TMMOB Maden Mühendisleri Odası

DEFALARCA SÖYLEDİK, YİNE SÖYLEYECEĞİZ: MADENCİLERE VEFA VE NAMUS BORCUMUZDUR!

DEFALARCA SÖYLEDİK, YİNE SÖYLEYECEĞİZ: MADENCİLERE VEFA VE NAMUS BORCUMUZDUR!

DEFALARCA SÖYLEDİK, YİNE SÖYLEYECEĞİZ:
MADENCİLERE VEFA VE NAMUS BORCUMUZDUR!

Ruhsat hukuku TKİ`ye ait olan Soma Kömür İşletmeleri AŞ tarafından hizmet alım yolu ile işletilen Manisa İli Soma İlçesi Eynez/Karanlıkdere yeraltı kömür ocağında, 13 Mayıs 2014`te meydana gelen olay sonucunda, aralarında 5 maden mühendisinin de bulunduğu 301 madencinin yaşamını yitirdiği bir facia yaşanmıştır. Ülke olarak acımız büyüktür. Bu kazada yaşamlarını kaybedenleri saygıyla anıyor, ailelerine, yakınlarına ve ülkemize başsağlığı, yaralı canlarımıza da acil şifalar diliyoruz.

Uzmanları tarafından facia yerinde edinilen ilk veriler ve Odamızın bu veriler ışığındaki tespitleri, daha önce yapılmış olan açıklamada ifade edilmiştir. Ocakta ilk bilirkişi incelemesi tamamlanmamış ve kazanın nedenleri henüz netlik kazanmamıştır. Kamuoyu gibi, biz de bilirkişi raporunu sabırsızlıkla bekliyor ve objektifliği konusundaki umudumuzu sürdürüyoruz. Ayrıca, daha önce de defalarca ifade ettiğimiz gibi, bir daha benzer kazaların yaşanmaması için getirdiğimiz önerileri tekrarlıyoruz.

Özellikle 80‘li yılların başından itibaren uygulamaya konulan özelleştirme, taşeronlaşma, rodövans vb gibi yanlış uygulamalar; kamu madenciliğini küçültmüş ve kamu kurumlarında uzun yıllar sonucu elde edilmiş olan madencilik bilgi ve deneyim birikimini dağıtmıştır. Bu kurumlar yerine; üretimin, teknik ve alt yapı olarak yetersiz olduğu, deneyim ve uzmanlaşması bulunmayan kişi ve şirketlere bırakılması, buna ek olarak, kamusal denetimin de yeterli ve etkin bir biçimde yapılamaması iş kazalarının artmasına neden olmaktadır. Yaşadığımız son olay bunu bize bir kez daha göstermiştir. Bu nedenle özelleştirmeler durdurulmalı, taşeronlaştırma uygulamaları kaldırılmalı, mecliste bulunan taşeron yasası derhal geri çekilmelidir.

Ülkemizde; yüksek risk taşıyan, kuralsız ve denetimsiz çalışan, mühendislik bilim ve tekniğinden uzak, teknik elemanın gözetim ve denetimi olmaksızın, tamamen ilkel koşullarda çalışan pek çok maden işletmesi bulunmaktadır. İşletmelerin bilim ve teknolojinin ışığında hareket eden mühendisin denetimine açılabilmesi için, mesleki güvencelerinin sağlanabilmesi amacıyla, maden kanununda teknik nezaretçinin, iş sağlığı ve güvenliği yasasında ise iş güvenliği uzmanının mesleki güvencesi, iş ve ücreti devlet tarafından güvence altına alınmalıdır. Bu amaçla, mevcut maden kanunu tasarısı geri çekilip önerilerimiz doğrultusunda yeniden düzenlenmelidir.

6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu`nun, işçi ölümlerinin, meslek hastalıklarının önlenmesinde tek başına yeterli olmadığı, bu facia ile bir kez daha açığa çıkmış ve bu facia fiilen yasanın iflasının kanıtı olmuştur.  Bu nedenle, anılan yasa geri çekilerek Odaların, Sendikaların ve meslek örgütlerinin görüşleri doğrultusunda yeniden düzenlenmelidir.

İş güvenliği denetiminden birinci derecede sorumlu olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, yaşanan iş kazalarının önlenebilmesi için görevlerini tam olarak yerine getirmelidir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, denetim elemanı olarak yararlanacağı maden mühendisi kadrolarını çoğaltarak denetimlerini artırmalıdır.

Tüm işletmelerdeki maden üretimi, mutlaka yeterli sayıda maden mühendisinin nezaretinde yapılmalıdır. İşyerinde, her vardiyada daimi olarak maden mühendisi bulundurmayan işletmelere üretim izni verilmemelidir.

Yaptığımız bütün bu önerilerin yalnızca yasal düzenlemelerle kalmayıp, uygulamada da yaşama geçirilmesi, benzer kazaların tekrarlanmaması açısından bir zorunluluktur.

ETKB tarafından alelacele Bakanlar Kurulu gündemine Maden Kanunu değişikliği tasarısının getirileceği kamuoyuna yansımıştır. Bu durum mevcut zihniyetin hala değişmemiş olduğunu göstermektedir. Sendikaların, Meslek Odalarının, Üniversitelerin ve Sektör Temsilcilerinin görüşlerinin tasarıya yansıtılmaması yeni Soma`ların oluşabileceği bir düzenlemedir. Oysa böyle bir tasarı demokratik katılımcılık anlayışı ile düzenlenmeli ve tüm tarafların görüşleri alınmalıdır.

Başbakan`ın hazırladığı eylem planına göre, tüm madenlerde olağanüstü hal ilan edilecek olması, kendilerinin hazırladığı ve icra ettiği mevzuatın eksik ve yetersiz olduğunun  bir itirafıdır. Bugüne kadar söz konusu mevzuata ve uygulamalara ilişkin uyarılarımızın hiçbirini dikkate almayan hükümet;  henüz ocakta devam eden yangın söndürülmeden ve arama kurtarma çalışmaları sürerken, "…. bu işin fıtratında var…" gibi, bilim ve tekniğin karşısında olduğunu yeterince ifşa eden açıklamalarda bulunmuştur. Bu bakımdan; siyasi iktidar, sorumluluk ilkeleri gereği derhal istifa etmelidir.

TMMOB Maden Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu
21 Mayıs 2014 - Zonguldak

Okunma Sayısı: 1012
Yayın Tarihi: 21.05.2014