BAŞIMIZ SAĞOLSUN. YİNE DEPREM DEĞİL İHMAL ÖLDÜRDÜ.
23 Ekim 2011 tarihinde Van‘da meydana gelen depremde çok sayıda vatandaşımız hayatını kaybetmiş ve yaralanmıştır. 9 Kasım 2011 tarihinde meydana gelen ikinci depremde de hasarlı olan binaların yıkılması sonucu yine pek çok insanımız yaşamını yitirmiş ve yaralanmıştır. Öncelikle depremde yaşamını yitiren vatandaşlarımızın yakınlarına başsağlığı, yaralananlara acil şifalar diliyoruz.
Ülkemizin çok büyük bir kısmının deprem riski altında olduğu ve depremin bir doğa olayı olarak karşımıza çıkacağı artık herkes tarafından bilinmektedir. Bu kaçınılmaz durumun bilinmesine karşın, bir doğa olayının her seferinde büyük bir afete dönüşmesinin nedenlerini çok iyi irdelemek ve sorgulamak gerekmektedir.
Ranta ve talana dayalı sosyo ekonomik politikaların sonucu olarak; plansızlık, denetimsizlik, kaçak yapılaşma ve gecekondulaşma olgusu, yaşanan acı olaylardan ders alınmadığının ve yanlışlara devam edildiğinin açık bir göstergesidir. Ayrıca; yöredeki yoksulluk ve buna bağlı olarak standartlara uygun olmayan yapılaşma, can kayıplarının ve hasarın büyümesine neden olmuştur. Bilime, tekniğe önem verilmemesinin, meslek odalarının görüşlerinin dikkate alınmamasının bedeli ağır bir şekilde ödenmekte, insanımıza değer verilmemesinin sonucu ne yazık ki yine acıyla ve gözyaşıyla yaşanmaktadır.
Ülkemizde sorunlarla ilgili olarak neler yapılması gerektiği ancak olay yaşandıktan hemen sonra tartışılmakta, belirli bir süre sonra her şey unutulmaktadır. Her yaşanan olayın sonrasında olduğu gibi bu deprem sonrası yaşanan tartışmalarda da, Türkiye sanki deprem gerçeğiyle ilk defa tanışıyormuş gibi, alınması gerekli önlemler konusunda daha önce yaşanan olaylardaki söylemler tekrar edilmektedir. Deprem sonrası yaşanan organizasyon ve koordinasyon eksikliği, yöre halkının mağduriyetini daha da artırmıştır.
Depremler kader değildir. Bir doğa olayı, gerekli önlemlerin alınmaması nedeniyle büyük bir afete dönüşmüştür. Bu konuda her kurum, her meslek odası üzerine düşen görevi yerine getirmeli, kendi alanıyla ilgili görüş ve öneri üretmeli, sonuçları kamuoyuyla paylaşılmalıdır. Gerekenlerin yapılması konusunda en büyük sorumluluk siyasi iktidarlarındır. Ancak, siyasi iktidarın sorumluluklarını yerine getirmediği yaşanan olayın sonuçlarından görülmektedir.
Yurttaşlarımızın acılarını paylaşıyor, yetkilileri bir kez daha görevlerini yapmaya davet ediyoruz. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
TMMOB
MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI
YÖNETİM KURULU
12 Kasım 2011, Ankara