Barışa Umut, 8 Mart Buruk. Kutlu Olsun Dayanışma ve Mücadele Günü
Barışa Umut, 8 Mart Buruk
Kutlu Olsun Dayanışma ve Mücadele Günü
Bu yıl 8 Mart hüzün, keder ve öfke ile geldi ülkemize. Bir yanımız sürekli bombalar altında, diğer yanımız çaresizleştirilmiş, yorgun, tedirgin.
Taleplerini 8 Mart öncesi alanlara çıkarak dile getirmek isteyen emekçi kadınlara yapılan saldırıları ve açıklama yapmalarına getirilen yasakları kınıyoruz. Yasakları dinlemeyen,
barışı ve eşitliği dayanışma ile mücadeleye çeviren emekçi kadınların mücadelesi mücadelemizdir.
Barışı dile getiren akademisyenler işlerinden oluyor, aydınlar, sanatçılar, demokratlar ötekileştiriliyor. Her geçen gün daha çok zorlaşan yaşam, kadın olunca daha da ağırlaşıyor. Çünkü bu savaş ortamında en çok kadınlar ve çocuklar etkileniyor, yaralanıyor ve ölüyor.
Kayseri`de Cansel`in, Zonguldak`ta Necla`nın yaşadıkları bir yana, gece sokağa çıkan kadınların "o saatte sokakta ne işleri olduğu" sorgulanıyor, diyanet işleri başkanlığı kadınları eve hapseden fetvalar yayımlıyor. Siyasilerin her yeni söylemi önce kadınları vuruyor. Kadını insan saymayan zihniyetin yansımaları ne yazık ki ülkemizde, kadınların yaşama ve çalışma hakkı da dahil olmak üzere en temel haklarını gasp ediyor. Kadının uğradığı şiddet, zulüm ve ayrımcılık egemenlerin mahkemelerinde adeta mazur gösterilmekte dolayısıyla şiddet, zulüm ve ayrımcılık teşvik edilmektedir.
2015 yılında 284 kadın yaşamlarında yer alan erkekler tarafından öldürülmüşken, hemen hemen aynı sebeplerle 2016 yılının ilk iki ayında 24 kadın katledilmiştir. Sayamadığımız niceleri ise tecavüze, tacize uğradı, şiddet gördü, mobbingi yaşadı ve yaşamaya devam ediyor. İşte bütün bunlara neden olmak kadar, ses çıkarmamak da doğru değildir. Haksızlıklara karşı çıkmazsak son da veremeyiz.
Gerici, sömürü düzeni boş durmuyor. İş yaşamında da en ağır darbeler yine ve yeniden kadınları vuruyor. Kadın çalışanlara doğumdan sonra kreş hakkı, süt izni yerine esnek, yarı zamanlı çalışma getiriliyor. Kıdem tazminatlarının daha güvencesiz bir hale getirilmesi tartışılırken, doğumdan sonra yarı zamanlı çalışacak olan kadınların kıdem tazminatı alması da imkansız hale getiriliyor, emeklilik hakkı her geçen gün daha ulaşılmaz oluyor. Üstelik bütün bunlar "kadınlara tanınan haklar" gibi sunulurken kadınlara çocuk doğurmaları ve hastaya-yaşlıya bakmaları emrediliyor.
Maden Mühendisleri Odası olarak geçen yıl söylediğimizi bu yıl da tekrar ediyoruz; ölümün, şiddetin, eşitsizliğin fıtrat sayılmadığı, cinsiyetçiliğin, ayrımcılığın, sömürünün, erkek egemenliğinin yaşanmadığı, özelleştirmeler, taşeronlaştırma, esnek çalışma uygulamalarının, işsizliğin, yoksulluğun olmadığı bir dünyada 8 Martları coşku içinde kutlayacağımız günlere olan inançla tüm Dünya ve Ülkemiz kadınlarının mücadele gününü kutluyoruz.
Kadınlar hayatın içinde özgürleşir, mücadele dayanışmayla büyür.
Yaşasın 8 mart, Yaşasın kadınların her alandaki haklı mücadelesi.
TMMOB Maden Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu
8 Mart 2016, Ankara