BASIN AÇIKLAMASI
Sivas Yanıyor Hâlâ…
Unutmadık, Unutmayacağız, Unutturmayacağız…
2 Temmuz 1993`te Sivas`ta yaşanan ve tarihe "insanlık suçu" olarak geçen katliamın üzerinden 26 yıl geçti. 26 yıl önce bugün 2 Temmuz`da Pir Sultan Abdal şenlikleri için Sivas`a giden, kardeşliğin, bir arada yaşamanın, barışın, demokrasinin, eşitliğin, özgürlüğün ve umudun sembolleri aydın ve sanatçılarımız önceden örgütlendiği belli olan azgın grupların kuşattığı Madımak Oteli içinde mahsur kalarak koca bir ülkenin/devletin gözleri önünde göz göre göre vahşice yakılarak katledildiler. 35 insanımızın canına kıyan, ülkemizi faşizmin karanlıklarına çekmeye çalışan bu cumhuriyet karşıtı gerici eylemi, bu insanlık suçunu bir kez daha lanetliyoruz. 12 Eylül Faşist darbesinin öncesinde ve sonrasında, din, mezhep, etnik kimlik farklılıklarını bir yana bırakarak emperyalizme karşı omuz omuza vererek mücadele eden ve çağdaşlaşmanın kapısını aralayan bu halkı bölme oyunları ne yazık ki hâlâ devam ediyor.
Aradan geçen 26 yılda katliamın üzerindeki sis perdesi tam olarak aydınlatılamadı. Açılan dava sürecinde katliamcıları savunanlar milletvekili oldular, bakan oldular. Sivas Katliamı katillerinin bir bölümü hakkında verilen zaman aşımı kararına karşı demokratik kitle örgütlerinin "insanlık suçunda zaman aşımı olmaz" talebiyle açılan davada mahkemenin zaman aşımı kararı vermesini dönemin başbakanı, "milletimiz için, ülkemiz için hayırlı olsun" şeklinde değerlendirerek taraf olduğunu açıkça ortaya koydu. Oysa dünyanın hiçbir yerinde insanlık suçlarında zaman aşımı olmaz! Sivas katliamı bir insanlık suçudur ve katliamcıların cezasız bırakılması hiçbir gerekçeyle kabul edilemez.
Ülkemizde Sivas katliamını yaratan koşulların henüz ortadan kalkmaması, katliamdan gerekli dersin çıkarılmadığını göstermektedir. Türkiye`de hâlâ inanç ve etnik ayrımcılık yapılarak halkımız kamplara bölünmeye çalışılmaktadır. Bugün Gezi eylemleri sırasında hayatını kaybeden yurttaşlarımızın katilini koruyan zihniyet ile Sivas katliamının katillerini koruyan zihniyet aynı zihniyettir.
"Sivas katliamı özünde, aydınlığa, demokrasiye, halkların kardeşliğine ve birlikte yaşam kültürüne karşı gerçekleştirilmiş, toplumsal linç suçunun en uç noktası olarak ortaya çıkmış kara bir lekedir. İnsanlık tarihine çalınmış olan bu kara leke, toplumsal hafızamızda, bunca yıldır hiç azalmadan yakıcılığını sürdürmektedir. Tekçi anlayışı dayatan devlet aklı, toplumun her kesimini dindarlaştırma adı altında tek bir inanç biçimine hapsetmeye, toplumu kimliksizleştirmeye ve buna karşı yükselen her muhalif sesi pervasızca susturmaya çalışmaktadır. Sivas`ta canları yakan ateş, bugün diğer mazlumların canını yakmaya devam etmektedir.
Bizler Demokrasi Platformu bileşenleri olarak Sivas katliamında, öncesinde ve sonrasında yaşanan bütün katliamlarda hayatını kaybeden canlarımızı saygıyla anıyoruz. Sivas katliamını Türkiye‘nin aydınlığına, çağdaşlığına, demokrasiye, eşitliğe, özgürlüğe ve bir arada yaşama kültürüne yapılan bir saldırı olarak gören bizler, faşizme ve gericiliğe karşı Türkiye‘nin aydınlık yüzünü savunmaya devam edeceğiz. Katliamlara, ölümlere alışmayacağız. Bu karanlığa teslim olmayacağız. İnsanlarımızın, katledilmediği, düşüncenin suç sayılmadığı, düşüncelerinden dolayı insanların öldürülüp yakılmadığı; eşit, özgür, laik, demokratik, sosyal hukuk devleti ilkesi ile yasama-yürütme-yargı ayrılığının demokratik bir çerçevede sağlandığı ‘Başka bir Türkiye` için mücadelemizi sürdüreceğiz.
2 Temmuz 2019
Zonguldak Demokrasi Platformu