BIANET | Maden Mühendisleri Odası'ndan Akbelen açıklaması: Madenlerin gerçek sahibi halktır
Akbelen Ormanı'nda Limak Holding ve IC Holding'in iştiraki YK Enerji'ye ait kömür madenine karşı köylüler, 2019'dan bu yana mücadele ediyor. Dava süreci devam ederken 24 Temmuz sabah saatlerinde bölgeye jandarma ekipleri sevk edildi ve ağaç kıyımı başladı.
Açıklamada "çağdaş madencilik ilkelerinden" biri olan "Yöre Halkının Onayı" ilkesi hatırlatıldı.
"Günümüz dünyasında yerel halkın onayı sağlanmadan ve çevreyle barışık işletmecilik kriterlerine uyulmadan herhangi bir ekonomik faaliyetin yapılması mümkün değildir. Bu kriterler göz ardı edildiği sürece toplumla karşı karşıya gelmek kaçınılmazdır. Bu nedenle her ekonomik faaliyet uzun vadeli planlanmalı, yöre halkı sürece dahil edilmeli ve gerekli çevresel kriterlere uyulmalıdır."
"Asıl sorun, kamulaştırmalar"
Maden Mühendisleri Odası'nın açıklamsı özetle şöyle devam ediyor:
"Kemerköy ve Yeniköy Santralleri beraberindeki 250 milyon ton rezerve sahip kömür işletmesi ve Kemerköy Liman Sahası'yla birlikte 2014 yılında IC İçtaş Enerji ve Limak Enerji Ortaklığı'na satıldı. Aslında bir özelleştirmeden çok, doğrudan devlet güvencesiyle, o zamanki yandaş şirketlere mülkiyet devri yapılmış oldu.
"Burada sorun sadece Yeniköy ve Kemerköy Termik Santrallerine kömür temin etmek, bu amaçla Akbelen Ormanında yaygın ağaç kesimi yapmaktan ibaret de değildir. Asıl sorun bölgede yapılmış veya yapılacak olan kamulaştırmalar sonrasında yöre halkının geçimini ve yaşam alanlarını nasıl sağlayacağıdır. Özelleştirmelerin yapıldığı pek çok yerde olduğu gibi İkizköy'de de sorun budur ve bu sorun köylü kadınlarımızın feryatlarındadır. Ancak kimse anlamamakta ve duymamaktadır.
"Diğer bir sorun ise ülkemizin enerji yönetiminin uzun vadeli ve geniş perspektifli politikalarının olmamasından, akılcı planlamalara dayanmayan günübirlik uygulamalarla sorunları çözmeye çalışmasından ve Ülkemizin kaynaklarını yandaş firmalara peşkeş çekme politikalarından kaynaklanmaktadır.
"Rezervler tükendi"
"Diğer taraftan, santral ve kömür işletmelerini devralan firmalar bugün artık rezervin tükenmesi sorunu ile karşı karşıya gelmişlerdir. Yeniköy ve Kemerköy santralları için açık ocak yöntemiyle çıkarılacak kömür miktarının kısıtlı olduğu o zaman da bilinmekte olup, anlaşılan açık ocağın sonuna yaklaşılmıştır.
"Söz konusu özelleştirme ihalesinin şartnamesinde varlığı belirtilen milyonlarca ton rezervin önemli bir bölümü Turgut, Bayır, Karacahisar rezervleridir. Ancak bu rezervler derinlik nedeniyle sadece yeraltı yöntemiyle işletilebilecek niteliktedir. İşletmeci firma tarafından bu mevcut rezervlerin işletilmesi gündeme alınmış mıdır? Yoksa yer altı üretim yönteminin pahalı ve maliyetli olması nedeniyle mi Akbelen Ormanının altındaki kısıtlı kömür rezervi ilk hedef olmuştur. Akbelen rezervinin de santrallerin uzun süreli işletilmesine yetecek miktarı içermediğinden, anlaşılan yine gün kurtarılmaya çalışılmaktadır. Yani yıllar önce plansız bir biçimde inşası gerçekleştirilen ve yaygın itirazlara neden olan bu santraller şimdi yeni bir itiraz sürecinin konusu olmuş durumdadırlar.
"Sağlıklı ve temiz çevre hakkı"
"Rezerv azlığı nedeniyle soruna kalıcı çözüm üretmeyecek bu projede yöre halkının onayı ilkesi şartı göz ardı edilmiş, yöre halkıyla karşı karşıya gelinerek devlet gücü kullanılarak sorun toplumsallaştırılmıştır.
"Madencilik faaliyetleri nedeniyle yerel halkın mevcut doğal yaşam alanlarının ve yaşam standartlarının olumsuz yönde etkilenmesine izin verilmemeli, sağlıklı ve temiz bir çevrede yaşamlarını sürdürebilme hakları korunmalıdır.
"Madencilik faaliyetlerinin her aşamasında faaliyetlerin çevre ve sosyal çevre üzerindeki potansiyel etkileri belirlenmeli, bu etkilerin olası sonuçları ortaya konulmalı, olumlu etkilerin güçlendirilmesi, olumsuz etkilerin ise kabul edilebilir bir düzeye indirilmesi ya da tamamen ortadan kaldırılması amacıyla faaliyeti yapan firmalardan gerekli ve yeterli taahhütler alınmalıdır.
"Bütün bu nedenlerle Akbelen Ormanında sürdürülen ağaç kesimi acilen durdurulmalı, faaliyetin çevresel ve sosyal sonuçlarının da dikkate alındığı, yöre halkının onayının sağlandığı kalıcı bir çözüm için tüm tarafların yer aldığı yeni bir süreç başlatılmalıdır."
Haber için tıklayınız.