TMMOB Maden Mühendisleri Odası

6. ULUSAL KIRMATAŞ SEMPOZYUMU SONUÇ BİLDİRGESİ

6. Ulusal Kırmataş Sempozyumu; TMMOB Maden Mühendisleri Odası ve Cumhuriyet Üniversitesi işbirliğinde 06-07 Ekim 2011 tarihlerinde Sivas`da, Cumhuriyet Üniversitesi Kültür Merkezi‘nde gerçekleştirilmiştir. 250 delegenin katıldığı sempozyumda; 5 adedi poster olmak üzere toplam 34 bildiri sunulmuştur.

6. Ulusal Kırmataş Sempozyumunda; agrega üreticileri ve tüketicileri, mühendisler, akademisyenler ile sanayiciler bir araya getirilmiş, Türkiye‘de ve dünyada agrega madenciliği, standartlar, çimento, beton ve asfalt hammadde özellikleri, maden mevzuatı, kalite denetimi, üretilen agrega ile daha yüksek dayanımlı beton üretimi elde etmenin yolları, kapasite artırım hususları, CE belgesi alma zarureti, kırmataş olabilecek alanlarda litolojik yapının incelenmesi, alternatif kaynakların hammadde olarak değerlendirilmesi, patlayıcı madde imha yönetmeliği, toz engelleme yöntemleri gibi konular irdelenmiş, bilimsel ve teknolojik gelişmeler katılımcılara aktarılmıştır. Ayrıca kırmataş ocaklarında delme-patlatma tasarımı, Bor araştırma sonuçları ve agrega üretiminde iş güvenliği risk analizi konularında da sunumlar yapılmıştır.

İki gün süren Sempozyum‘da dile getirilen görüş ve öneriler ana başlıklarıyla aşağıda özetlenmiştir:

•1.Agrega; beton imalatının, asfalt üretiminin ve dolgu malzemesi olarak kullanımın en önemli hammaddesidir. Sanayileşme, planlı ve plansız kentleşme, konut ihtiyacı, altyapı çalışmaları ve ülkemiz depremselliği agrega madenciliğinin önemini ortaya koymaktadır. Dünya genelinde agrega üretimi % 58‘lik payla tüm maden üretimi içinde birinci sıradadır. 2011 yılı verilerine göre 92 milyar euroluk pazar değeri ile petrol, doğal gaz ve kömürden sonra dördüncü sırada yer almaktadır.

•2.Avrupa‘da ortalama agrega kullanımı 7.0 t/kişi iken, ülkemizde 6.0 t/kişi civarındadır. Ülkemizde yıllık 450 milyon ton gibi yüksek üretim miktarı, (Bazı yeraltı maden işletmelerinde söz konusu olan kırmataşa dayalı dolgu, baraj gövdesi inşaatları ile deniz kıyılarındaki kaba kırmataş miktarları göz önüne alınmamıştır.) yaklaşık 1.5-2.0 milyar $ gibi küçümsenmeyecek bir piyasa değeri ve onbinlerce kişiye doğrudan istihdam imkanı ile giderek önem kazanan bir madencilik kolu haline gelmiştir. 2004 yılında kırmataş sektörünün Maden Kanunu kapsamına alınması ile birlikte önemli sayıda maden mühendisi daimi ve teknik nezaretçi olarak sektörde istihdam imkanı bulmuştur. Ancak; çıkarılan son yönetmeliğin kanuna aykırı olarak düzenlenmesi, teknik gereklilik olan maden mühendisi istihdamını kısıtlamaktadır. Bu yanlışlığın düzeltilmesi yasal bir zorunluluktur.

•3.Ülkemizde agrega olabilecek maden rezervleri oldukça yaygın ve büyüktür. Ancak kullanım alanı nedeniyle birim maliyetlerinin düşük tutulması gerekliliği faydalanılabilir rezervi kısıtlamaktadır. Arazi kullanımındaki sınırlamalar, çevre sorunları ve yüksek nakliye maliyetleri mevcut rezervlerin kullanımını sınırlamaktadır. Dolayısıyla, doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımının önemli olduğu günümüzde ocaklarda üretilen kayaçların mümkün olduğunca değerlendirilmesi gerekmektedir. Kayaçların kullanım alanlarına göre beklenen kaliteleri değişken olduğundan ocaklarda kayaç kalite değişimlerinin belirlenmesi üretim açısından çok önemlidir. Üretim öncesinde ve sırasında maden mühendislerinin görev alması, seçici ocak işletmeciliği açısından üreticiye ekonomik yarar sağlayacaktır. Bu kapsamda işletmeler mukayeseli üstünlük yakalayabilmek için gerekli araştırma çalışmalarına yön vermelidir.

•4.89/106/EEC Yapı Malzemeleri Yönetmeliği doğrultusunda kırmataş üretimi için CE belgesi alma hususu önemini ve güncelliğini korumaktadır. Konu ile ilgili gerekli çalışmaların yapılmasında fayda görülmektedir.

•5.Özellikle İstanbul bölgesi ve Tuna nehri boyundaki Ülkelerin kırmataş talebi dikkate alındığında Ülkemiz Karadeniz Bölgesi‘ndeki önemli kırmataş kaynaklarının değerlendirilmesi ve deniz yolu ile bu bölgelere nakledilmesi sektörün hareketlenmesine yol açabilecektir.

•6.Beton ve asfalttan geri kazanım, ısı yalıtımı için yeni malzemelerin kullanımı ve buna ilişkin araştırmaların yaygınlaştırılması, sektörde yer alan tüm paydaşların gelecekte üzerinde önemle durması gereken konular olarak önem kazanacaktır.

•7.Madencilik çalışmaları ve bu çalışmalar sürecinde gerçekleştiren maden üretimleri, insanın bireysel ve toplumsal gereksinimlerinin karşılanmasında temel öneme sahip alanlardan birisidir. Madencilik faaliyetleri olmaksızın refah içinde bireysel ve toplumsal bir yaşam mümkün olmadığı gibi yakın gelecekte de mümkün görünmemektedir.

•8.Alt yapı sektörünün temel hammaddelerini sağlayan madencilik "olmazsa olmaz" üretim faaliyetlerinden biridir. Ancak, içinde bulunduğumuz yüzyılda çevre faktörü göz ardı edilerek madencilik faaliyetlerinin yürütülmesi de mümkün değildir. Her tür ekonomik faaliyette olduğu gibi madencilik faaliyetlerinde de amaç, insanın refah ve mutluluğudur. Madencilik faaliyetleri yürütülürken göz ardı edilmemesi gereken en önemli noktalardan birisi de ekolojik çevreyi tahrip etmemek olmalıdır.

•9.Toplumsal, ekonomik ve çevresel bakımdan sürdürülebilir bir madencilik sektörünün gelişimi; devlet, sektörde faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlar ile demokratik kitle örgütleri ve sivil toplum örgütlerinin yapıcı işbirliği ile mümkündür. Söz konusu tarafların doğrudan katılımları olmaksızın hazırlanacak herhangi bir sektör planının ya da plan uygulamasının başarılı olması mümkün görünmemektedir.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

TMMOB

MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI

YÖNETİM KURULU

7 Ekim 2011, Sivas

Okunma Sayısı: 1264
Yayın Tarihi: 07.10.2011