TMMOB Maden Mühendisleri Odası

BASIN AÇIKLAMASI

CAN GÜVENLİĞİM YOK (!)

Türkiye Taşkömürü Kurumu‘nda çalışan, kamusal yarardan yana amaçları ve çalışma ilkeleri net olan, siyasi beklentiler ve şahsi hesaplar peşinde koşmayan, görevinin ve sorumluluğunun bilincindeki üyelerimize, aynı kurumda çalışan veya devamsızlığı nedeniyle iş akdi idari olarak sona erdirilen ve şiddeti yaşam biçimine dönüştürmüş birtakım kişiler tarafından yapılan sözlü ve fiili saldırılar halen devam etmektedir. Bu süreç, eğer acil önlemler alınmazsa, yakın zamanda yaşadığımız ve İşletme Müdürlüğü görevini yürüten bir maden mühendisi arkadaşımızı alçakça saldırıyla kaybettiğimiz bir yöne ve kontrol edilemez vahim sonuçlara doğru yol almaktadır. Kurum ve şehir yetkililerini ve ilgilileri buradan uyarıyoruz, böyle bir durumun oluşmasının vebalini hiç kimse ödeyemez.

Günümüzde; kapitalist sömürü düzeninin oluşturduğu acımasız ekonomik koşulların da etkisiyle toplumsal yaşamda şiddetle sorun çözme sistematik bir davranış haline gelmiştir. Bu davranış TTK bünyesinde de çok sayıda işini bilen!, işini yürüten!, işe gelmeden maaş almak isteyen insanlar yaratmıştır. İş kanunu ve diğer mevzuatlara göre işe devamsızlıktan dolayı cezai işleme tabii tutulmuş veya iş akdi sona erdirilmiş olan böyle kişiler, içinde bulundukları durumun nedeni olarak üyelerimizi görmekte ve bu nedenle üyelerimize sözlü ya da sopalı-bıçaklı fiili saldırılarda bulunmaktadırlar. Geçtiğimiz son 1-2 hafta içinde bir üyemiz eşinin yanında darp edilmiş, 2 üyemize ise bıçaklı saldırıda bulunularak yaşamlarına kastedilmiştir. Bu kişiler halen serbestçe aramızda dolaşmaktadırlar. Saldırının Kurum dışında yapılmış olması ve müdahale edilmemesi, olayın Kurum dışındaki güvenlik boyutunu oluşturmakta ve gelecek adına bizleri tedirgin etmektedir. Bu vesileyle şunu da özellikle belirtmekte yarar görüyoruz: Hedefimiz hangi mevkide olursa olsun, asla, işini saygıyla ve özveriyle yapanlar değildir.

Şiddetle sorun çözmeyi yaşam biçimi haline getirmiş böyle kişilere hiçbir yasal işlem uygulanmaz ve bu durum görmezlikten gelinirse sorun yoktur. Ancak yasa ve yönetmelikler uygulanmaya başlanırsa, kişisel baskı, örgütsel baskı, feodal baskı, siyasal baskı, tehdit ve şiddet sırayla kullanılır olmaktadır. Kurum işyerlerinde bu tür örneklerle dolu onlarca olay yaşanmıştır. Ve o kadar ileri gidilmiştir ki; sözle tacizler, yol keserek tehditler, tartaklamalar yapılmış ve kurum mallarına zarar verme yolları denenmiştir. Bu tür olayların tekrarlanmaması için geçmişte gerekli değerlendirmeler yapılarak, çözüm önerileri her platformda yetkililere ve ilgililere iletilmiştir.

Gelinen noktada yapılan tespitlerde bu konuda herhangi bir düzelme olmadığı gibi yozlaşma devam etmektedir. Bunun sonucunda üç üyemiz son iki hafta içinde saldırıya uğramışlardır. Kamu adına ve kamuyu temsilen Kurumun daha iyi duruma gelmesi için çabalayan kişilerden oluşan meslektaşlarımız sadece işini daha iyi yapmak adına çabalarını sürdürmekte, buna karşın çalışmadan para kazanma kuralsızlığını adet edinen özelliklere sahip, kuruma hiçbir yararı olmayan kişilerin fiziki ve sözlü saldırılarına maruz kalmaktadırlar.

