TMMOB Maden Mühendisleri Odası

Alüminyum Raporu

Alüminyum, doğada bileşik halde (oksit halinde ) bulunur ve yerkabuğunun yaklaşık %8’ini oluşturur. Alüminyum üretiminin en önemli hammaddesi olan Boksit minerali %30-60 alüminyum oksit içerir. Bayer Prosesine göre elde edilen alüminanın elektrolizi ile sıvı alüminyum üretilmektedir (birincil alüminyum).Yaklaşık 4 ton boksitten 2 ton alümina elde edilmekte, bundan da 1 ton metal alüminyum üretilebilmektedir.

Alüminyum oksitin (Al2O3) elektrolizi yöntemiyle, ticari olarak üretilen alüminyum metalin üretilmesi ancak 1888 yılında mümkün olabilmiştir. Önceleri elektrik kabloları ve ev dekorasyon ürünlerinde kullanılmaya başlayan alüminyum metaline, 1939-1945 dönemindeki savaş ortamında uçak sanayiinden yoğun talep gelmiştir. 1960‘larda alüminyum sac ve levhalar inşaat sanayiinde kullanım alanı bulurken, 1970 ve 1980‘lerde ise, özellikle ABD‘de kutulama piyasası alüminyuma büyük talep yaratmıştır. Yaşanan petrol krizleri sonrasında, daha hafif otomobillerin üretiminin yaygınlaşmasıyla, otomotiv sektöründe alüminyum hızla bakır, çelik ve dökme demirin yerini almaya başlamıştır.

DÜNYA’ DA VE TÜRKİYE’ DE ALÜMİNYUM ÜRETİMLERİ

DÜNYA BOKSİT ÜRETİMİ

Dünyada boksit rezervlerinin en fazla olduğu ülkeler Avustralya, Jamaika, Gine ve Brezilya olarak sıralanabilir.

Alüminyumun ana cevheri olan boksit cevheri üretimi genellikle açık ocak işletmeciliği ile gerçekleştirilmektedir.

Dünya boksit üretimi son yıllarda 110-125 milyon ton/yıl mertebesinde gerçekleşmiştir. Avustralya ve Latin Amerika, en büyük boksit üreticileri durumundadır.

DÜNYA ALÜMINA ÜRETIMI

Avustralya, Brezilya, Guyana, Jamaika, Surinam, Venezuella alümina üretiminin yapıldığı belli başlı ülkelerdir. 1997 yılında 43 milyon ton civarında gerçekleşmiştir.

DÜNYA ALÜMİNYUM SANAYİ

DÜNYA ALÜMİNYUM ÜRETİMLERİ

Birincil alüminyum, alüminanın elektrolizi ile elde edilen sıvı alüminyumun üretim kapasitesi dünya genelinde yaklaşık 22 milyon ton/yıl seviyesindedir.

1975 yılında 11.5 milyon olarak gerçekleşen dünya sıvı alüminyum üretimi, 1997 yılında yaklaşık % 90 artarak 22 milyon ton (üretiminin % 40’ı; ABD, Rusya ve Kanada tarafından yapılmıştır), 1999 yılında ise 25 milyon ton seviyelerine ulaşmıştır.

İkincil alüminyum, hurdadan elde edilen alüminyum olup, günümüzde ikincil alüminyum üretiminde, birincil alüminyum üretiminde harcanan enerjinin ancak ~ % 5’i kadar (~ 700-800 kwh/ton-alüminyum) enerji tüketmesinden dolayı daha düşük maliyetlerle üretilmesi nedeniyle büyük önem taşımaktadır.

Dünya ikincil alüminyum üretimi (1997 yılı) yaklaşık olarak 7,5 Milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Batılı Ülkelerde ikincil alüminyum üretimi daha fazladır. Dünya ikincil alüminyum üretiminin yaklaşık yarısı ABD’de yapılmaktadır.

1997 yılında dünya ikincil alüminyum üretiminin % 65’i ABD ve Japonya tarafından yapılmıştır. 1975-1995 döneminde birincil alüminyum üretimindeki artış yılda % 2.9 olarak gerçekleşirken, ikincil üretimdeki artış yılda % 5.1 seviyelerine ulaşmıştır. 1975-1995 döneminde toplam alüminyum metali üretimindeki (birincil+ikincil) artış % 3.4 olarak gerçekleşmiştir. Alüminyum üretiminde, ekolojik baskıların etkisiyle, gelişmiş ülkelerde geri dönüşüm yüzdesi daha fazladır. Dünya talebinin yaklaşık % 35’i ikincil üretimle karşılanmaktadır. Ülkemizde ikincil üretim, tüketimin ancak yaklaşık %10’una karşılık gelmektedir.

