karşılanması, enerji ve madencilik faaliyetleri kadar büyük bir öneme sahiptir. Bu nedenle bir ekonomik faaliyetin önünü açarken, diğer ekonomik faaliyetlere zarar verilip verilmediğinin dikkatle değerlendirilmesi, ekonomik ve toplumsal yaşamın devamlılığı açısından son derece önemlidir. Ayrıca, söz konusu yönetmelik değişikliğinin Anayasa-yasa-tüzük-yönetmelik olarak sıralanan normalar hiyerarşisi açısından da son derece yanlış olduğu görülmektedir.
Bilindiği gibi, Ülkemizde 1925 yılında çıkarılan tarım kanunu doğrultusunda 1939 yılında kabul edilen Zeytin Kanunu, zeytin ağaçlarının korunarak zeytin yetiştiriciliğini ve zeytinyağı üretimini teşvik etmek amacı taşımaktadır. Zeytin Kanunu ülkemizdeki en kesin kanunlardan biri olup, 83 yılda çeşitli iktidarların çıkardıkları yönetmeliklerle delinmeye çalışılmış, ancak toplumsal bilincin etkisiyle korunabilmiştir.
Yürürlükte iki farklı kanun varken bir yönetmelikle bu kanunları göz ardı etmek Anayasal hükümler açısından mevcut hukuki işleyişe aykırıdır. İktidarın Anayasa ve yasaları görmezden gelerek idari kararlarla ülkeyi yönetmeye çalışması, çeşitli çıkar guruplarına ve yandaş sermayeye olanaklar sunması kabul edilir bir yöntem değildir.
Sonuç olarak; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nı, hukuki uygulanabilirliği bulunmayan bu Yönetmelik değişikliğini geri çekmesi, toplumsal ihtiyaçlara gözeten ve toplumsal mutabakatla hazırlanacak, yerli ve yenilenebilir kaynakları önceleyen, uzun vadeli enerji politikaların oluşturulmasına zemin hazırlaması konusunda sorumlu davranmaya çağırıyoruz.
TMMOB Maden Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu
4 Mart 2022, Ankara