Linyit Raporu
Fosil yakıtlar (petrol, doğalgaz, kömür) sadece enerji hammaddesi değil; aynı zamanda bir çok sanayiinin (boya, plastik, eczacılık, kozmetik, demir-çelik, alüminyum, vs gibi) ana girdilerinin üretildiği hammaddelerdir. Bugünkü tüketim seviyeleri ile, dünya petrol rezervlerinin 40 yıl, doğalgaz rezervlerinin 60 yıl ve linyit rezervlerinin ise 156 yılda tükeneceği tahmin edilmektedir. Bu karşılaştırma, sadece günümüz teknolojileri kullanılarak ekonomik olarak işletilebilecek linyit rezervlerini kapsamaktadır. Düşük kaliteli ve daha derinde bulunan linyitlerin ekonomik olarak değerlendirilmesine olanak sağlayacak gelişmeler dikkate alınmamıştır. Kömür üretimi sermaye ve emek-yoğun bir madencilik türüdür. Ancak, piyasa koşulları ve teknolojideki yenilikler kömür üretim maliyetlerinin son 30 yıl boyunca istikrarlı gitmesini sağlamıştır. Yeni kömür ocaklarının açılması, yeni üretim tekniklerinin geliştirilmesi ve işçilik verimlerinin artması kömür fiyatlarında istikrarın başlıca nedenleri olmuştur. Petrol ve doğalgaz sektöründe, yeni rezervler giderek pazarlardan uzakta hatta okyanusların derinliklerinde bulunabilmektedir. Bu rezervlerin tüketime sunulabilmesi için, boru hattına ve diğer ekipmanlara büyük sermaye yatırımı yapılması gerekmektedir. Buna karşın, Kolombiya, Endonezya ve Avustralya‘daki gibi yeni üretime açılan kömür sahaları, oldukça uygun konum ve jeolojik koşullara sahiptirler. Bu durum, alt yapı giderlerinin ve böylece, üretim maliyetlerinin düşmesine neden olmaktadır. Türkiye kömür rezervleri içinde büyük pay 8,26 milyar ton‘la linyite aittir. Toplam 65,2 milyon ton olan linyit üretiminin 1998 yılı itibariyle %80‘i termik santrallarda, %19‘u ısınma ve sanayide tüketilmiştir. Bunun temel nedeni, dünya linyitleriyle karşılaştırıldığında linyitlerimizin daha düşük ısı değerine sahip olmasıdır.
Kaynak : 1. Enerji Şurası Alt Komisyon Raporu (1998)
DÜNYADA MEVCUT DURUM Avrupa Birliği‘nin 2020 yılı enerji talep projeksiyonunda; enerji kaynakları paylarındaki en büyük artış kömürde görülmektedir. Dünya kömür rezervlerinin ülkeler ve kömür türleri itibariyle dağılımı 1998 yılı değerleriyle Tablo 2‘de verilmiştir.Tablodan görüleceği gibi 992.012.000.000 tonluk dünya kömür rezervinin %51,36‘sı antrasit ve bitümlü kömüre, %48,64‘ü linyit ve alt-bitümlü kömüre aittir. 482.542.000.000 tonluk linyit ve alt-bitümlü kömür rezervinin %73,4‘ü dört ülkede (Almanya %8,9, eski SSCB %27,5, ABD %28,1, Avustralya %8,9) toplanmıştır. 509.470.000.000 tonluk antrasit ve bitümlü kömür rezervinin ise %87,6‘sı altı ülkede (eski SSCB %19,1, Çin %12,2, Hindistan %14,3, ABD %21,9, Güney Afrika Cumhuriyeti %10,9, Avustralya %9,3) toplanmıştır. Dünya kömür tüketiminin ülkeler ve kömür türleri itibariyle dağılımı 1997 yılı değerleriyle Tablo 3‘de verilmiştir. 1997 yılı dünya kömür tüketimine bakıldığında taşkömürünün %73‘lük, kahverengi kömürün ise %27‘lik paya sahip oldukları görülmektedir. En büyük kömür tüketicilerinin Çin (%28,2), ABD (%19,4), Hindistan (%7), Almanya (%5,7), Rusya Federasyonu (%4,7) oldukları görülmektedir. Tablo 3‘den 1997 yılı için kömür tüketiminin sektörel dağılımına bakıldığında termik santraller, sanayi ile teshin ve diğer sektörlerin payları sırasıyla %63, %30,7 ve %6,1 olarak hesaplanmaktadır.