AB, ekolojik bazlı yaptırımlarında etkisi ile, birincil alüminyum üretiminden çekilmek eğilimindedir. Buna karşılık, yarı ürün işleme sanayiinde yatırımlar yapılmaktadır. Genel olarak, yarı ürün ihracatçısı olan AB ülkeleri, ihtiyaçları olan birincil alüminyumu daha çok Norveç, Brezilya ve Venezüella’dan temin etmektedirler.

DÜNYA ALÜMİNYUM TÜKETİMLERİ

Dünya alüminyum tüketimi 1997 yılı itibariyle 21,7 milyon tondur. Yıllar itibariyle. tüketim 1960’lı yıllara kadar çok dalgalı gelişmiş, tablodan da görüleceği gibi 1980 yılı sonrası ise istikrarlı bir yapıya kavuşmuştur. Dünya alüminyum tüketimi aşağıdaki şekildedir

 

YILLAR

Milyon Ton

1965

5,2

1980

12,1

1994

19,7

1995

20,4

1996

20,7

1997

21,7

1980-1995 yılları arasında Batı dünyasında alüminyum tüketimi yılda %2,6 artmıştır. Aynı yıllar arasında dünya genelinde ise alüminyum tüketimi yılda %3,5 artmıştır.

1997 yılında 21.7 milyon ton olarak gerçekleşen Dünya birincil alüminyum tüketiminin % 50’den fazlasını ABD, Japonya, Çin ve Almanya gerçekleştirmiştir.

3.16.1.3.3 - DÜNYA ALÜMİNYUM ÜRETİM MALİYETLERİ

1997‘de Dünyada ortalama birincil alüminyum operasyon maliyeti ~ 1.200 US$/ton civarında gerçekleşmiştir. Birincil alüminyum üretiminin en önemli girdisi elektrik enerjisidir. Elektrik enerjisinin birim tüketimi, 1980 yılında dünyada ortalama 17,0 kwh/kg-alüminyum olarak gerçekleşmişken, 1995 yılında birim enerji tüketimi 15,7 kwh/kg-alüminyum seviyesine gerilemiştir. Günümüzde ortaya çıkan teknolojik gelişmeler sonucu, özgül enerji tüketimi ~ 13 kwh/kg-alüminyum seviyelerine kadar düşmüştür.

3.16.1.4 - TÜRKİYE ALÜMİNYUM SANAYİİ

Türkiye’de birincil Alüminyum üreten tek kuruluş, Eti Holding bünyesindeki Seydişehir Alüminyum Tesisleridir. Özel sektör kuruluşları sadece yarı ürün ve/veya uç ürünler üreten, bir anlamda alüminyum işleyen kuruluşlardır. Alüminyum sektöründe değişik alanlarda faaliyet gösteren, çoğunluğu küçük ölçekli olmak üzere, yaklaşık 400 civarında firma mevcuttur.

Türkiye Alüminyum işleme kapasitesi (Seydişehir dahil) 280.000 - 300.000 ton/yıl civarındadır. Birincil alüminyum üretiminde % 100 kapasitede çalışılmakla birlikte, alüminyum işleme sektöründe kapasite kullanım oranının ortalaması % 65-70 düzeyindedir. Avrupa Topluluğu ülkeleri için ise kapasite kullanım oranı % 89 civarındadır.

Türkiye’de alüminyumun kullanım alanları: inşaat, elektrik, metalurji, paketleme, ulaşım (otomotiv,uçak,vagon) gibi pek çok alanda kullanılmaktadır.

Seydişehir Alüminyum Tesislerinin sıvı alüminyum (birincil alüminyum) üretiminde tek kuruluş olması ve kapasitesinin yurt içi talebi karşılayamaması sonucu, talep ile üretim arasındaki fark 1985 yılından itibaren; külçe,ingot ve/veya yarı ürün halinde dış alım yoluyla karşılanmaya başlamıştır. Aşağıdaki Tabloda son üç yılın Türkiye Alüminyum üretim, tüketim, ithalat ve ihracat rakamları verilmiştir.

