TMMOB Maden Mühendisleri Odası

Basın Duyurusu

Son günlerde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Zeki Çakan tarafından yapılan ve basına da yansıyan açıklamalar ile, madencilik sektörünün en önemli kuruluşlarından biri olan Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu (TKİ) hedef alınmaktadır.

Sayın Bakanın söz konusu açıklamalarında, TKİ‘nin verimsiz bir kuruluş olduğu önermesi, kömür üretim maliyetleri ve satış fiyatları gösterge alınarak ileri sürülmektedir. Bu kuruluşun, kömürü, ton başına 267 milyon TL gibi son derece yüksek bir maliyetle ürettiği ve bu kömürü ancak 15-16 milyon TL‘den sattığı, bu nedenle zarar ettiği ve bunun da ülkedeki enerji maliyetlerinin artışına neden olduğu Sayın Bakan tarafından, bulunulan her ortamda ifade edilmektedir. Sayın Bakan, bu nedenle kömür ocaklarının derhal özelleştirilmesi gerektiğini de bu açıklamalarına eklemeyi ihmal etmemektedir.

Ancak, kullanılan bu rakamlar, devletin elinde mevcut bulunan resmi rakamlarla uyuşmamaktadır. TKİ Kurumu‘nun Faaliyet Raporları‘na göre, bu kuruluşun enerji santrallerinde kullanılmak üzere yapmış olduğu üretimin maliyeti, 2001 yılı sonu itibariyle 11.620.000 TL olmuş ve 11.195.000 TL‘ye satılmıştır.

Gerçekten, TKİ‘nin üretim bölgelerinden biri olan Doğu Linyitleri İşletmesi‘nde, kömür üretim maliyeti 2001 yılında ortalama 275.504.911 TL olarak gerçekleşmiştir. Bu üretim maliyeti çok yüksektir ve savurganlıktır. Bu kadar yüksek maliyetler ile üretimden vazgeçilmelidir. Ancak, bu bölgeden yapılan üretim, toplam kömür üretiminin binde biri bile değildir ve zaten elektrik enerjisi üretimi amacıyla da kullanılmamaktadır. Dolayısıyla, enerji maliyetlerinin artışına neden olarak gösterilmesi doğru değildir. Durum böyleyken, 267.000.000 TL rakamının, kuruluşun genel maliyeti gibi sunulması, dahası kamuoyuna ülke elektrik enerjisi maliyetlerinin artış nedeni olarak gösterilmesi doğru değildir. Tersine, TKİ, toplam üretiminin yaklaşık % 20‘sini gerçekleştirdiği Yeniköy Linyit İşletmesi‘nde kömürün tonunu 5.033.500 TL ve % 17‘sini gerçekleştirdiği Seyitömer Linyit İşletmesi‘nde ise 5.536.000 TL gibi düşük maliyetler ile üretmektedir.

Maden Mühendisleri Odası olarak, madencilik sektöründe çalışan gerek kamu kurum ve kuruluşlarının gerekse özel kesimin, ulusal kaynaklarımızı bilimsel gereklere uygun, verimli ve genel kamu yararını ön planda tutarak üretmeleri, önem verdiğimiz konuların başında gelmektedir. Bu anlamda, ülke madencilik sektörünün, günlük politikalara göre değil, fakat, doğru ve güvenilir bilgiler ışığında hazırlanacak ve ileriye yönelik stratejileri de ortaya koyan bilimsel raporlar doğrultusunda geliştirilmesinin en doğru sonucu vereceği, yıllardan beri dile getirdiğimiz bir gerçektir.

Madencilik sektöründe çalışan kamu kuruluşlarının verimlilikleri, elbette ki sektörün genel verimliliğini de etkilemektedir. Dolayısıyla bu kurumlarda yapılacak verimliliğe yönelik çalışmalar büyük önem arz etmektedir. Ancak, uzun yıllardan beri ülkemizde, verimsizlik kavramı, salt bir mülkiyet sorununa indirgenmiş ve özelleştirme tartışmaları ile yıllar kaybedilmiş ve kaybedilmektedir. Madencilik kuruluşlarımızda verimsizlik sorunu vardır. Ancak bu, sadece kar ve zarar rakamlarıyla açıklanabilecek bir sorun değildir. Çözümü de özelleştirme söylemleri değildir ve yıllardır da olmadığı görülmüştür. Siyasi iktidarlar, kamunun verimliliğinin özelleştirmeler ve personel çıkartılması ile sağlanacağını savunmakla kolaycılığa kaçmakta, böylece sorumluluklarından sıyrılmaya çalışmaktadır. İdarenin, kurumları verimli çalıştırma sorumluluğu vardır. Buna yönelik tedbirleri almalı ve kurumları verimli çalıştırmalıdır. Verimlilik, bilimsel temelleri olan ve özel sektörde de ama elbette ki kamuda da sağlanabilecek bir olgudur. Özellikle üretim kuruluşlarında verimliliğin etkin mühendislik araştırmaları ile sağlanabileceği, mühendisleri bu araştırmalara yöneltecek yönetsel mekanizmaların kurulması gerektiği gerçeği, siyasi iktidarlar tarafından ısrarla göz ardı edilmektedir.

Aynı şekilde, söz konusu kuruluşun verimsizliğine yol açan nedenlerden biri de kurumdaki personelin fazlalığı olarak gösterilmektedir. Ancak, bu kuruluşta 1988 yılında 33.202 olan personel sayısı bugün 16.362 kişiye indirilmiştir. Bu kuruluş, daha iki yıl önce, "Türkiye‘nin en karlı kamu kuruluşu" ilan edilmiş, "TKİ Mucizesi" başlığıyla manşetlere taşınmıştır. İki yıl sonra bugün ise, neredeyse ülkenin en verimsiz kuruluşu olarak sunulmaya çalışılmaktadır. Bu durumda, açıklamaların samimiyetine inanmak oldukça güçtür.

Madencilik kurumlarının bugün yaşadığı sorunlara yol açan nedenler kamuoyunca bilinmektedir. Bu kuruluşlara ihtiyaçları olan yatırımlar yapılmamaktadır, verimliliklerine yönelik bilimsel çalışmalar göz ardı edilmektedir, adam kayırmacılık bu kuruluşlardaki teknik bilgi ve deneyimin kullanılmasına izin vermemektedir. Bu kuruluşlarda; "şeffaflık ve hesap verilebilirlik" bir türlü sağlanamamıştır, "rasyonel olmayan müdahaleler" önlenememiştir, "etkin yönetim" anlayışları güçlendirilememiştir. Bu nedenler, yıllardan beri her platformda dile getirilmesine karşın, herhangi bir önlem alınmamış, özelleştirme ve personel azaltma, bütün sorunları çözecek araçlar olarak sunulmuş, ancak, hiçbir sorun çözülememiş ve bugüne gelinmiştir.

Siyasi iktidarlar, sorumluluğu üstlenmeli, özelleştirme ve personel azaltma sevdasını bir an önce bırakıp, verimliliğin, ancak, bilimsel mühendislik çalışmaları ile de sağlanabileceği gerçeğini kavramalıdır. Kamuoyu ise, idareden gelen açıklamaların yorumlanması konusunda dikkatli davranmalı, açıklamaların gerisindeki gerçek nedenler doğru tespit edilmelidir.

Kamu yararını ve bilimselliği ilke edinmiş bir meslek odası olarak kamuoyuna sunarız. 07.03.2002

TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI
YÖNETİM KURULU

Okunma Sayısı: 2062
Yayın Tarihi: 07.03.2002