Kaynak: BP Statistical Review of World Energy (1999)
Kaynak: 1. Energy Statistics of OECD Countries (1999 ) 2. Energy Statistics of NON-OECD Countries (1999)
Kaynak: 1. Energy Statistics of OECD Countries (1999 ) 2. Energy Statistics of NON-OECD Countries (1999)
TÜRKİYE‘DE MEVCUT DURUM Türkiye‘de linyit üretimi, hem yeraltı hem açık ocak işletmecilik yöntemleriyle gerçekleştirilmektedir. Linyit rezervlerinin %75‘i kamu sektörünün, kalan %25‘i özel sektörün kontrolünde olup linyit üretiminin %90‘ı kamu sektörü, %10‘u özel sektöre aittir. Linyit rezervlerinin bulunduğu yerler ve miktarları, üretim işletmeleri ve geliştirilen yıllık üretim miktarları, satış miktarı ve hasılatlar, ürün standart ve özellikleri, ürün satışının sektörel dağılımı, üretim yapan kamu ve özel kuruluşlar, üretim maliyetleri ve satış fiyatları aşağıdaki Tablo‘da gösterilmiştir.
KAYNAK : TKİ, TEAŞ, ETKB 2000 Yılı verilerine göre 8,38 milyar ton linyit, 81,7 milyon ton asfaltit olmak üzere 8,46 milyar ton rezerv bulunmaktadır. Bu rezervin %34,25‘i TKİ, % 39,89‘u TEAŞ ve %25,86 ‘sı da özel sektör ruhsatlarında bulunmaktadır. Ortalama 170 m‘ye kadar aramaları büyük ölçüde tamamlanan linyit sahalarımızdaki toplam rezervin yaklaşık %65‘inin; jeolojik aramalar, fizibilite çalışmaları ve kömür üretim maliyetleri dikkate alındığında, termik santral amaçlı üretimlerinin ekonomisi bulunmaktadır. Ekonomik olarak üretilmesi mümkün olan bu rezervin ise yaklaşık %61‘i Elbistan havzasında bulunmaktadır. Toplam Türkiye rezervinin %35‘i ise gerek ayrıntılı jeolojik arama çalışmalarının yeterli oranda yapılamadığı, fizibilite çalışması olmayan ya da jeolojik ve fizibilite çalışmaları tam olarak yapılmış ancak zararına işletilen ve işletilecek olan linyit sahaları ile küçük ölçekli üretim kapasitesine sahip özel sektör sahalarında bulunmaktadır. Ekonomik bir şekilde işletmeciliği yapılan ve yapılacak sahalardaki linyit rezervlerin gerek kimyasal özellikleri, gerekse talep itibariyle ağırlıklı olarak değerlendirme alanı termik santrallardır. Kamu sektörü ruhsatlarındaki toplam 6,3 milyar ton rezervin yaklaşık 2 milyar ton‘luk bölümünde üretim faaliyetleri sürdürülmektedir ki bu rezerv miktarı, ekonomik olarak değerlendirme imkanı bulunan ve toplam rezerv içindeki %65‘lik rezerv diliminin %36‘sını kapsamaktadır. Dolayısıyla, ekonomik bir şekilde işletmeciliği yapılabilecek ve termik santrallarda elektrik üretimine yönelik değerlendirilebilecek yaklaşık 3,5 milyar ton rezerv mevcuttur. Mevcut 6.233 MW kurulu gücündeki termik santrallara ilave olarak 10.653 MW gücünde yeni termik santralların tesis edilmesi mümkündür. Ancak, 2x300 MW‘lık Çayırhan 5-6, 2x300 MW‘lık Soma C ve 300 MW‘lık Tunçbilek santrallarının kömürünün yeraltı işletmelerinden karşılanacağı ve kömür üretim maliyetlerinin 50 $/ton seviyesinde olması dikkate alındığında, bu kömür üretim projelerinin ya sübvanse edilmesi, ya özel sektör eliyle 30 $/ton maliyetin altında üretiminin gerçekleştirilmesi, ya da maliyet + kar esasının santral işletmecisi tarafından kabul edilmesi