Çizelge 3.16.1 Türkiye Alüminyum Üretimi , Tüketimi , İthalatı ve İhracatı

 

Yıllar

Üretim(Ton)

İthalat (Ton)

İhracat (Ton)

Tüketim (Ton)

1997

62.020

237.514

71.893

227.641

1998

61.803

234.701

107.259

189.245

1999

61.705

219.114

107.545

173.274

SEYDİŞEHİR ALÜMİNYUM TESİSLERİ

SEYDİŞEHİR ALÜMİNYUM TESİSLERİNİN TARİHÇESİ

Seydişehir bölgesindeki Boksit cevherlerini işlemek için 9 Mayıs 1967 tarihinde Etibank Genel Müdürlüğü ile Tyazpromexport (SSCB) arasında imzalanan anlaşma ile 60.000 ton/yıl kapasiteli birincil alüminyum fabrikası kurulması çalışmaları başlamıştır. Fabrikada 13 Ekim 1969 tarihinde montaj çalışmaları başlamış ve Mart 1973 yılında Alümina fabrikası devreye alınmış ve arkasından Ağustos 1974’te 1.elektrolizhane, Ekim 1975’te 2.elektrolizhane, Aralık 1975’te 3.elektrolizhane, Ocak 1977’de 4.elektrolizhane, Mayıs 1974’te Dökümhane fabrikası, Şubat 1976-Mart 1979 arasında Haddehane fabrikasının değişik üniteleri tamamlanarak işletmeye alınmıştır.

60.000 ton/yıl kapasiteli tesis Ocak 1977 yılında % 100 kapasiteye ulaşmış, 8 ay sonra Türkiye’nin içinde bulunduğu büyük enerji sıkıntısı nedeniyle Eylül 1977’de % 50 kapasiteye düşürülmüştür. Temmuz 1980’de kapasite % 75’e çıkarılmış fakat Ağustos 1981’den itibaren devam eden enerji krizi nedeniyle kapasitede dalgalanmalar olmuştur. Daha sonra Haziran 1983’de kapasite % 35’ e kadar düşmüştür. Ocak 1984’de % 50, Temmuz 1984’de % 75, Mayıs 1985’de % 100 kapasiteye ulaşılmıştır. Bu tarihten itibaren % 100 kapasiteyle üretime (60.000 Ton/Yıl) devam edilmektedir.

ÜRETİM

Entegre bir tesis olan Alüminyum Tesisleri; Alümina, Anot Pasta, Alüminyum, Dökümhane, Haddehane ana üretim fabrikaları ile bunlara hizmet veren Kazan Dairesi, Kompresör, Su Sirkülasyon, Laboratuar, Atölyeler, Tesis Enerji v.b yardımcı ünitelerden oluşmaktadır.

Alümina Fabrikasındaki, açık işletme tekniği ile çıkarılan % 56 Al2O3 tenörlü boksit cevheri, Bayer prosesinin uygulandığı bu fabrikada kırma, öğütme, çözme, katı-sıvı ayrımı, sıvının kristalizasyonu sonucu alüminyum hidroksit elde edilir. Bu alüminyum hidroksitin kalsinasyonu işlemleri sonunda ise, 200.000 ton/yıl alümina üretilir (yaklaşık 2 ton boksitten 1 ton alümina elde edilir).

Alüminyum Fabrikası, 4 elektrolizhane binası ve her binada uç uca dizili 62 hücre olmak üzere toplam 248 hücreden oluşmaktadır. Hücreler soderberg anot tipinde, yani kendi kendine pişen hücre tipi olup, 100-102 kA akım şiddeti ile çalıştırılarak alüminanın elektrolizi sonucu yaklaşık 60.000 - 62.000 ton/yıl sıvı alüminyum üretilmektedir (Yaklaşık 2 ton alümina elektroliz hücrelerinde Hall-Heroult prensibine göre ayrışarak ve indirgenerek 1 ton alüminyum olarak katotta toplanır).

Dökümhane Fabrikası, Elektrolizhanelerde üretilen sıvı alüminyum, alaşımlı / saf (alaşımsız) külçe, ingot (yuvarlak-yassı) şekline getirilir. Dökümhane Ünitesi yılda ~ 60.000 ton sıvı alüminyum ve ~ 20.000 ton ikincil alüminyumu işleyecek kapasitededir.

