MADENCİLİK YİNE UNUTULDU
MADENCİLİK YİNE UNUTULDU
60. Hükümet programı, TBMM‘de görüşülerek kabul edilmiştir. 72 sayfalık program incelendiğinde; gerek meslek ve uzmanlık alanlarımız kapsamındaki bölümler, gerekse toplumsal gereksinimler açısından pek çok noksanlık tespit edilmiştir.
Özellikle doğal kaynaklarımızdan ve madenlerimizden tek bir cümle ile dahi bahsedilmemesi, hükümetin bu konulara ne derece önem vereceğinin bir göstergesidir. Oysa, kendi kaynaklarını kullanamayan ülkelerin kalkınma yarışında gerilere düşeceği tüm kesimlerin kabul edeceği bir gerçektir.
Sanayileşmenin ana girdisi olan enerji ve özellikle elektrik enerjisinde arz güvenliğinin önümüzdeki dönemin en önemli sorunu olacağı resmi olarak belirtilmesine karşın hükümet programında buna yönelik ciddi bir plan ve öngörü yoktur.
Programda dile getirilen doğal gazın elektrik üretimindeki payının düşürülmesi için hükümetin çok somut ve yatırımlara dayalı bir plan ortaya koyması gereklidir. Özellikle yerli linyit kaynaklarımızın değerlendirilmesinin önüne çıkabilecek muhtemel engellerin aşılması ve ülkenin enerji politikasını kendi çıkarları doğrultusunda yönetmesine engel teşkil edecek hususlar için alınması gereken önlemler hükümet programında yoktur.
Madencilik sektörü, riski yüksek ve ilk yatırımı pahalı bir sektördür. Bu nedenle ciddi bir yatırım gerektirmektedir. Bu anlamda sektörün gelişmesi için sektörel teşvik zorunluluk arz etmektedir. Hükümet programında bu konuda da hiçbir öncelik bulunmamaktadır.
Yine madencilik sektörü, dünyanın en zor mesleklerinden biri olarak iş güvenliği açısından riski en yüksek grupların başında gelmektedir. Son yıllarda sektörde ölümle ve yaralanma ile sonuçlanan iş kazalarında ciddi artışlar yaşanmaktadır. İş güvenliği ile ilgili bazı müeyyideler 50‘den fazla işçi çalışan işyerleri için uygulanmaktadır. Oysa iş kazalarının % 65‘i daha az işçi çalışan işyerlerinde meydana gelmektedir. Bu nedenle işçi sayısına bakılmaksızın tüm işletmelerde iş kazalarını azaltacak uygulamalar ve düzenlemeler yapılmalıdır. Bu konuda da programda yeterli bir çalışma yoktur.
Maden Mühendisleri Odası, insanı ve insan emeğini merkeze koyan, bir yandan madencilik faaliyetlerinde kamunun etkin gözetim ve denetimini sağlarken, diğer taraftan söz konusu faaliyetlerin çevre ve ekosistemlerin korunmasını da gözeten, temel olarak ekonomik kalkınmaya ve yoksulluğun azaltılarak gelir dağılımının düzeltilmesi hedeflerine yönlendirilen bir "ulusal madencilik politikası" oluşturmanın, gerek toplumun yararı gerekse madencilik sektörünün gelişimi bakımından son derece büyük önem taşıdığı görüşündedir.
Bu çerçevede, programda yer almasını istediğimiz önceliklerimiz aşağıda sıralanmıştır:
-Her tür ekonomik faaliyette olduğu gibi madencilik faaliyetlerinde de amaç, insanın refah ve mutluluğudur. İnsan onuruna ve emeğine saygı, madencilik faaliyetlerinin planlanma ve uygulanmasında hareket noktası olmalıdır. Kamu yararı öncelikli olarak göz önünde tutulmalıdır.
-Madencilik sektörünün tüm alt sektörlerinde üretim arttırılmalıdır. Ancak, söz konusu üretimin hedefi dış satım değil, ülke sanayi sektörleri olmalıdır. Madencilik sektörünün ülke kalkınmasındaki kritik önemi, fazla miktarlarda üretilip yurt dışına satılarak döviz elde edilmesinde değil, ancak, yerli sanayiye düşük maliyette ve kaliteli girdi sağlamasındadır. Bu çerçevede, madencilik sektörünün planlanmasında ülke sanayi sektörleri ile entegrasyon ön planda tutulmalıdır.
-Ülkemizin ihtiyacı olan enerjinin, yerli maden kaynaklarımızdan karşılanması öncelikli hedef olmalıdır. Sanayinin ihtiyacı olan ucuz enerji üretiminin sağlanması ve bu enerjinin sürekli ve güvenilir olması bakımından, yerli maden kaynaklarımızın kullanılması kaçınılmaz bir gerekliliktir. Elektrik enerjisi arz-talep dengesinin sorunsuz sürdürülebilmesi için, ulusal maden kaynaklarımıza öncelik veren, akılcı bir enerji politikası zaman kaybedilmeden oluşturulmalıdır.
-Toplumsal, ekonomik ve çevresel bakımdan sürdürülebilir bir madencilik sektörünün gelişimi; devlet, sektörde faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlar ile demokratik kitle örgütleri ve meslek odalarının yapıcı işbirliği ile mümkündür. Söz konusu tarafların doğrudan katılımları olmaksızın hazırlanacak herhangi bir sektör planının ya da plan uygulamasının başarılı olması mümkün görülmemektedir.
Ayrıca;
Madencilik sektörünün ülkemiz için önemi göz önüne alındığında, sorunlarımızın çözümü ve sektörün ülke ekonomisi içindeki payının artırılması için Madencilik Bakanlığı‘nın kurulması büyük önem taşımaktadır. Önceki yıllarda gündeme gelen ancak sonuçlandırılmayan bu girişimin tekrar değerlendirilmesi gerekmektedir. Yeni dönemde bu konuda yapılacak çalışmalar Odamız tarafından dikkatle takip edilecektir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
TMMOB
MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI
YÖNETİM KURULU
21 Eylül 2007, Ankara