3. BALKAN MADENCİLİK KONGRESİ SONUÇ BİLDİRGESİ
Ülkemizin de içinde yer aldığı, Balkan ülkeleri arasında oluşturulan koordinasyon sonucunda birincisi 2005 yılında Bulgaristan‘da, ikincisi 2007 yılında Sırbistan‘da gerçekleştirilen kongreler serisi kapsamında "3. Balkan Madencilik Kongresi-BALKANMINE2009" Odamızın ev sahipliğinde 1-3 Ekim 2009 tarihlerinde İzmir Kültür Park Fuar alanında yapılmıştır. Aynı tarihlerde; Odamız ile İZFAŞ‘ın birlikte organize ettiği "MINEX - 3.Türkiye Madencilik, Doğal Kaynaklar ve Teknolojileri Fuarı" da gerçekleştirilmiştir.
Kongreye 14 farklı ülkeden toplam 337 delege katılmıştır. Kongrede 75 adedi yabancı olmak üzere 98 adet bildiri sunulmuştur. Eş zamanlı olarak yapılan fuara yerli ve yabancı 142 firma ve kurum katılmıştır.
Ana amacı; bilimsel bilgiye, madencilik endüstrisi ve teknolojisine katkıda bulunmak olarak belirlenen söz konusu kongreler, Balkan ülkelerinden olduğu kadar dünyanın çeşitli ülkelerinden araştırmacıların, bilim insanlarının ve üreticilerin bir araya gelerek bilgi paylaşımında bulundukları geniş bir forum haline gelmiştir.
Kongrede ya; Balkan ülkelerindeki madencilik faaliyetleri, madenlerin aranmasından işletilmesine ve pazarlanmasına kadar olan teknik ve ekonomik süreçleri, madencilik ve çevre ilişkileri, iş güvenliği, madencilik eğitimi gibi konular işlenmiştir.
Balkan Madencilik Komitesinin 02 Ekim 2009 tarihinde İzmir‘de yaptığı toplantıda, 4.Balkan Madencilik Kongresi‘nin 2011 yılında Slovenya‘da, 5. Balkan Madencilik Kongresi‘nin ise 2013 yılında Romanya‘da yapılmasına karar verilmiştir.
Üç gün süren Kongre‘de dile getirilen görüş ve öneriler ana başlıklarıyla aşağıda özetlenmiştir:
- İnsan hayatının daha yüksek bir yaşam kalitesine ulaşması ve bunun devam ettirilebilmesi için gelişen geri dönüşüm teknolojilerine rağmen mineral tüketimine dolayısıyla üretimine ihtiyaç bulunmaktadır.
- Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında mineral madde tüketiminde büyük farklılıklar mevcuttur. Bir Amerikalı yılda ortalama 23 ton, bir Avrupalı yılda 15 ton ham mineral tüketirken bu rakam az gelişmiş bir ülke vatandaşı için 0,2 tondan bile daha azdır. Bu anlamda gereksiz tüketimin azaltılması ile birlikte adil bir bölüşümü sağlamaya yönelik politikaların uygulanması tüm insanlığın yararına olacaktır.
- Madenler, hiç kimsenin emeği olmadan oluşan tüm insanlığın ortak değerleridir. Uygarlıkların gelişmesi ve ilerlemesi, insanlığın refahı için bir araç olması gerekirken, savaşlara, soykırımlara, neden olan bir meta durumuna düşürülmüştür.
- Birçok ülkede madencilik endüstrisi "özelleştirme, liberalleşme ve küreselleşme"nin etkisi altında çalkalanmaktadır. Endüstrinin yeniden yapılandırılması ciddi boyutta sosyal ve insani sorunlara yol açmaktadır. Bu endüstri; insanlık dramını "tamamen yok etmese bile" azaltacak ve hafifletecek "yeniden yapılandırma stratejileri" ni arayıp bulmak zorundadır.
- Teknoloji, madencilik endüstrisinin ilerlemesi için gerekli ivmeyi sağlamaktadır. "Arama, üretim ve çevre" konularında yaratıcı çözümlerin bulunması yolundaki gayretlerin daha da yoğunlaştırılması zorunludur. Madencilik endüstrisi, "işçi sağlığı, iş güvenliği ve çevre" ile ilgili sorunlarını çözmenin yollarını aramalıdır. Maden atıkları, şu anda 60 milyar ton civarındadır ve bu sorunun çözümü konusu, özel bir dikkat ve özen gerektirmektedir.
- Sektörde yaşanan iş kazaları hala çok ciddi boyuttadır. Bu konuda gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı, kamusal denetim her alanda ciddi olarak uygulanmalıdır.
- Maden ocakları, yerkürenin zenginliklerinin insanlık yararına sunulmasına olanak sağlayan, "insan zekası, insan yaratıcılığı ve insan mahareti"nin gerçek ürünleri olup, tarihi miras niteliğindedir. Bu yerleri korumak ve muhafaza etmek için, dünya genelinde seçilecek bazı maden ocaklarının "Dünya Mirası" olarak tanımlanması ve ilan edilmesine ihtiyaç vardır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
TMMOB
MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI
YÖNETİM KURULU
05 Ekim 2009, İzmir