MADEN KANUNU YÖNETMELİĞİ KİMLERE HİZMET EDİYOR.
Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği, 6 Kasım 2010 tarih ve 27751 sayılı Resmi Gazete‘de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Maden Kanunu değişikliği nedeniyle 15 Haziran 2010 tarihinde yaptığımız açıklamada ".... Bu çerçevede, söz konusu yasayla ilgili uygulama yönetmeliklerinin, kamu yararı öncelikli tutularak madencilik sektöründen ülkeye beklenilen en yüksek yararı elde etmek üzere, konuyla ilgili tüm tarafların katılımıyla hazırlanması uygun olacaktır." diyerek düşüncelerimizi paylaşmıştık. Bu anlamda yönetmelik çalışmalarının her aşamasına katılıp görüşlerimizi sunduk. Ancak yönetmelik, madencilik sektörünün ve Odamızın görüşleri dikkate alınmayarak "ben yaptım oldu" mantığıyla çıkarılmıştır.
Yönetmelik, sektörün sorunlarını çözmek bir yana yeni sorunları da beraberinde getirecektir. Bugün sektörün yaklaşık % 80‘i küçük ve orta ölçekli boyuttadır. Çıkarılan yönetmelik, orta ve küçük ölçekli madenciliği tamamen bitirecek ve çok uluslu tekellerin önünü açacaktır. Bu düşünce yetkililer tarafından da çalışmalar sırasında açıkça ifade edilmiştir.
Yönetmelik çalışmaları sırasında "çantacılık sona erecektir, sanal madencilikten gerçek madenciliğe geçiyoruz" denilerek asıl niyet gözden kaçırılmıştır. Oysa çantacılığı yaratan bakanlığın kendisidir. Çünkü bakanlık "30.000 arama ruhsatı verdik" diyerek övünmekte, bu durumu gelir kaynağı olarak görmektedir, ancak işletmeye alınabilen maden sahası sayısı bu rakamın çok çok altındadır.
Bakanlığın görevi, ülkemiz madenlerinin ülke ekonomisine katkı sağlayacak şekilde üretimini planlamak ve yönetmektir.Gerçekten çantacılık denilen ruhsat ticareti önlenmek istenseydi Odamızın "Arama döneminde ruhsat devrinin yapılmaması" önerisi yasaya konulur ve haksız ruhsat ticareti engellenirdi. Bu yönetmelikle ruhsatlar büyük sermayenin elinde toplanacak ve zaten var olan ruhsat tekeli daha da artacaktır.
Madenler, milyonlarca yılda oluşan tüketildiğinde yenilenemeyen kaynaklardır. Bu nedenle mutlaka etkin bir planlamayla ülkenin ihtiyaçları göz önüne alınarak çevreye duyarlı bir şekilde ve kamu yararı öncelikli olarak üretilmelidir. Madenlerin aranmasında, bulunmasında ve işletilmesinde mühendislik bilim ve teknolojisini, uluslararası kabul görmüş normları kullanmak önemlidir. Ama daha da önemlisi bu kaynaklarımızın sömürülmesine ve talan edilmesine karşı durmaktır. Bu konu yönetmelikte de dikkate alınmamış ve ciddi yanlışlar yapılmıştır. Maden Kanunundaki ve yönetmelikteki değişiklikler için ortaya konulan gerekçeler, ülkemizin ve madencilik sektörünün genel sorunlarını kavramamış, buna yönelik çözümler üretmemiştir. Piyasa ekonomisinin taleplerine göre yapılan düzenlemelerin zaten bu doğrultuda olması da beklenmemelidir.
Yapılan bu yanlışlıkların düzeltilmesi için Maden Mühendisleri Odası olarak yasal hakkımızı kullanacağımızı kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.
TMMOB
MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI
YÖNETİM KURULU
8 Kasım 2010, Ankara