TMMOB Maden Mühendisleri Odası

21 HAZİRAN ZONGULDAK’IN KURTULUŞU VE UZUN MEHMET’İ ANMA GÜNÜ

21 HAZİRAN ZONGULDAK’IN KURTULUŞU VE UZUN MEHMET’İ ANMA GÜNÜ

21 Haziran Zonguldak`ın Kurtuluşu ve Uzun Mehmet`i Anma Günü kutlamaları Zonguldak Uzun Mehmet Anıtında 21 Haziran 2014 tarihinde gerçekleştirilmiştir. Anma programına, Zonguldak şubeye bağlı üyelerimiz de katılmışlardır. Programda Zonguldak Şube II. Başkanı Sayın Hüsnü MEYDAN tarafından bir basın açıklaması yapılmıştır.

Basın Açıklaması;

DEĞERLİ KONUKLAR
Sözlerime Soma da 13 Mayıs günü meydana gelen kazada 5 meslektaşımızın da bulunduğu 301 maden emekçisini, Şırnak`ta son on beş gün içersin de kaçak ocaklarda hayatını kaybeden maden emekçilerini saygıyla anarak başlamak istiyorum.

TMMOB Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şubesi adına hepinize hoş geldiniz diyor saygıyla selamlıyorum.

Zonguldak taşkömürünün 1829 yılında Uzun Mehmet tarafından bulunmasından önce küçük bir yerleşim yeri idi. Ereğli`nin kestaneci köyünden bahriye eri Uzun Mehmet`in kömürü bulması Zonguldak şehrinin madencilik tarihinin de başlangıcı olmuştur. Kömürün bulunmasından sonra 19.yüzyılda madenlerin faaliyete geçmesi ile havzaya yerli ve yabancı sermaye girişi başlamıştır. Kömür ocaklarının birbiri ardına açılmasıyla değişen ekonomik ve sosyal koşullar açıldığı alanda yeni bir yerleşim birimi meydana getirmiştir. Zonguldak; Cumhuriyet kuruluncaya kadar kaza teşkilatı olarak yönetilmiş, Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte Cumhuriyet döneminin ilk vilayeti olarak tarihe geçmiş, ülke sanayisinin kalkınmasında ve madencilik sektörünün gelişmesinde önemli bir görev üslenmiştir.

Bu gün burada taşkömürünü bulan Uzun Mehmet`i anmak ve Zonguldak`ın düşman işgalinden kurtuluşunun 93.yılını kutlamak için toplanmış bulunuyoruz. Böylesi anlamlı bir günde içimiz coşkuyla değil acıyla, Soma`da yaşanan facia nedeniyle hüzünle doludur.

Maden Mühendisleri odası olarak bugüne kadar madencilik sektörünün gelişmesi ve meydana gelen kazaların yeniden yaşanmaması için alınması gereken önlemlerle ilgili kongre ve sempozyumlar düzenlenmiş, hazırladığımız raporlarla gereken önlemler dile getirilmiştir. Odamızın 2010 yılında hazırlamış olduğu "Madencilikte Yaşanan İş Kazaları Raporunda" Soma Havzasına ilişkin tespitler yapılmış ve burada bir facia yaşanabileceği belirtilmiştir. Ancak söylediklerimize hazırladığımız raporlara gereken önem verilmemiştir. Bu anlamda yaşanan kazaların bir daha yaşanmaması için bir kez daha hatırlatma yapılmasında mesleki sorumluluk bilinciyle yaşamsal bir yarar görmekteyiz.

Yer altı kömür madenciliği doğası gereği içerdiği riskler nedeniyle dünyanın her yerinde planlama, yatırım ve üretim aşamasından pazarlamasına kadar özel önlemler, donanım, bilgi, deneyim, uzmanlık gerektiren en ağır işkollarından biridir. Havzamızda ve ülkemizde madencilikle ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının bu bilgi ve deneyime ulaşması uzun yıllar gerektirmiştir.

Özellikle 1980 den sonra uygulanan Özeleştirme, taşeronlaşma, rodövans, hizmet alımı gibi neoliberal politikalar kamu madenciliğini küçültmüş, kamu kurum ve kuruluşlarında uzun yıllar sonucu elde edilen madencilik bilgi ve deneyim birikimini dağıtmıştır.

