25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI MÜCADELE GÜNÜ
25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI MÜCADELE GÜNÜ
Dominik Cumhuriyetinde üç kadın, üç kız kardeş,
Patria,
Minerva,
Maria Mirabel.
Bu kadınlar diktatörlüğe direndi, özgürlükleri için mücadele etti, bütün baskılara tehditlere, hapis cezalarına rağmen vazgeçmediler. Çünkü biliyorlardı ki hakları olan hayatı yaşamak için mücadeleden başka şansları yoktu. En zor şartlarda bile mücadeleden vazgeçmeden inançla yollarında yürümeye devam ettiler. Baskıcı diktatör o kadar korktu ki onlardan, o kadar korktu ki inançlarından, en zayıf anlarında bir 25 Kasım günü ıssız bir yolda onları tecavüz ve işkenceler sonunda vahşice öldürtüp, arabalarıyla beraber kaza süsü verdirerek uçurumdan aşağı attırdı. Fakat herkes biliyordu ki bu bir kaza değil cinayetti. Diktatör, Mirabel kardeşlerin öldüğünü, yok olduklarını zannetti ama günümüzde bile fikirleri fikirlerimize, mücadeleleri mücadelemize ışık olmakta, dünyanın dört bir yanında yaşıyorlar ve yaşayacaklar da. Kaybolan zamanın içinde, onca kötülüğü yaşıyoruz ve asla unutmuyoruz. Bu bizi yıldırmıyor ve tam tersi öfkemizi arttırıyor, mücadelemizi büyütüyor.
1999 yılında BM bu acı günü “Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü” olarak kabul etti.
Yine bir 25 Kasım Kadına yönelik mücadele günü ve bizler yine alanlarda ve mücadeledeyiz. Her yıl pankartlarımızla dövizlerimizle alanlara çıkıyoruz. Tek isteğimiz bu cinayetlerin, şiddetin sömürünün son bulması ama maalesef, dilde, düşüncede söylemde artarak devam ediyor bu işkence. Dünyanın dört bir yanında kadınlar özgürlükleri için mücadeleye devam etmekte ve sırf bu yüzden hayatlarını paylaştıkları eşleri, sevgilileri, öz babaları, aynı kanı taşıdığı kardeşleri, kan bağı olan akrabaları, hatta hiç tanımadığı insanlar tarafından hayatlarına kastedilmekte ya da yaşamları cehenneme çevrilmektedir. Evet artık sistematik işkenceye dönüştü bu süreç. Şimdi bir de pandemi sürecinde, daha çok eve hapsedilip daha çok işkenceye maruz kalıyoruz. Buna dur demenin zamanı gelmiş ve çoktan geçmiştir. Her Kadın hayatını Özgür yaşama hakkına sahiptir, hiçbir kadın hayatını erkek şiddeti yüzünden kaybetmemeli veya sınırlamamalıdır.
Buradan yine yeniden ve bu şiddet bitene kadar tekrar haykırıyoruz. Kadın cinayetleri politiktir ve biz sizin politikalarınızı reddediyoruz. Dilinizi reddediyoruz.
25 Kasım “Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü” bu gidişe dur demenin ilk adımı olmalı ve eşit ve özgür bir ülkede yaşayabilmek için emeğimizden, bedenimizden elini çekmeyenlere siyasi iktidar gerekli düzenlemeleri yaparak gerekli cezaları vermelidir.
Mesleğimizi yapabildiğimiz, sokakta özgürce dolaşabildiğimiz, evimize huzurla gidebildiğimiz, çocuklarımızı huzurla büyütebildiğimiz günler için yaşasın kadın mücadelesi!
Bir kez daha sesleniyoruz ki kadınların yaşam hakkına kimsenin direk ya da dolaylı olarak el uzatmaya hakkı yoktur.
İstanbul Sözleşmesine karşı çıkan zihniyetin kadın katillerinden hiçbir farkı yoktur.
“İstanbul Sözleşmesi Yaşatır!”
Artık biz bir kişi dahi eksilmek istemiyoruz.
Kadın cinayetleri durdurulsun!
YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI!
TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI
KADIN ÇALIŞMA GRUBU