gerekmektedir. Kamu ve özel sektör tarafından yapılması planlanan santralların ilavesi ile linyit kaynaklarına dayalı olarak termik santralların kurulu gücü 16.886 MW‘a ulaşacaktır. Ülkemizde her geçen yıl kömür ve doğal gaz gibi ithal kaynakların kullanımı artarken, ısınma ve sanayi sektöründe yerli kömürlerimizin kullanımı düşmektedir. Yıllar itibariyle petrokok ve kok dahil ısınma ve sanayi sektörü için yapılan kömür, doğal gaz ithalatı ve TKİ tarafından ısınma ve sanayi sektörü kömür satışları Tablo 7‘de verilmektedir. Kamu ve özel sektör kömür üreticileri, gelecek yıllarda yaygın olarak doğal gazın kullanımı ile ısınma ve sanayi sektöründe kömür tüketiminin daha da düşeceği gerçeğinden hareket ederek kömür üretim ve pazarlama politikalarında zorunlu olarak değişikliğe gitmek durumunda kalacaklardır. Isınma ve sanayi sektörüne verilen kömürlerin, gelecekte elektrik üretimi amacıyla tesis edilecek yeni termik santrallarda değerlendirilmeleri yönünde politika ve planlamaların yapılması kaçınılmaz görülmektedir. Aksi takdirde, özellikle ithal kömür ve doğal gaz pazarında yerini korumaya çalışan ve zorlukla ayakta duran özel sektöre ait işletmelerin kapanması, kamu işletmelerinin bilançolarında olumsuzlukların ortaya çıkması kaçınılmazdır. Aynı havzada üretim faaliyetlerini sürdüren kamu ve özel sektör kömür üreticileri birlikte kurulacak bir termik santralın kömürünü karşılayabilecekleri gibi özel sektör üreticileri de kendi aralarında oluşturacakları organizasyon ile aynı faaliyeti gerçekleştirebilirler. Böyle bir politika ve planlamada kömür üreticileri Manisa, Kütahya, Çorum- Amasya, Balıkesir-Bursa, Erzurum-Erzincan, Eskişehir-Afyon gibi bölgesel bazda konuyu ele alarak tesis edilebilecek termik santralların kömürünün karşılanmasına yönelik bir organizasyona gidebilirler. Böylece, hem atıl durumdaki linyit kaynakları değerlendirilmiş olacak, hem de giderek daralan yerli kömür pazarını koruyup daha da geliştirmiş olacaklardır. Böylece, linyit kaynaklarına dayalı olarak yaklaşık 16.886 MW‘lık termik santral kurulu gücü yaklaşık 20.000 MW‘a ulaşabilecektir. Dolayısıyla, kömür aramalarının , bulunan rezervi temsil edecek kömürün kimyasal analizlerinin, kömür külü içindeki bileşenlerin ve üretim sırasında kömüre karışacak olan kömür taban ve tavanındaki litolojik birimler ile kömür damarı içindeki ara kesmelerin, santral teknolojisinin, santral kömür alma sistemlerinin ,stok sahasındaki kömür homojenizasyonunun, santrale verilecek kömürün üretim ve teslim aşamasındaki yöntem ve teknolojilerin gerek elektrik üretimindeki verimliliğin artırılması ve her türlü kayıbın düşürülmesi, gerekse çevresel problemlerin azaltılması yönünden mevcut ve gelecekte tesis edilecek santrallarda ne derece önemli olduğu ortadadır.
Tablo 6- Termik Santraller
Kaynak : VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı, Fosil Yakıtlardan Elektrik Üretimi Komisyonu Raporu, 2000 Kabuller : Tunçbilek A ve Soma A Santrallerinin 2010 yılında devre dışı kalacağı, Santrallerin yılda 6.500 saat çalışacağı öngörülmüştür.
