TMMOB Maden Mühendisleri Odası

MADEN KANUNU YİNE DEĞİŞİYOR AMA SORUNLAR YİNE ÇÖZÜLEMEYECEK!..

MADEN KANUNU YİNE DEĞİŞİYOR AMA SORUNLAR YİNE ÇÖZÜLEMEYECEK!..

 Başbakanlık Genelgesinden kaynaklanan sorunların çözümü nedeniyle yapılmaya çalışılan Maden Kanunu değişikliği ile sektörün zaten var olan sorunları artarak devam edecek, yatırımlar azalacak istihdam daralacak ve madenlerimiz yabancıların eline geçecektir. 

MADEN KANUNU YİNE DEĞİŞİYOR AMA SORUNLAR YİNE ÇÖZÜLEMEYECEK!..


Maden Kanunu 2002 yılından itibaren iki kez değişti ve defalarca da değişiklik taslakları yayınlandı. Bugüne kadar yürürlüğe giren maden kanunları uzun ömürlü olamamıştır. Bunun ana nedeni yasa oluştururken tüm tarafların görüşlerinin metne yansımaması ve belirli grupların taleplerinin birebir yer bulması çıkan yasanın uygulanabilirliğini zorlaştırmaktadır.

Herhangi bir yasa, her şeyden önce, bir öncelikler-niyetler manzumesine yani bir politika metnine dayanmak zorundadır. İnsanı ve insan emeğini merkeze koyan, bir yandan madencilik faaliyetlerinde kamunun etkin gözetim ve denetimini sağlarken, diğer taraftan söz konusu faaliyetlerin çevre ve ekosistemlerin korunmasını da gözeten, temel olarak ekonomik kalkınmaya ve yoksulluğun azaltılarak gelir dağılımının düzeltilmesi hedeflerine yönlendirilen bir "ulusal madencilik politikası" Maden Kanunu‘nun temeli olmalıdır. Bu husus, gerek toplumun yararı gerekse madencilik sektörünün gelişimi bakımından son derece büyük önem taşımaktadır.

VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planında madencilik sektöründe genel amaç, "sanayinin ihtiyacı olan hammaddenin ekonomik ve güvenli biçimde temin edilmesi, madencilik ürünlerinin yurt içinde işlenmesiyle ülke ekonomisine sağlanan katkının arttırılması" şeklinde tanımlanmaktadır.

2007-2013 dönemini kapsayan "Dokuzuncu Kalkınma Planı"nda; "Madencilik sektöründe çevre mevzuatına uyum geliştirilecek, bürokratik yapı etkin hâle getirilecek, jeotermal ve petrol konusunda yasal düzenleme çalışmaları tamamlanacak, firma ve işletme ölçeklerinin büyütülmesi özendirilecek, madencilik ürünleri yurtiçinde işlenerek katma değer artırılacak, arama çalışmalarına ve bor ürünleri üretiminin geliştirilmesine özel önem verilecektir." denilmektedir.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Stratejik Planında ise "Madencilikte ana hedef olarak; ülkemizi hammadde üretip satan bir kaynak ülke olmaktan çıkarıp sanayi ile entegre olmuş, dünya pazarlarında katma değeri yüksek uç ürünlerde söz sahibi bir ülke konumuna getirmek"  öncelik olarak belirtilmektedir.

Ülkemiz madenciliğinin beklenen gelişmeyi gösterememesini, mevzuat ve kısıtlamalara bağlamak da yeterli değildir. Asıl sorun; ülkemizin maden, kimya, enerji vb. politikalarının dolayısıyla sanayi politikasının olmamasındadır. Bu sorun nedeniyle sadece madenlerimiz değil, diğer sektörlerde de kaynaklarımız kullanılmayarak atıl bırakılmaktadır. 5177 sayılı kanunun gerekçesinde bu önemli konuya değinilmemiş, sadece "madenciliğin önünün açılmaya" çalışılması ile üretilen madenlerin katma değeri yüksek ürünler üretmek için ülke sanayine yönlendirilmesinden çok hammadde olarak  ihraç edilmesinin önü açılmış,  5995 sayılı kanun  ve yönetmelikte de bundan  farklı  köklü bir düzenleme ya da değişiklik yapılmamıştır.

Yukarıda belirtilen ilkelerden uzak, herhangi bir politikaya dayanmayan, tarafların özellikle de Meslek Odalarının görüşlerini almayan sadece kendisi başlı başına bir sorun ve yanlışlar manzumesi olan Başbakanlık Genelgesinin yarattığı sorunları gidermek amacıyla yapılan değişiklikler sektörün sorunlarını çözmeyecek olup aksine yeni getirilen yaptırımlar ile sektörün   yaklaşık % 80‘ini oluşturan orta ve küçük ölçekli madencilik tamamen bitirilecek, yatırımlar azalacak ve istihdam daralacaktır. Yapılacak değişikliklerin sonuçları sadece bununla da sınırlı kalmayıp maden sahalarımız yerli ve küçük ölçekli sermayenin ortadan kalkmasıyla çok uluslu tekellerin eline geçecektir.

TMMOB
MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI
YÖNETİM KURULU
8 Nisan 2014, Ankara

Okunma Sayısı: 1521
Yayın Tarihi: 08.04.2014