EMEKÇİLERE VE ÖĞRENCİLERE YAPILAN SALDIRILARI KINIYORUZ.
EMEKÇİLERE VE ÖĞRENCİLERE YAPILAN SALDIRILARI KINIYORUZ.
Ülkemiz, dünyada süren küresel ekonomik krizin etkisi altında bulunmaktadır. Her kriz döneminde olduğu gibi dar gelirliler ve emekçiler üzerindeki baskılar yoğunlaştırılmakta ve fedakarlık yapılması istenmektedir. Bu dönemde de işten atılmalar, düşük ücretle çalıştırmalar ve kazanılmış hakların budanması gibi olumsuzluklar yaşanmaktadır. Yani ekonomik krizin bedeli emekçilere ödettirilmektedir. Ülkemizde demokratikleşme ve Kürt sorununun çözümü tartışmalarının yoğunlaştığı bugünlerde barış istemeyen güçlerin kışkırtıcı eylemleri de hız kazanmıştır.
İzmir/Karşıyaka Belediyesi‘nden atılan DİSK/Genel-İş üyesi 276 işçinin, haklarını almak için bir dizi eylem ve etkinlikten sonra İzmir‘den Ankara‘ya 32 gün süren 650 km‘lik bir yürüyüş geçekleştirerek, seslerini duyurabilmek için Abdi İpekçi parkında kurdukları direniş çadırlarına 25 Ekim Pazar günü sivil faşistlerce bir saldırı gerçekleştirilmiştir. Üç işçinin yaralandığı saldırıda çadırlar ve sergide gösterilen fotoğraflar parçalanmıştır.
Bir başka saldırı Hacettepe Üniversitesi Beytepe yerleşkesinde yaşanmıştır. 26.10.2009 Pazartesi günü sabah saatlerinde taleplerini duyurmak için stand açan öğrencilere, Üniversitenin özel güvenlik birimleri müdahale etmiştir. Müdahaleye karşı standı korumaya çalışan öğrencilere, Üniversite yönetiminin izniyle giren Çevik Kuvvet, cop, tazyikli su ve gaz bombası kullanarak saldırıda bulunmuş, saldırıdan kurtulmak için Üniversite kütüphanesine sığınan öğrencilere saldırı devam etmiştir. Saldırı sonrası bir çok öğrenci yaralanmış, 52 öğrenci gözaltına alınmıştır.
Gerek iş ve ekmekleri için mücadele eden Kent AŞ. işçilerine faşist bir grupça yapılan bu saldırı, gerek Beytepe öğrencilerine Üniversite yönetiminin onayıyla gerçekleştirilen özel güvenlik ve polis saldırısı, demokratik ülkelerde görülmeyen bilim ve insanlıktan uzak kişi, grup ve zihniyetlerin açık göstergesidir. Böylesi tavırlar ülkemizin de onay verdiği uluslararası belgelerle güvence altına alınmış olan düşünce ve örgütlenme özgürlüğünün yok sayılması anlamına gelmektedir. Bu tür saldırıları yapanları ve yaptıranları kınıyor, gözaltına alınan öğrencilerin serbest bırakılmasını talep ediyoruz.
Demokratik açılımların tartışıldığı bu günlerde gerçekleştirilen her iki saldırının da rastlantı olmadığına inanıyoruz. Başta siyasi iktidar olmak üzere tüm görevlileri toplumu gerecek açıklamalardan uzak durmaya, sorumlu olmaya davet ediyor ve halkımızı kirli girişimlere karşı dikkatli olmaya çağırıyoruz.
TMMOB
MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI
YÖNETİM KURULU
27 Ekim 2009, Ankara