3 Mart İş Cinayetlerine Karşı Mücadele Günü İstanbul etkinlikleri
DİSK, KESK, TMMOB ve TTB Kozlu madenci katliamının yıldönümün vesilesiyle ilan edilen ‘3 Mart İş Cinayetlerine Karşı Mücadele Günü`nde eylem ve forum gerçekleştirdi. İsmi geçen sendika ve meslek örgütlerinin oluşturduğu "İşçi Cinayetlerini Durduralım Platformu"nun çağrısı ile Beyoğlu Tünel`de yapılan eyleme birçok siyasi örgüt temsilcilerinin yanı sıra direnişçi Bross Tekstil, BEDAŞ ve Zet Farma işçileri de katıldı. "Kader Değil! Fıtrat Değil! Kaza Değil! Cinayet!" şiarlı pankartın açıldığı eylemde "İç güvenlik değil iş güvenliği!", "Çalışırken ölmek istemiyoruz!", "Soma`yı unutma unutturma!" sloganları atıldı.
Kurumlar adına ortak basın açıklamasını okuyan TMMOB İKK Sözcüsü Süleyman Solmaz, bugün 3 Mart 1992 tarihinde Zonguldak Kozlu`da yaşanan ve 263 madencinin yaşamını yitirdiği facianın yıldönümünde olduklarını hatırlatarak "‘İş Cinayetlerine Karşı Mücadele Günü` olarak ilan ettiğimiz 3 Mart`ta ülkemizin kanayan yarası haline gelen iş cinayetlerine her yıl bir kez daha dikkat çekmeye çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.
‘İşveren ve devlet sorumluluktan arındırılıyor`
İşçi Sağlığı ve Güvenliği bütün çalışanları ilgilendiren, çalışma yaşamının en temel unsurlarından biri olduğuna dikkat çeken Solmaz, "Bu alana ilişkin göstergeler temel insan hakları, çalışma yaşamı ve ülkelerin gelişmişliklerine ilişkin en önemli göstergelerin başında gelmektedir" dedi. Solmaz, işçiyi her türlü korumadan uzak bırakan, mühendis ve hekimi iş kazaları tazminatlarından sorumlu tutan, patronu ve iş yaşamını denetlemekten sorumlu olan devleti ise her türlü sorumluluktan arındıran bir politika ile karşı karşıya olduklarının altını çizerek olumsuz tabloyu değiştirmek için görüşlerini kamuoyu ile tekrar paylaşacaklarını söyledi.
"İşçi sağlığı ve iş güvenliği haktır"
Özelleştirmelerin yanı sıra madencilik sektörü başta olmak üzere taşeronluk ve rödevans ile her türlü güvencesiz çalışma uygulamaları kaldırılması gerektiği kaydeden Solmaz, "İşçi sağlığı ve güvenliğinin ayrımsız tüm çalışanlar için bir hizmet değil, bir hak olduğu ve çalışanların bu hakkına karşı tek muhatabın devlet olduğu kabul edilmelidir." ifadelerini kullandı.
Solmaz, sendikalaşmanın önündeki engeller kaldırılması gerektiğine ve örgütlenme teşvik edilmesinin önemine dikkat çekerek "Bağımsız denetim mekanizmaları oluşturulmalı, işyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanlarının iş güvenceleri mutlaka sağlanmalı, ücretleri oluşturulacak bir fondan karşılanmalıdır. Bu meslek gruplarının eğitiminde TTB ve TMMOB yetkili kılınmalıdır. İşyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanlarının ilgili meslek odalarına üye olmadan çalışmalarına izin verilmemelidir" dedi.
Basın açıklamasının ardından Karaköy`deki İnşaat Mühendisleri Odası`na (İMO) yürüyüş gerçekleştirildi.
Sloganlarla İMO`ya gelen kitle kısa bir molanın ardından kampanyaya ilişkin bir forum yaptı. forumda ilk sözü alan Maden Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Nedret Durukan, ülkenin adeta alev topuna dönüştüğüne dikkat çekerek bu durumun önemli ayaklarından birinin iş cinayetleri olduğunu belirtti. Durukan, gerçek olanın geçtiğimiz günlerde Ermenek`te bakana tepki gösteren kadınların çığlığında olduğunu kaydederek bu çığlıkların ancak yığınların mücadelesi ile birleştiğinde iş cinayetlerine karşı bir yol kat edilebileceğini söyledi.
Forumun devamında DİSK, TMMOB İKK ve direnişçi Bross, BEDAŞ ve Dora Otel işçileri adına da konuşmalara yapıldı. İşçiler, konuşmalarında işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınmasını istedikleri için işten atıldıklarına dikkat çekti.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi`nden Emre Gürcanlı ise iş cinayetlerinin tarihine ilişkin bir sunum gerçekleştirdi. Gürcanlı, fotoğraf ve resim gibi görseller eşliğinde iş cinayetlerinin 150 yıl öncesinden bu yana işçilerin canını almaya devam etiğini ancak ortaya çıkan kazanımların sadece işçilerin mücadelesi ile sağlanabildiğini kaydetti. İşçi Sağlığı İş Güvenliği Meclisinden Murat Çakır da konuşmasında İş cinayetleri karşısında örgütlü mücadelenin önemini belirtti