Kamu yararı gözetmeksizin acımasız üretim zorlaması aşırı kar hırsı Soma faciasıyla bir kez daha gerçekleri ortaya koymuştur. Yaşanan cinayet sermayenin aşırı kar hırsı ve çalışma yaşamına yönelik modern kölelik politikalarından kaynaklanmaktadır. Özeleştirme, sendikasızlaştırma, taşeronlaşma esnek çalışma politikaları birbiriyle bağlantılı olumsuz sonuçlar yaratmaktadır. Kazaların temel nedenleri olan uygulanan bu yanlış politikalar sonucu meydana gelen iş cinayetlerinde sorumlu olarak çalışan emekçilerle birlikte mühendisler gösterilmeye çalışılmaktadır. Bu ortamı yaratan gerçek sorumlular çalışanlar değil bu politikaları uygulayanlardır.

Uluslararası Çalışma örgütü ILO`nun 176 sayılı Madenlerde İş Sağlığı ve Güvenliği Sözleşmesini ülkeyi yönetenlerin neden hala imzalamadıklarını anlamak mümkün değildir. Yeraltı Kömür Madenlerinde İşçi Sağlığı ve Güvenliği İLO uygulama rehberinden bir örnek vermek istiyorum; Maden yangınlarıyla ilgili bölümde madde 9.3.3 "Bütün Madenlerde, uygulanabileceği ölçüde, iki ayrı hava giriş yolu olmalı; biri yangından çıkan ürünlerle kirlendiğinde diğeri madende bulunan personelin kaçması için açık olmalıdır". ILO`nun uygulama rehberinde öngördüğü yangına müsait kömür madenlerinde bahsedilen önlem yasal mevzuatlarımızda yer alsa ve uygulanmış olsaydı bugün 301 can hayatta olacaktı. Görevi çalışma yaşamıyla ilgili olarak mevzuat hazırlama, uygulama ve denetleme olan devletin İLO sözleşmesini imzalamaması iş cinayetlerindeki sorumluluğunu artırmaktadır.

Maden Mühendisler odası olarak bölgemizdeki madencilik sektörünün gelişmesi yeni faciaların yaşanmaması için diyoruz ki ;
-TTK`yı ekonomik yapısı iyileştirilmiş demir çelik sektörünün metalurjik kömür ihtiyacının önemli bir kısmını karşılayan bir kuruluş haline getirecek taşkömürü politikaları oluşturulmalıdır,
-Bölgemizin en büyük istihdam alanı olan TTK`nun işçi açıklıkları giderilmelidir,
-TTK, Üniversite, Meslek odası ve işçi sendikalarının birlikte yapacak olduğu çalışmalarla TTK ‘yı hazırlıktan- üretime, zenginleştirmeden- pazarlamaya, işin sevk ve idaresine kadar yeniden yapılandırılmalıdır,
-1980 den önce yaklaşık 1000 kişinin çalıştığı, kurumun maden ekipmanlarının büyük bir kısmını üreten Maden Makineleri fabrikası yeniden yapılandırılmalı, ülkemizin ihtiyacı olan bütün maden ekipmanlarını üreten ayrıca istihdam sağlayan büyük bir sanayi kuruluşu haline getirilmelidir,
-Piyasalaştırılan işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatı üniversitelerin, sendikaların ve meslek odalarının görüşleri alınarak yeniden düzenlenmelidir,
-Etkin ve yeterli denetim sisteminin sağlanabilmesi için ilgili kurum ve kuruluşlar yeniden yapılandırılmalıdır,
-İş güvencesiz, sosyal güvencesiz, ücret güvencesiz modern kölelik sistemi olan taşeronlaşma iptal edilmeli, özelleştirmeler durdurulmalıdır
-Madencilik Bakanlığı kurulmalı MİGEM`in taşra teşkilatı oluşturulmalıdır,
-Esnek ve kuralsız çalışmayı, işçileri kiralamayı, taşeronlaşmayı yasal hale getiren, fazla mesai ücretlerini, sendikal hak ve yetkileri budayan 4857 sayılı iş yasası ve ilgili mevzuatlar ile Madencilik mevzuatı bilim ve tekniğin gereklerine uygun, öznesi "insan" olan çağdaş bir yapıya kavuşturulmalıdır,

Bu düşüncelerle ilgilileri bir kez daha göreve davet ediyor sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz. Uzun Mehmet nezdinde Yeraltında can vererek yerüstüne hayat veren onurlu maden emekçilerini bir kez daha saygıyla anıyoruz.

TMMOB
MADEN MÜHENDİSLER ODASI
ZONGULDAK ŞUBESİ YÖNETİM KURULU

Okunma Sayısı: 428
Yayın Tarihi: 23.06.2014