Haddehane Fabrikası ise, Dökümhanede üretilen yuvarlak ingotların ekstrüzyon ve yassı ingotların hadde yöntemiyle şekil verildiği birim olup, piyasa talebine uygun; profil, sıcak-soğuk levha, ve folyo üretimi gerçekleştirilmektedir.

Özet olarak, Alüminyum Tesisleri yılda ~ 461.000 ton Boksit işleyerek, 200.000 ton Alümina ve 60.000 ton sıvı alüminyum üretim kapasitesine sahiptir. Üretilen alüminanın 120.000 tonu sıvı alüminyum üretiminde kullanılmakta olup, geri kalan 80.000 tonun küçük bir bölümü yurtiçinde seramik fabrikalarına satılmakta ve çoğu ihraç edilmektedir. Ayrıca, yurtiçi kağıt, tekstil, kimya sanayii, su arıtma tesisleri ihtiyacını karşılamak üzere 45.000 ton/yıl kapasiteli Alüminyum Sülfat Fabrikası 1980 yılında Alümina Fabrikasının bir yan ünitesi olarak, üretime başlamıştır.

1970 yılında 18.000 ton civarında bulunan yurtiçi alüminyum tüketimi günümüzde ~ 175.000 ton/yıl düzeyine ulaşmıştır. Tüketimin bu seviyelere ulaşmasında ulusal bir kaynaktan Alüminyum hammadde ve mamullerinin teminindeki kolaylık büyük rol oynamış ve sayıları giderek çoğalan alüminyum işleyicisi niteliğindeki sanayi kolunun alüminyuma talebini her geçen gün artırmıştır. Ancak, Seydişehir Alüminyum Tesisleri, mevcut teknolojisi ve kapasitesi ile ülke ihtiyacının sadece ~ 60.000 tonunu (~ %30’unu) karşılayabilmektedir.

REZERVLER

Eti Holding uhdesinde, işletme ruhsatlı 7 adet maden sahası bulunmaktadır. Rezerv ve silis modülü açısından en önemlileri, Mortaş, Doğankuzu ve Değirmenlik (Kızıltaş) Boksit yataklarıdır. Dekapaj ve üretim faaliyeti halen sadece, Mortaş ve Doğankuzu açık ocaklarında sürdürülmektedir. Uzun vadede, Akseki bölgesindeki Değirmenlik ve diğer yüksek modüllü Boksitler ile, Seydişehir Bölgesindeki düşük modüllü Boksitlerin, paçal yapılarak kullanılması suretiyle, mevcut rezervin değerlendirilmesi planlanmıştır. Sahaların tamamında toplam 35 milyon ton civarında görünür rezerv mevcuttur.

MALİYETLER

Birincil alüminyum üretiminde maliyeti oluşturan en önemli kalemler; Hammadde (alümina, anot pasta, kriyolit, alüminyum flörür v.b.), enerji ve işçiliktir. Bunlardan en önemlisi elektrik enerjisi olup, maliyetin yaklaşık % 40’ını oluşturmaktadır. Geriye kalan %60’ın; yaklaşık % 30’unu malzeme-hammadde giderleri , yaklaşık % 30 diğer giderleri ise personel giderleri oluşturur.

Seydişehir Alüminyum Tesisleri, dünya alüminyum sektöründe en pahalı elektrik enerjisi satın alan kuruluştur. Batı dünyası alüminyum üreticilerinin elektrik enerjisi satın alma fiyatları ~ 2 cent/kwh seviyesinde iken, Seydişehir Alüminyum Tesisleri için bu fiyat iki kat daha fazla olup ~ 4 cent/kwh dır.

Seydişehir Alüminyum Tesislerinde tüketilen elektrik enerjisi için, bu konuda çıkarılan kararnameler ile 1977-1981 yılları arasında sabit fiyat uygulaması, 20.08.1981 tarihinden sonra %50 fiyat indirimi uygulanmak suretiyle koruyucu tedbir uygulanmıştır. Daha sonrasında bu oran 08.11.1990 tarihinde %40’a çekilmiş ve halen bu şekilde uygulamaktadır.

SONUÇ

IMF dayatmaları sonrasında özelleştirme kararlarının batakçıdan mal kaçırırcasına ilgili bakanlıkların bile haberi olmadan Resmi Gazete’de yayımlanıp yürürlüğe girdiği ülkemizde bazı KİT’lerle birlikte Seydişehir Alüminyum Tesisleri de nasibini almıştır.

