TMMOB Maden Mühendisleri Odası

EKSİK MEVZUAT İLE YÜRÜTÜLEN JEOTERMAL FAALİYETLER, İNSAN VE ÇEVRE SAĞLIĞINI TEHDİT EDİYOR

EKSİK MEVZUAT İLE YÜRÜTÜLEN JEOTERMAL FAALİYETLER,  İNSAN VE ÇEVRE SAĞLIĞINI TEHDİT EDİYOR

Manisa İli Alaşehir İlçesi Alkan Köyü Muratlar mevkiinde özel bir şirket tarafından yapılan jeotermal araştırmalardaki sondaj kuyusundan , jeotermal akışkanın kontrol dışı olarak 50 metre yüksekliğe kadar defalarca püskürmesi ülkemizde jeotermal alandaki sorunların dışa vurumu açısından hem çok önemli, hem de düşündürücüdür. Yaşanan olayda, çevredeki tarım arazileri büyük ölçüde zarar görmüştür.

Bilindiği üzere; ülkemizdeki ilk jeotermal sondaj kuyusu, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA) tarafından İzmir-Balçova‘da 1962 yılında açılmış ve üzerinden tam 50 yıl geçmiştir. Bu süre zarfında jeotermal sahaların ortaya çıkartılmasında özverili çalışmalar yürüten MTA, Batı Anadolu‘da ve ülkemizin diğer bölgelerindeki jeotermal potansiyeli ortaya çıkarmıştır. MTA, bu çalışmalara ilaveten Kızıldere‘de (Buharkent) elektrik enerjisi üretimi konusunda da pilot tesis ile başlayan çalışmayı sonuçlandırmıştır. Bu çalışmalara paralel olarak Belediyeler ve İl Özel İdareleri; bilinen kaynaklardan yararlanmak üzere yatırımlar yapmaya başlamıştır. Bu gelişmeler, beraberinde sorunları da artırmıştır. Sorunların büyümesi üzerine mevzuat ile ilgili çalışmalar başlatılmıştır. "927 sayılı Kaplıcalar ve Sıcak Suların İstihsali Hakkındaki Yönetmelik", sektörün gereksinimlerine cevap veremez duruma gelmiş ve güncel bir mevzuata ihtiyaç duyulmuştur. Ancak, Jeotermal kaynaklar 2007 yılında, "5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu" ile yasal bir statüye kavuşmuştur. Adı geçen kanun ile jeotermal sahalar özel girişimcilerin de yatırımına açılmış olup, bu alanda bir çok firma faaliyet göstermeye başlamıştır. Ancak, bu yasa ve uygulama yönetmeliği de sorunları çözememiş olup birbiriyle çelişen, yetki karmaşası yaratan bir mevzuat olarak halen yürürlükte bulunmaktadır.

Odamız; Kanun‘un çıkartılması sürecinde, uygulama yönetmeliği çalışmalarında ve jeotermal ile ilgili her platformda kanunun ve uygulama yönetmeliğinin eksiklikleri hususunu ve konuya ilişkin görüşlerini yetkililere defalarca yazılı ve sözlü olarak bildirmiştir. Ancak, bu konuda istenen gelişme maalesef sağlanamamıştır. Konuya ilişkin görüşlerimizin büyük bir kısmı kanun ve yönetmeliklerde yer almamıştır. Bu görüşlerimizden bir tanesi de rezervuara ulaşmada arama, işletme ve reenjeksiyon kuyularına yönelik önerilerimizdir. Odamızın yaptığı girişimlere karşın, jeotermal kuyu açma standartları konusunun yasa ve yönetmeliklerde yer almaması büyük eksiklik olarak önümüzde durmaktadır. Bu konuda jeotermal kaynaklara sahip ülkeler, belli standartlar geliştirerek uygulama birliği sağlamışlardır. Ayrıca denetim mekanizmalarını devreye sokarak tavizsiz uygulamaktadır.

Jeotermal sistem, çok karmaşık yapısı nedeniyle birçok problemi de bünyesinde barındırmaktadır. Tekniğine uygun ve standart malzeme kullanılmadan açılacak sondaj kuyularında kontrolsüz akış ve akiferlerde (yeraltı suyunu içinde tutan ortam) istenmeyen problemler ortaya çıkmaktadır. Manisa-Alaşehir‘de meydana gelen olayda yaşanan sorunun, sondaj tekniğine göre açılmayan kuyudan kaynaklandığı görülmektedir. Jeotermal sondajlarda, muhafaza borularının ( yüzey ve diğer borular) uygun formasyonlara ve derinliğe indirilerek, arka kısmının tekniğine uygun çimentolanması zorunludur.

Manisa - Alaşehir‘deki sondaj kuyusunda yaşanan ve bir çevre felaketine yol açan olayın benzerleriyle, önümüzdeki günlerde de sık sık karşılaşılabilir. Daha büyük felaket yaşanmaması için acilen önlem alınmalıdır. Bu anlamda, başta kanunun uygulayıcısı olan İl Özel İdareleri ve ilgili Bakanlık adına görevlendirilen Maden İşleri Genel Müdürlüğü‘ne (MİGEM) önemli görevler düşmektedir. Bu konuda, Odamızın ve meslektaşlarımızın bilgi birikimi ve deneyimi değerlendirilmelidir.

Yasanın aksayan yönleri düzeltilerek eksik olan yönetmelikler acilen çıkarılmalı, İl Özel İdarelerinin denetim kadroları güçlendirilmeli, tekniğine uygun çalışma yapmayan işletmeler durdurulmalı, bu alanda görev yapan sondaj mühendisleri ve personelde yetkinlik aranmalıdır.

Son olayda çözümü ve çareyi; ülkemiz bilim insanlarında aramak yerine, ABD‘den teknik eleman getirtilmesini yadırgadığımızı belirtiyoruz. Çünkü, ülkemizde bu olayı çözebilecek bilgi birikimi ve teknik eleman kadromuz bulunmaktadır.

Odamız; Manisa - Alaşehir‘de yaşanan olaya ilişkin teknik bir heyet oluşturmuş olup, konuyu yerinde inceleyerek hazırlanacak rapor, ilgililerle ve kamuoyuyla paylaşacaktır.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

TMMOB

MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI

YÖNETİM KURULU

4 Haziran 2012, Ankara

Okunma Sayısı: 1653
Yayın Tarihi: 04.06.2012