 

Geçmişte, işçi ile nezaretçi veya mühendis, mühendisle yönetici, işçi ile sendikacı, sendikacı ile işveren arasında yaşanan pek çok olay ya örtbas edilmiş ya da hafif cezalarla geçiştirilerek sonuçta bu aşamaya gelinmiştir.

Sonuç olarak kurumda verimli ve güvenli bir çalışma ortamı ortadan kalkmıştır. Aynı zamanda üyelerimizin/meslektaşlarımızın can güvenliğinden de endişe etmekteyiz. Daha verimli ve güvenli çalışma ortamı yaratılması ve benzer olayların yaşanmaması için İş Kanunları çerçevesinde ilgili tüm mevzuatlar harfiyen ve ayrımsız olarak tüm çalışanlara uygulanmalıdır. Siyasi ve feodal ilişkilere dayalı korumacı yönetim anlayışı ivedi olarak değiştirilmeli, sorunların çözümünde öneriler dikkate alınmalıdır. Kurum yönetimi, sendika ve meslek kuruluşlarının yöneticileri ve siyasiler, acilen, işe gelmeyen-işten kaçan veya disiplinsiz davranan kişileri korumayacaklarına ilişkin kamuoyu önünde (örneğin televizyonlarda) açıklama yapmalıdırlar. Hakaret, tehdit veya saldırı olaylarında muhatabı affetse/davacı olmasa bile kamusal güvenlik adına olay takip edilmelidir.

Bizler TTK‘da örgütlü yapılar olarak, iş yeri disiplinini bozan, çalışma ortamını olumsuz yönde etkileyen bu durumdan son derece rahatsızlık duymaktayız. Kamuda çalışan insanların iş güvenliğini tehdit eden davranışların ortadan kaldırılması için gerekli önlemlerin alınmasını istiyoruz. Başka mağdurlar olmasın istiyoruz. Bu tür tehditlerle insanlar sindirilmesin istiyoruz. Ciddi bir şey yapılmadığını gören bu tür potansiyele sahip insanları cesaretlendirecek yeni olaylar yaşanmasın istiyoruz. Bir meslektaşımızı daha kaybetmek istemiyoruz. Bu tür saldırıların sıradan adi bir vaka olarak görülmemesini istiyoruz. İlgililerin ve yetkililerin can güvenliğimize dikkatini çekmek istiyoruz. Sesimizin duyulması için daha kaç meslektaşımız öldürülecek?

Bizler iş yerlerimizde işçilerimiz, nezaretçilerimiz ve teknik elemanlarımızla birlikte adil bir yapı içerisinde sağduyulu, özgürlükçü, demokratik, kademeler arasında birbirlerine güvenen, yapıcı, paylaşımcı ve karşılıklı özgüvene dayalı bir yapı oluşturacak yönetim anlayışıyla çalışmak istiyoruz.

Yetkilileri ve ilgilileri şehrin her noktasında emniyet tedbirlerini duyarlılıkla almaları konusunda buradan bir kez daha uyarırken saldırganlar hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz. Üyelerimizin haklarını savunma görevi olan örgütlerimizin bu konunun takipçisi olacağını kamuoyuna saygıyla duyururuz.

 

20. 12. 2010

TMMOB Maden Müh. Od. Zong. Şb. Yönetim Kurulu

TMMOB Makina Müh. Od. Zong. Şb. Yönetim Kurulu

TMMOB Elektrik Müh. Od. Zong. Tems. Yönetim Kurulu

TMMOB Jeoloji Müh. Od. Zong. Tems. Yönetim Kurulu

KESK ESM Zong. Şb. Yönetim Kurulu

GMİS Genel Merkezi

Türk Enerji-Sen 1. Nolu Batı Karadeniz Şb. Yönetim Kurulu

Zonguldak Maden Müh. Derneği Yönetim Kurulu

Mühendis Mimarlar Derneği Yönetim Kurulu

Memurlar Derneği Yönetim Kurulu

Maden Teknikerleri Derneği Genel Merkezi Yönetim Kurulu

Maden Nezaretçileri Derneği Yönetim urulu

Okunma Sayısı: 1466
Yayın Tarihi: 20.12.2010