Söz konusu gelişmeler sonucunda ilgili bakanın girişimleri sayesinde Eti Holding bünyesindeki bazı işletmelerin özelleştirilmesinin durdurulduğu basında yer almıştır. Ancak, biz bunun bir hız kesme olduğu düşüncesindeyiz. Çünkü, bu karar bugüne kadar Resmi Gazetede yayımlanmamıştır. Bugün ise Özelleştirme kapsam ve programında Eti Holding bünyesinden ayrılan Elazığ Ferro Krom ve Antalya Elektrometaluji fabrikalarındaki yaşanan olumsuzluklar nedeniyle (satışa hazır stoklarda ürünün fazlalığı nedeniyle Elazığ Ferro Kromda üretim durdurulmuştur) bu fabrikaların tekrar Eti Holding’e iadesi gündeme getirilmiştir.

Dünyada ve özellikle ülkemizde bu zihniyetle yapılan ve kötü sonuçlanan özelleştirme örnekleri varken (Çinkur, Petlas, KARDEMİR son günlerde Cumhurbaşkanı A.N. Sezer’in bile dikkatini çekip örnek verdiği Erzurum Et Kombinesi v.b..), malum çevreler Türk sanayiinin lokomotifi olan KİT’leri kaynak tüketen ekonominin kamburu gibi göstererek çözümün biran önce özelleştirme olduğu propagandasını yapmaktadırlar.

Özellikle ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik krizin yoğun olarak yaşandığı üretim yapan yerlerin bir bir kapandığı işten çıkarmaların çığ gibi arttığı günümüzde krizin aşılmasının üretim ve ihracatla olacağı gün gibi ortadayken, bir an önce yukarıda sadece birkaç örneği verilen fiyaskoyla sonuçlanan ve trajediye dönüşen Özelleştirme macerasından yurt çapında vazgeçilmesi gerekmektedir.

Bu bağlamda, alüminyum işleme kapasitesinin 280.000-300.000 ton/yıl, ithalatın 220.000 ton/yıl ve iç tüketimin 175.000 ton/yıl olduğu ülkemizde 60.000 ton/yıl kapasitesiyle alüminyum sektörünün ancak % 30’unu karşılayan Seydişehir Alüminyum Tesisleri için çözüm önerileri hayata geçirilmelidir.

  • Dünya alüminyum sektöründe en pahalı elektrik enerjisi satın alan kuruluş olan Seydişehir Alüminyum Tesislerinin enerji sorununa kalıcı bir çözüm bulunması,
  • Ulaşılan bilgilerde Seydişehir de mevcut boksit sahalarının tamamında toplam 35 milyon ton civarında görünür rezerv olduğu bilinmektedir. Yapılacak yatırımlara baz olması ve ülke kaynaklarının tespiti amacı ile maden arama çalışmalarının başlatılarak gerçek rezerv miktarı belirlenmelidir.
  • 1973 yılından günümüze alüminyum üretimini sürdüren Seydişehir Alüminyum Tesislerinde mevcut kapasiteyi etkileyecek teknolojik sorunlar yaşanmaktadır. Alınacak yatırım kararı ve aktarılacak kaynakla acilen tesisin darboğazdan çıkarılması ve ülke gereksinimi göz önüne alınarak uygun, rasyonel modernizasyon çalışmalarına başlanmalıdır.
  • Özellikle KİT’ler, bu güne kadar siyasilerin oy torbası ve yandaşlarının nemalandırıldığı kadrolaşma sonucunda siyasi kıyımların yapıldığı arenalar olmaktan çıkarılıp, özerk bir yapıda biçimlendirilerek ülke için verimli, üretken gerçek anlamda işletmelere dönüştürülmelidir.
  • 78 yıllık cumhuriyet olmamızla övünürken hiç bir alanda ileriye dönük ülkemizi kalkındıracak kalıcı ulusal politikalarımızın olmayışı hiç de övünülesi bir durum değildir. Bunun en çarpıcı örneği madenlerimiz, değişen hükümetlerle değişmeyen bir ulusal madencilik politikasına sahip olmadığımız için mevcut yasaların bile değiştirilmesine çalışılarak küreselleşme postuna bürünmüş emperyalizme ve yerli işbirlikçilerine özelleştirme tabağında sunulmak istenmektedir. Bu nedenle vakit geçirilmeden Ulusal Maden Politikası belirlenmelidir.

 

Okunma Sayısı: 33030
Yayın Tarihi: 28.12.2005