Basına ve Kamuoyuna: Bor Madenlerimize Darbe
BASINA VE KAMUOYUNA: BOR MADENLERİMİZE DARBE
Avrupa Birliği (AB), bor madeninden üretilen bor kimyasallarını ‘‘üremeye olumsuz etkili toksik madde‘‘ listesine almıştır. Belirli aralıklarla yenilenen bu listelerdeki ürünler, ticaret sırasında önemli kısıtlayıcı uygulamalara maruz kalmakta, riskli bulunan ürünler ihraç edilirken ambalajlarının üzerine çok tehlikeli olduğunu gösteren ‘‘kuru kafa‘‘ ya da çarpı şeklinde ‘‘kemik‘‘ logosu kullanılmaktadır.
AB, 67/548/ECC sayılı AB Komisyonu direktifi doğrultusunda, tehlikeli maddelerin sınıflandırılması, ambalajlanması ve etiketlenmesine yönelik bu çalışmalara 2000 yılında başlamıştır.
Odamız, 8.3.2005 tarihinde konuyla ilgili olarak tüm ilgililere yazı yazarak konunun önemine dikkat çekmiş ve çalışma yapılmasını talep etmiştir.
İlgi yazımızda "Avrupa Birliği Konseyi‘nin 67/548/EC sayılı yönergesi kapsamında yürütülen tehlikeli maddelerin sınıflandırılması ve etiketlenmesi çalışmalarında borlar, çeşitli gerekçelerle tehlikeli-zehirli maddeler kapsamına alınmaktadır.
15-18 Mart 2005‘de yapılacak toplantıda Teknik Komite, sodyum perborat için son kararını verecektir. Bir sonraki toplantıda da sodyum borlar ve borik asit için karar verilecektir.
Bu takvime göre, muhtemelen 2007 yılında borlar, kuru kafa sembollü etiketleme yapılmadan Avrupa‘ya ve dolayısıyla ikinci aşamada Dünya‘ya ihraç edilemeyecektir.
İnsan ve insan sağlığı söz konusu olduğunda belli kısıtlamalar ve hassasiyetler doğal karşılanmalıdır. Ancak bu çalışmalar bilimsel temellere dayanmalıdır. Yeterince araştırma yapılmadan verilecek kararların, bilimsellikten çok değişik önceliklere göre verilebileceği de göz ardı edilmemelidir.
Ülkemizin en önemli doğal kaynağı olan bor madenlerimizin kullanılamaması anlamına gelecek olan bu kararın tüm detaylarıyla araştırılarak irdelenmesi gerekmektedir.
Bu konuda; ilgili kurum, kuruluş ve meslek örgütleriyle de temas kurularak, gereğinin yapılması hususunu bilgilerinize sunarız." denilmiştir.
Gelinen noktada, ne yazık ki uyarılarımız gerçek olmuş ve bor madenlerimizin kullanımı ile ilgili kısıtlar uygulamaya konulmuştur. Bilindiği gibi ülkemiz dünya bor rezervlerinin çok büyük bir bölümüne sahiptir. Bor madeni, 300‘ e yakın alanda kullanılan ve gelecekte önemi daha çok artabilecek bir madendir. Diğer ülkelerdeki bor rezervlerinin azaldığı ya da üretimlerindeki zorluklar dikkate alındığında gelişmelerin daha dikkatli incelenmesi önemlidir. Bu tür kararlarda sağlık ve bilimselliğin yanında ticari, ekonomik ve siyasi önceliklerin de rol oynadığı göz ardı edilmemelidir.
Alınan kararda, "bilimsel temele dayanmadığı, kararda belirtilen hususların riskle orantılı olmadığı ve oluşacak riske ilişkin net kanıtlar ortaya konulmadığı, uygulanan metodun uluslararası normlara uygun olmadığı, testlerde kullanılan içerikle değerlendirilen içeriğin aynı olup olmadığının dikkate alınmadığı, testlerde normal kullanım şekillerinin dikkate alınmadığı, AB‘nin Türkiye‘nin ticaretini gereksiz kısıtladığı ve teknik engel yarattığı" şeklinde soru işaretleri bulunmaktadır.
Maden Mühendisleri Odası olarak; insan ve insan sağlığı söz konusu olduğunda hassasiyetleri ve kısıtlamaları doğal karşılamakla birlikte, yapılan çalışmalarda konunun her yönüyle irdelenmesini ve takip edilmesini de zorunlu görmekteyiz.
Bu kararların uygulanması sonucunda ülkemizin olumsuz etkileneceği düşünüldüğünde, siyasi iktidar ve sorumlu kuruluşlara önemli görevler düşmektedir. İlgililer, meslek odaları ve üniversitelerle birlikte çalışarak bu konuda acilen çözüm üretmelidir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
TMMOB
MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI
YÖNETİM KURULU
9 Kasım 2008, Ankara