Kaynak : ETKB İstatistikleri, TKİ Faaliyet Raporları Üretilemeyen elektrik enerjisinin nedenlerinin ortaya konabilmesi için kömürün arama aşamasından yakılmasına kadar mevcut ve gelecekte tesis edilecek santrallar yönünden analiz edilmesinde yarar görülmektedir. Kömür kalitesi ve miktarından kaynaklanan nedenlerle her geçen yıl üretilemeyen elektrik enerjisi miktarında artışlar görülmektedir. Kömüre dayalı termik santralların toplamında yılda yaklaşık 5,5 milyar KWh elektrik üretilememiştir. Bu üretilemeyen elektrik miktarı yaklaşık 1.000 MW‘lık kurulu güce eşdeğerdir. Kısaca, yakıttan kaynaklanan üretim düşüklüğünü ikame edebilmek için 1000 MW gücünde yeni bir sanralın tesisini gündeme getirmektedir ki, bu güçte yeni bir santralın kurulması da maden + santral olarak yaklaşık 1,5 milyar $‘lık bir yatırım yapılmasını gerektirmektedir. Ülkemizin yaşadığı elektrik kısıntıları dikkate alındığında, konunun ne derece önemli olduğu ortaya çıkmaktadır. TÜRKİYE KÖMÜR İŞLETMELERİ KURUMU Türkiye Kömür İşletmeleri 1957 yılında, 6974 sayılı yasa ile kurulmuş olup çalışmalarını 8 Haziran 1984 tarih ve 233 sayılı KHK esaslarına göre düzenlenen ana statü hükümleri çerçevesinde yurt sathına yayılmış 15 işletmesi eliyle yürütmektedir. Kuruluş kanunundaki görevleri devletin genel enerji ve yakıt politikalarına uygun olarak linyit, bitümlü şist, asfaltit gibi enerji hammaddelerini üretmek, değerlendirmek, ülkenin ihtiyaçlarını karşılamak, yurt ekonomisine azami katkıda bulunmak, plan ve programlar oluşturmak ve takip etmek, uygulama stratejilerini tespit etmek ve geliştirilmesini sağlamaktır. Madenlerin devletleştirilmesi sürecine bağlı olarak TKİ, 1980‘li yılların başından itibaren ülkenin içinde bulunduğu enerji krizini aşabilmek amacıyla linyit sektöründe havza madenciliğini geliştirerek ısınma-sanayii ve elektrik sektörünün kömür talebini karşılamak amacıyla birçok linyit sahalarını projelendirerek işletmeye almıştır. TKİ, 1978-2000 döneminde toplam 6.233 MW güce ulaşan ve 54 milyon ton kömür tüketen ve bu kömür karşılığı olarak (2000 yılı rakamlarıyla) 34 milyon kwh elektrik üreten termik santralların ve piyasanın kömür talebini karşılayacak şekilde faaliyetlerini sürdürmüştür. 1990‘lı yıllardan itibaren KİT‘lerin Hazine üzerindeki yükünü azaltmak, etkin kaynak kullanımını sağlamak, serbestçe oluşan fiyatlarla rekabet edebilmek, daha etkin hizmet edebilmek için TKİ çalışmalarını sürdürmektedir. 2002 yıl başı itibariyle, ülkemizin 8,6 milyar ton linyit ve 80 milyon ton asfaltit olmak üzere 8,34 milyar ton kömür (taşkömürü hariç) rezervi bulunmaktadır. Bu rezervin % 30,6‘sı TKİ, % 45‘i EÜAŞ, % 24,4‘ü ise özel sektör ruhsatlarında bulunmaktadır. TKİ, gerek kamu gerekse özel sektör katılımı ile ülke ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde; zamanında, yeterli, güvenilir ve ekonomik olarak işletmecilik faaliyetlerini sürdürmektedir. TKİ, 1970‘li yıllardan itibaren yatırımlarını gittikçe arttırmış, işletmelerinde modern iş makinaları kullanarak üretimini talepler doğrultusunda sürdürmektedir. Üretiminin % 90‘ını açık işletmelerden, % 10‘u yer altı işletmelerinden sağlamaktadır. Açık işletmelerde yılda yaklaşık 200 m3 dekapaj gerçekleştirilmekte olup bunun yaklaşık % 50‘si özel sektör eliyle yapılmaktadır. Bazı işletmelerde açık işletme rezervleri 10-15 yıl sonra tükenecektir. Belli dönemlerde, madencilik üretim teknolojilerindeki gelişmeler dikkate alınarak yer altı olarak üretimi planlanan rezervlerin bir bölümünün açık işletme ile üretilmesine yönelik planlamalar yapılarak projelendirilmektedir. Yer altı üretimlerini