TMMOB Maden Mühendisleri Odası

Basına ve Kamuoyuna: Üretim İçinde Eğitim, Eğitim içinde Üretim

Basına ve Kamuoyuna

Ülkemizin Kaçırdığı En Büyük Eğitim PROJESİ: KÖY Enstitüleri

 

"Üretim İçinde Eğitim, Eğitim içinde Üretim"

"İstiklal mücadelesinden itibaren sosyal hayatımızda yaptığımız büyük devrimleri köylere götürecek adam yetiştirmek isteriz. Çünkü ümmet devrinin böyle bir adamı vardır. Bu, imamdır. İmam, insan doğduğu vakit kulağına ezan okuyarak, vefat ettiği vakit mezarının başında telkin vererek, doğumundan ölümüne kadar bu cemiyetin manen hâkimidir. Bu manevi hâkimiyet, maddi tarafa da intikal eder. Çünkü köylü hasta olduğu vakit de sual mercii imam olur. Biz imamın yerine, köye devrimci düşüncenin adamını göndermek istedik." Hasan Âli Yücel

Cumhuriyeti kuran çağdaş aydın kadrolar eğitimin öncelikle köylerden başlaması gerektiğini belirleyerek, eğitimi köylere indirgemeyi benimsemişlerdir. Çok değişik ve çarpıcı bir girişim olan Köy Enstitüleri hareketi belki de dünyaya örnek bir projedir. Köy Enstitüleri‘nin başlıca amacı kırsal alanı kalkındırmak, köylüyü eğitmek ve eğitmenlerle köylüyü üretici duruma getirmekti. Gerçek anlamda devrimci bir hareket olan Köy Enstitüleri hareketi yalnızca köyün maddi kalkınmasını değil, aynı zamanda ve daha önemli olarak köy insanını bilinçlendirmeyi, onu hiçbir kuvvetin istismar edemeyeceği modern bir kırsal yaşam biçimine kavuşturmayı amaçlamıştır.  1936‘larda deneme amaçlı başlayıp 1940‘ta resmen kurulan Köy Enstitüleri 1940-1953 arasındaki on üç yıl boyunca on yedi bin mezun vermiştir.

Bu dönemde köy çocukları eğitildikten sonra köylerine tarımda, işte, sanatta ve sağlık alanlarında öğretmen olarak geri gönderilmişlerdir. Ancak feodal yapı bu aydınlanma sürecinden rahatsız olmuştur. Demokrasi düşmanları ve din istismarcıları bu kurumun kapatılması için ellerinden geleni yapmışlar ve başarılı da olmuşlardır.

Eğer başarılı olmasalardı bugün;

-Gidilmemiş köy, okulsuz çocuk

-İşlenmemiş tarla

-Aç-açık insan

-Töre cinayetleri

-Boşalmış köyler

görülmeyecekti.

Çok kısa ömürlü olmalarına karşın öğrencisi, öğretmeni, çalışanıyla aydın, özgür, üretken, araştırmacı, sorgulayıcı yurttaşlar yetiştiren, bugün dahi birçok ülkeye örnek olabilecek üretime dönük eğitimi öngören Köy Enstitüleri;

-Laik eğitimin başlamasında öncülük etmiş,

-Ataerkil toplumdan çekirdek aile toplumuna dönüş başlangıcı olmuştur.

-Demokratik toplum ve kültür için kurumsal alt yapı oluşmasına neden olmuştur.

-Ezbercilikten uzak sorgulayan bireyler yetiştiren, demokratik ve üretici eğitimin başlamasına öncülük etmiştir.

Köy Enstitüleri‘nin kapatılmasının bugüne yansıması nedir?

Bugün öğretmen yetiştirmeden başlayarak eğitim sisteminin yaşadığı pek çok sorunun kaynağında Köy Enstitülerinin kapatılması yatmaktadır. Köy Enstitülerinin kapatılması ülkemizdeki aydınlanma sürecinin durdurulması ve demokratik işleyişin sekteye uğratılması anlamına gelmiş, genel anlamda da demokrasinin derin bir yara alması sonucunu doğurmuştur. "Aydınlanma ocaklarının" tamamen kapatıldığı 1950‘li yıllar aynı zamanda Türkiye‘nin gericiliğin, bağnazlığın safına siyasi iktidar eliyle geçtiği yıllar olmuştur. Bu anlamda enstitülerin kapatılması Türkiye‘nin aydınlanma tarihinde gericiliğin zaferi olarak yerini almıştır. Türkiye, gericiliğin kazandığı bu zafer sayesinde adeta bir sorunlar yumağına dönüştürülmüştür.

Günümüzde ise tam tersine, paylaşım yerine bireyciliğin, dayanışma yerine rekabetçiliğin, yaratıcı bilgi yerine ezber bilginin ön plana çıkarıldığı paralı eğitim-öğretim modelinin ağır bedellerini ödemekteyiz. Eğitim süreci, diğer kurumların da etkisiyle bu sistemi yeniden üretmekte, kendine ve topluma yabancılaşmış bireyler yaratmaktadır.


Demokratik kültürden, bilim ve bilimsel düşünceden yana olmayan her birey ve kurum Köy Enstitülerinin ortadan kaldırılmasından birinci derecede sorumluluk sahibidir.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

TMMOB
MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI
YÖNETİM KURULU
16 Nisan 2008, ANKARA

 

 

Okunma Sayısı: 1682
Yayın Tarihi: 16.04.2008