Soma’ya, Akhisar’a sözümüzü tutmaya geldik.
Oda Başkanımız Ayhan YÜKSEL, II. Başkanımız H. Can DOĞAN, Genel Sekreterimiz Necmi Ergin ve Hukuk Müşavirimiz Volkan KAYA Akhisar`da 28 Ağustos 2015 tarihinde Ağır Ceza Mahkemesinde görülmekte olan Soma Faciası Davasının 3. Celsesinin son oturumuna katıldılar. Odamız tarafından davaya müdahil olmak amacıyla mahkemeye verilen dilekçemizin reddedilmesi üzerine Yönetim Kurulumuz tarafından aşağıdaki basın açıklaması yapılmıştır.
Saygıdeğer Basın Mensupları, Sevgili Soma Halkı,
Yaşamını kaybeden maden emekçilerinin sevgili aileleri,
Soma`ya, Akhisar`a sözümüzü tutmaya geldik.
13 Mayıs 2014 tarihinde aralarında 5 maden mühendisi meslektaşımızın da yer aldığı 301 maden emekçisinin ölümüyle sonuçlanan facianın meydana geldiği andan itibaren TMMOB Maden Mühendisleri Odası olarak Genel Merkez Yönetim Kurulumuzla, Şube Yönetim Kurullarımızla ve uzmanlarımızla birlikte sürece müdahil olduk, sürecin içerisinde ve merkezinde yer aldık.
Facianın ilk gününden itibaren olayın olası nedenleri ile ilgili olarak kamuoyunu bilgilendirmeye çalıştık. Facianın gerçek nedenlerini ve sorumlularını kamuoyuna duyurduk. Odamız facianın nedenlerinin ve sorumlularının belirlenmesi için konunun uzmanlarından oluşan 10 kişilik bir komisyon oluşturarak ilgili bakanlıklar ve kuruluşlardan 26 adet bilgi ve belge istedi ancak bir kurum haricinde hiçbir bilgi ve belge verilmedi. Buna rağmen uzman meslek odası olmamız nedeniyle sahip olduğumuz bilgi birikimi ve örgütlü gücümüzden elde ettiğimiz bilgi ve belgeler ile bir ön rapor hazırladık. Raporumuz tüm kamuoyu ve ilgili çevreler tarafından kabul görmüş ve pek çok yerde kaynak olarak gösterilmiştir.
Odamız tarafından hazırlanan raporda da belirtildiği üzere kazanın asli ve sistemsel nedenleri neo liberal politikaların sonucu olan taşeronlaştırma, üretim zorlaması, mevzuattan kaynaklanan esnekleşme ve kuralsızlaşma ile denetimsizleştirmedir. Yani o ocaklara taşeronu, rödevansçıyı sokanlardır. Yani mevzuat ile esnek ve kuralsız çalışma ilişkilerini düzenleyen mevzuatı yaparak üretim zorlamasını sağlayanlardır. Maden mühendisliği bilim ve tekniğini hiçe sayarak ülkemizde 18. yüzyıl madenciliğinin yapılmasına izin verenlerdir.
Kazadan sonra ilgili savcı tarafından yapılan açıklamadan da hatırlanacağı üzere olayın sorumluluğu öncelikli olarak faciada yaşamını kaybeden meslektaşlarımıza yüklenmek istenmiştir. Ancak toplumda oluşan tepki nedeniyle sorumluluk ölen yerine ölemeyen maden mühendislerine yüklenmek istenmektedir.
Oysa ki gerçek sorumlular;
-18 Şubat 2015 tarihinde yürürlüğe giren ve ülkemiz madenciliğinin sorunlarını çözmek bir yana madenciliği mühendislik bilim ve tekniğinden uzaklaştıran Maden Kanunu`nu yapanlardır.
-23 Nisan 2015 tarihinde yürürlüğe giren iş sağlığı ve güvenliği yasasında yapılan değişiklikler ile eksikliklerini ve başarısızlıklarını itiraf edenlerdir.
-04 Ağustos 2015 tarihinde yürürlüğe giren yönetmelik AB ATEX standartlarını 5 yıl süreyle askıya alarak zaten sorunlu ve yetersiz olan iş güvenliği denetim sistemini yok etmeye çalışanlardır.
Defalarca söylediğimiz üzere adaletin bilime ve hukuka uygun olarak gerçekleşmesi için gerekenleri yapmak, sözümüzü tutmak için davaya müdahil olmaya geldik ve dilekçemizi geçen celsede 15 Haziran 2015`de mahkemeye sunduk. Ancak haklı talebimiz mahkeme tarafından reddedilmiştir.
Her ne kadar talebimiz reddedilmiş olsa da bu davanın sonu nereye varırsa varsın, bilime ve hukuka uygun bir karar için, ADALET için TMMOB Maden Mühendisleri olarak davaya müdahil olacağımızı ve bu mücadelemize devam edeceğimizi kamuoyuna duyururuz.
Saygılarımızla,
TMMOB Maden Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu
28 Ağustos 2015, Akhisar