TMMOB Maden Mühendisleri Odası

5. Ulusal Kırmataş Sempozyumu Sonuç Bildirgesi

5. ULUSAL KIRMATAŞ SEMPOZYUMU SONUÇ BİLDİRGESİ

5. Ulusal Agrega (Beton-Asfalt) Çimento Hammaddeleri Madenciliği Sempozyumu, TMMOB Maden, Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi‘nin ev sahipliği, Jeoloji ve İnşaat Mühendisleri Odası, İstanbul Şubeleri, Agrega Üreticileri Birliği, Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği, Türkiye Hazır Beton Birliği ve Yapı Ürünleri Üreticileri Federasyonu‘nun ortak katkıları ile 1-2 Aralık 2009 tarihlerinde İstanbul Sheraton Maslak Otelinde gerçekleştirilmiştir.
Toplam 175 delegenin katıldığı sempozyumda; 27 adet sunumlu ve 14 adet de poster bildiri tartışmaya açılmıştır. Ayrıca İngiltere, Belçika, Slovenya‘dan agrega madenciliği, agrega standartları ve sürdürülebilir madencilik konularında uzman üç konuk, çağrılı bildiri ile katkı koymuşlardır.  Avrupa Agrega Birliği Başkanı da davetli olarak sempozyuma katılmıştır. Sempozyumla eş zamanlı olarak yapılan sergiye toplam 13 firma ve kurum katılmıştır. Sempozyumun son günü ise, üniversite, sektör birlikleri ve oda temsilcilerinin panelist olarak katılımlarıyla "İstanbul‘un Yeniden Yapılanma Planları ve Agrega Madenciliğinin Durumu" başlıklı bir panel oturumu gerçekleştirilmiştir.
5. Ulusal Kırmataş Sempozyumunda; agrega üreticileri ve tüketicileri, mühendisler, üniversiteler, sanayiciler ve makine-ekipman üreticileri, bir araya getirilmiş, Türkiye‘de ve dünyada agrega madenciliği, standartlar, sürdürülebilir madencilik, çimento, beton ve asfalt hammadde özellikleri, maden mevzuatı gibi konular irdelenmiş, bilimsel ve teknolojik gelişmeler katılımcılara aktarılmıştır. Ayrıca iş makineleri tasarımının iş sağlığı ve iş güvenliğine etkileri, silikosis hastalığı ve toz engelleme yöntemleri, agrega üretiminde pratik iş sağlığı güvenliği tedbirleri konularında da sunumlar yapılmıştır.
İki gün süren Sempozyum‘da dile getirilen görüş ve öneriler ana başlıklarıyla aşağıda özetlenmiştir:

  1. Sanayileşme, planlı ve plansız kentleşme, konut ihtiyacı, altyapı çalışmaları ve ülkemiz depremselliği agrega madenciliğinin önemini vurgulamaktadır. Agrega beton imalatının ve asfalt üretiminin en önemli hammaddesidir. Dünya genelinde agrega üretimi % 58‘lik payla tüm maden üretimi içinde birinci sıradadır. 2000 yılı verilerine göre 92 milyar avroluk Pazar değeri ile petrol, doğal gaz ve kömürden sonra dördüncü sırada yer almaktadır.
  2. Avrupa‘da ortalama agrega kullanımı 7.0 t/kişi iken, ülkemizde 4.0 t/kişi civarındadır. Yurdumuzun yıllık 300 milyon ton gibi yüksek üretim kapasitesi ve yaklaşık 1,5-2,0 milyar $ gibi bir değerle küçümsenmeyecek bir piyasa değeri ve yaklaşık 20.000 kişilik doğrudan istihdam imkanları ile giderek artan önem kazanan bir madencilik kolu haline gelmiştir.
  3. Ülkemizde agrega olabilecek maden rezervleri oldukça yaygın ve büyüktür. Ancak kullanım alanı nedeniyle birim maliyetlerinin düşük tutulması gerekliliği faydalanılabilir rezervi kısıtlamaktadır. Arazi kullanımındaki sınırlamalar, çevre sorunları ve yüksek nakliye maliyetleri mevcut rezervlerin kullanımını sınırlamaktadır. Dolayısıyla, doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımının önemli olduğu günümüzde ocaklarda üretilen kayaçların mümkün olduğunca değerlendirilmesi gerekmektedir. Kayaçların kullanım alanlarına göre beklenen kaliteleri değişken olduğundan ocaklarda kayaç kalite değişimlerinin belirlenmesi üretim açısından çok önemlidir. Üretim öncesinde ve sırasında maden mühendislerinin görev alması, seçici ocak işletmeliği açısından üreticiye ekonomik yarar sağlayacaktır.
  4. 89/106/EEC Yapı Malzemeleri Yönetmeliği, 08.09.2007 tarihinde 24879 sayılı Resmi Gazete‘de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu yönetmelik kapsamına giren agregada "CE" işareti taşıması gereken ürünler grubuna girmektedir. Bu işareti almak isteyen üreticilerin, ilgili yönetmelikte belirtilen tüm gerekleri yerine getirmek zorundadır. CE işareti bir ürünün Avrupa‘da serbest dolaşımını ve iç piyasa arzına izin veren bir güvenlik ve kalite işaretidir. Depremselliği yoğun olan ülkemizin kaliteli yapı malzemesi üretimi hedefi için, önemli bir zorunluluk olarak görülmektedir.
  5. Önümüzdeki yıllarda İstanbul için agrega temini sıkıntısı yaşanması söz konusudur. Bu nedenle şu anda henüz işletilemez hale gelmemiş olan kalker ve kumtaşı rezerv alanları ileride işletme yapmak üzere korunmalıdır. İstanbul ile ilgili kent planları yapılırken meslek odalarımız ve üniversitelerimiz başta olmak üzere sektör bileşenlerinin görüşleri mutlaka alınmalı ve uygulamaya geçirilmelidir.
  6. Agrega işletmelerinin Maden Kanunu kapsamına alınmasından sonra öncelikle teknik eleman istihdamının öneminin anlaşılmaya başlanması, yasaklayıcı anlayış yerine üretimin daha sağlıklı yapılmasına olanak sağlayan uygulamalar, işletme sahiplerinin çabaları ve yatırımları ile bu işletmeler; giderek daha verimli, çevreye daha duyarlı ve işçi sağlığı ve iş güvenliği yönlerinden daha etkin önlemlerin alınabildiği ve kazaların önüne geçilebileceği çağdaş madencilik anlayışına ulaşabilecektir.
  7. Ancak, İstanbul ve civarında bulunan agrega işletmelerinde üretim miktarlarının yüksek olması, çok sayıda işçi, makine ve kamyon çalışması, patlayıcı madde kullanılması, ocakların genellikle derin ocaklar olması nedeniyle teknik nezaretçilik sistemi yeterli olmamaktadır. Bu durumda İşletmelerde daimi görev yapacak Maden Mühendislerinin istihdamıyla, işletmelerin işçi sağlığı ve iş güvenliğine ve çevreye daha duyarlı verimli işletmeler olarak faaliyetlerini sürdürmeleri mümkün olabilecektir.
  8. Beton ve asfalttan geri kazanım, ısı yalıtımı için yeni malzemelerin kullanımı ve buna ilişkin araştırmaların yaygınlaştırılması, sektörde yer alan tüm paydaşların gelecekte üzerinde önemle durması gereken konular olarak önem kazanacaktır.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.


TMMOB
MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI
İSTANBUL ŞUBESİ YÖNETİM KURULU
02 Aralık 2009, İstanbul

 

 

Okunma Sayısı: 3794
Yayın Tarihi: 09.12.2009