geliştirmek amacıyla 1980 ve 1990‘lı yıllarda Çayırhan, Tunçbilek ve Soma‘da yer altı mekanizasyon projeleri devreye alınmıştır. Gelecekte bazı bölgelerdeki açık işletme üretimlerini de rezerv tüketimlerini dengelemek amacıyla yeni yer altı projelerinin devreye alınması hedeflenmektedir. TKİ tarafından işletmeye alınmış tüm kömür üretim projelerinde, ısınma ve sanayiinin kömür talebi de dikkate alınmıştır. Özellikle büyük şehirlerimizde yaşanılan hava kirliliğinin bir sonucu olarak mahalli çevre kurullarının yakıt standartlarına getirdiği sınırlamalar, 1986 yılından itibaren ısınma ve sanayii amaçlı kömür ithalatı başlamış, 1987 yılından sonra da doğalgaz ithalatı başlamıştır. 1987 yılında TKİ ısınma ve sanayiye yaklaşık 12 milyon ton kömür satmıştır. 2001 yılı sonu itibariyle ısınma ve sanayiye satışlarda 1987 yılına göre 8 milyon ton pazar kaybı (doğalgaz ve ithal kömür ikamesi ile) olmuştur. Özellikle ısınma ve sanayiye daha temiz, ısıl değeri yüksek, külü düşük kömür verebilmek için TKİ, Tunçbilek‘teki 3 milyon ton/yıl kapasiteli mevcut lavvar tesisine ilave olarak kapasitesini 6 milyon ton/yıl‘a çıkarmıştır. Soma‘da 1995 yılında 3 milyon ton/yıl, Çorum-Dodurga‘da 1997 yılında 200 bin ton/yıl kapasiteli özel sektörce tesis edilen lavvarlarda halen kömür yıkama ve paketleme faaliyetleri devam etmektedir. Bunun yanında, çevre ile uyum sağlayacak iyileştirmelerden biri de açık işletmelerde kömürü aldıktan sonra iç döküm yapılarak kazanılan araziler ve dış döküm sahaları ağaçlandırılmaktadır. 1978 yılından beri sürdürülen çalışmalar kapsamında bugüne kadar yaklaşık 1.500 hektarlık alanda rekültivasyon çalışmaları yapılarak 2,5 milyon adet ağaç dikilmiştir. 2001 yılı sonu itibariyle, TKİ‘de 2.784 memur ve 13.597 işçi olmak üzere toplam 16.381 personel istihdam edilmektedir. TKİ, 1994 yılından itibaren sürekli kâr eden ve 1998 yılında 500 sanayii kuruluşu içinde kârlılıkta birinci sırada yer almış bir kuruluştur. Üretim maliyetleri içerisinde en büyük pay işçilikten gelmektedir. 1988 yılında 33.202 personeli olan TKİ‘nin 2001 sonu itibariyle 12.680 personel (emeklilik ve başka kurumlara geçiş nedeniyle) azalması olmuştur. TKİ‘nin idame projeleri yanında 2003 ve 2004 yıllarında işletmeye alacağı iki önemli projesi bulunmaktadır. Bu projelerden 2,3 milyon ton/yıl kapasiteli Çan Tevzii Projesi ile 2x160 MW gücündeki Çan Termik Santrali ve 2,5 milyon ton/yıl kapasiteli Soma Eynes açık işletme projesi ile Soma B 1-4 Termik Santrali projeleridir. Tablo 8 saha bazında TKİ‘nin ve Türkiye linyit ve asfaltit rezervleri verilmektedir. TKİ‘nin uzun vadeli satılabilir üretim hedefi yaklaşık 38 milyon ton/yıl‘dır. Bu üretimin % 87‘si termik santrallara, % 13‘ü piyasa satışı olarak hedeflenmiştir. TKİ, 1985 yılında ağırlığı santrallara yönelik yatırımlar nedeniyle ton başına 11$ yatırım yapmış olup, 2000‘li yıllarda bu yatırım 0,2 $/tona düşmüştür. Bu yatırım düşüklüğünün en önemli nedeni yeni kömür projelerinin (santral ve piyasa amaçlı) devreye alınamaması, sadece idame ve yenileme yapılmasından kaynaklanmaktadır. TÜRKİYE KÖMÜR İŞLETMELERİ (TKİ)‘NİN SORUNLARI 1999 yılına kadar 3x210 MW gücündeki Kemerköy Termik Santralı‘nın kömür ihtiyacının karşılanacağı Hüsamlar Kömür Sahası‘ndan kömür üretimi yapılamamış, bu nedenle, bu Santralın kömürü Milas - Sekköy‘den temin edilmiştir. Hüsamlar Sahası‘nın işletmeye açılamaması nedenlerinin başında, ETKB‘nca bu sahanın özel sektör eliyle işletilmesi düşüncesiyle yatırımların yapılamayışı, 3096 sayılı Yap İşlet Devret Yasası itibariyle
Tablo 8 - 2002 Yılı Türkiye Linyit-Asfaltit Rezerv Tablosu
|