BASIN VE KAMUYONUNA
‘AÇ DEĞİLİZ - AÇIKTA DEĞİLİZ, AÇLIKLA TERBİYE EDİLMEYİZ.‘
15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL ile birlikte AKP iktidarı sivil darbe gerçekleştirerek 12 Eylül darbecilerinden çok daha ağır koşullarla emekçilere saldırmaktadır. AKP, 15 Temmuz darbe girişimini fırsata çevirerek darbeyle alakası olmayan ama kendisine muhalif olan herkesi susturmanın derdine düşmüştür. Evrensel hukuk ilkeleri çerçevesinde hareket etmek yerine adeta hukuka düşman kesilmiş, Meclisi devre dışı bırakarak OHAL‘i kendi hukuksuzluklarına kalkan yapmayı tercih etmiştir.
Cumhurbaşkanı tarafından "Allah‘ın bir lütfu" olarak değerlendirilen 15 Temmuz darbe süreci, hükümet tarafından kendilerinden farklı düşünenleri de tasfiye etmek için bir fırsat olarak kullanılmıştır.
Hükümet eline aldığı OHAL kalkanıyla, yıllardır verilen mücadeleler nedeniyle bölgede yapmak isteyip de yapamadığı politikalarını, eksiksiz biçimde hayata geçirmeye başlamıştır.
OHAL ile birlikte çıkartılan KHK‘lar la on binlerce emekçi ile birlikte yüzlerce mühendis , mimar ve şehir plancısı meslektaşımız açığa alınmış , ihraç edilmiş ,sözleşmeleri fesh edilmiş ya da yenilenmemiştir.
Yapılan ihraç ve açığa almaların, darbeci zihniyetlerin yaptıklarından hiçbir farkı yoktur! Çünkü her darbe, hukuku askıya almayı ve gücü elinde tutanın kudretine herkesin itaat etmesini sağlamayı amaç edinir!
İhbarlar ve bireysel insiyatiflerle hazırlanan listelerle meslektaşlarımız açığa alındı veya işlerinden ihraç edildi. İhraçlar ve açığa alınmaların tamamı sorgusuz, sualsiz ve soruşturmasız gerçekleştirilmiştir. Oysa Hükümet, kamudan ihraç edilenlerin hangi somut gerekçelerle ihraç edildiklerini, ihraç edilenlerin darbe girişimi ile aralarında herhangi bir somut bağ bulunup bulunmadığını en küçük bir şüpheye yer bırakmayacak şekilde açıklamak zorundadır. Kamuda yaşanan ihraçlara bakıldığında "darbecilerle mücadele" söylemi gerçeği yansıtmamaktadır.
Bölgedeki belediyelerde ve kamu kurumlarında çalışan, emek veren Mühendis, Mimar ve Şehir plancısı meslektaşlarımızın ihracıyla birlikte neredeyse belediyelerde hizmet verecek nitelikli teknik eleman kalmamıştır. TMMOB Diyarbakır İl Koordinasyon Kuruluna bağlı Şube eski/yeni Yönetim Kurulu üyelerimiz, Şube Eşbaşkanlarımız ve eski İKK sekreterlerimizin de aralarında bulunduğu toplam 123 mühendis, mimar ve şehir plancısı üyemiz hukuksuz bir şekilde görevleri ellerinden alınmıştır.
Özellikle bölgemizdeki yerel yönetimlerdeki meslektaşlarımızın görevden alınmalarını manidar görüyoruz. Yerel yönetimlerin hizmet odaklı olması düşünüldüğünde halkın bu hizmetlerden yoksun bırakılması bir hak gaspıdır.
Bu uygulamalarla hükümetin politikalarını eleştiren ve onaylamayanlara yapılanlar, toplumun geniş kesimlerine diz çöktürülmek istendiğini açıkça göstermektedir.
Meslektaşlarımızın temel hukuk normlarının dışında, temel insan haklarına aykırı olarak işlerinden atılması; hiçbir sorgu yapılmadan, savunma hakkının ellerinden alınmasını asla kabul etmeyeceğimizi, TMMOB örgütlülüğü içerisinde meslektaşlarımız ile her türlü dayanışma içinde olacağımızı ve hukuki mücadelelerinde yanlarında olarak sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuna bildiriyoruz. 21.02.2017
TMMOB
Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu