Enerji verimliliği zamlarla değil yatırımla sağlanmalıdır.
Her yıl ocak ayının ikinci haftası Ülkemizde Enerji Verimliliği Haftası olarak kutlanmaktadır. Gerçek anlamda dünya gündemine 1973 yılındaki petrol krizinden sonra giren Enerji verimliliği binalarda yaşam standardında ve hizmet kalitesinde, endüstriyel işletmelerde ise üretim kalitesinde ve miktarında düşüşe yol açmadan enerji tüketiminin azaltılması enerji tasarrufu ise kullanılan enerji miktarının değil ürün başına tüketilen enerjinin azaltılması olarak açıklanmaktadır.
Gelişmiş ülkeler bu amaçla çeşitli yöntemler geliştirerek milyarlarca dolarlık enerji tasarrufu sağlamıştır. Binalarda ısıtma-soğutma ihtiyacı, elektrikli ev aletleri, aydınlatma ve sıcak su elde etmek için enerji kullanılmaktadır. Binalarda en büyük tüketim ise, ısıtma-soğutma ve sıcak su için kullanılan enerjidir. Yaklaşık olarak binalarda tüketilen enerjinin % 85‘ ini oluşturan bu miktarda ülkemiz enerji tüketiminin % 30 - 35‘ ine karşılık gelmektedir. 13 milyar dolar parasal karşılığı olan bu tüketimin doğru yöntemlerle yarısını bir yıl içerisinde geri almak mümkündür.
Enerji Verimliliği Yasası 2007 yılında, "Enerji Kaynakları ve Enerjinin Kullanımında Verimliliğin Artırılmasına Dair Yönetmelik" ise 25 Ekim 2008 tarihinde yürürlüğe girmiş, 2008 yılı "Enerji Verimliliği Yılı" ilan edilmiştir. Enerji verimliliği kavramını anlatmak için EN-VER maskotları geliştirilerek toplum bu amaçla bilinçlendirilmeye çalışılmaktadır.
Ancak; Ülkemizde enerji sektöründe dışa bağımlılık sürekli artmaktadır. Ülkemizin öncelikleri ve gereksinimleri dikkate alınarak öz kaynakların en iyi şekilde değerlendirilmesini sağlayacak, ulusal ve kamusal çıkarları gözeten enerji plan ve politikaları belirlenmeli ve enerji verimliliğini ön plana çıkaran yatırımların zamanında gerçekleşmesini sağlayacak politikalar ve kurumsal düzenlemeler bir an önce hazırlanmalıdır. Dışa bağımlı enerji politikalarından bir an önce vazgeçilerek yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarımıza ağırlık verilmeli ve yatırımlar yapılmalıdır. Ülke ihtiyacının büyük bir bölümünü karşılayacak potansiyelde olan yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarımızın kullanımının özendirilmesi, yaygınlaştırılması ile elektrik enerjisi üretim sistemlerini oluşturan malzeme, cihaz ve ekipmanların yerli üretim koşullarının oluşturulması ve bu alanda teknoloji üretebilir bir seviyeye ulaşmamız sağlanmalıdır. Kömür, doğalgaz, petrol ve jeotermal gibi enerji kaynaklarımızın aranması ve geliştirilmesine önem verilmeli, bunun için ayrılan kaynaklar arttırılmalı kaynak potansiyelimiz gerçekçi bir yaklaşımla ortaya konulmalıdır.
Günümüzde yakma teknolojilerinin iyileştirilmesi, çevreye duyarlı projelerin geliştirilmesiyle kurulacak yerli kömüre dayalı enerji santralları ve kojenerasyon tesisleri yoluyla enerji verimliliğinin arttırılması yerine, halka fahiş fiyatla doğalgaz ve yine ağırlıklı olarak doğalgazdan sağlanan yüksek fiyatlı elektrik enerjisi verilerek zaten güçlükle geçinen vatandaşın ısınma ihtiyacından bile vazgeçmesi ile enerji tasarrufu(!) yaptırılmaktadır.
IMF‘ye verilen sözlerle doğalgaz ve elektrik fiyatları sürekli zam yapılan bir sisteme oturtulmuş ,enerji yatırımları ve birincil kaynakların kullanımının planlanması bile piyasa koşullarına bırakılmıştır. Enerji verimliliği ve tasarrufu konusunun kamu yararı gözetilerek yapılacak çalışmalar ve yatırımlarla sağlanması için yetkilileri göreve davet ediyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI
YÖNETİM KURULU
15 Ocak 2009