TMMOB Maden Mühendisleri Odası

En önemli sektör doğal taş.

En önemli sektör doğal taş.

En önemli sektör doğal taş
15.10.2010

Maden Mühendisleri Odası ve Afyon Kocatepe Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen MERSEM 7‘inci Uluslararası Mermer ve Doğaltaş Kongresi Afyon Kocatepe Üniversitesi Atatürk Kongre Merkezinde gerçekleşti.
Programın açılış konuşmasını yapan Maden Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Torun; hızla gelişen ve büyüyen doğal taş ve mermer sektörü, son 25 yılda madencilik sektörünün en önemli alt sektörlerinden biri haline geldiğini söyledi.

Doğal taş ve mermer sektörünün, sadece madencilik sektörünün en önemli alt sektörlerinden biri olarak kalmadığını, aynı zamanda gelişimini sürdürerek Türkiye ekonomisinin de en önemli yapı taşlarından biri olmaya aday duruma geldiğini ifade eden Torun; "Ülkemizde ciddi miktarda görünür doğal taş rezervi olduğu bilinmektedir. Sektör üretiminde her yıl hızlı bir artış gözlenmekte, yine mermer ve doğal taşın ihracattaki payı da aynı ivmeyle artmaktadır. Sektörün ulaştığı üretim ve buna bağlı ihracat artışı, eşzamanlı olarak yatırım, istihdam ve kalitenin de artmasını sağlamış, bununla beraber sektör ciddi sorunlarla karşılaşmaya başlamıştır. Başta inşaat ve sanayi sektörleri ile entegrasyonu amaçlayan kısa, orta ve uzun dönemli stratejik planları da kapsayan bir "Doğal Taş Politikası"nın olmayışı en önemli eksikliktir" dedi.

"ÜLKEMİZDEKİ SANAYİ TESİSLERİ GELİŞMİŞ"

Torun, ülkenin 1980‘li yılardan itibaren uluslararası sermayenin taleplerine uygun olarak ekonomik ve sosyal politikalar uygulandığını, bunun sonucunda sanayi yatırımları azaldığını, işsizlik arttığını ve sık sık yaşanan krizler sonucu yoksullaşmanın kronik hale geldiğini belirtti. "Bu politikalar; teknoloji düzeyini artıracak, AR-GE çalışmalarını hızlandıracak, yeni ürün geliştirmeye yönelik bir araştırma politikası saptayacak verimli, üretken bir yapı kurmayı da engellemiştir" diyen Torun, "Ülkemizdeki sanayi tesisleri gelişmiş ekonomilerin taşeronu olarak düşük katma değerli ürünlerle ihracata zorlanmıştır. Söz konusu çarpık yapıdan en fazla zarar gören sektörlerin başında madencilik sektörü gelmektedir. Sanayi sektörleri yerine hizmetler sektörünün genişlemesi, sanayi sektörlerine hammadde sağlayan madencilik sektörünü de zor durumda bırakmıştır" şeklinde konuştu.

"DÜNYA‘DAKİ EN AĞIR İŞ KOLUDUR"

Madencilik sektörünün ülke kalkınmasındaki kritik öneminin sadece fazla miktarlarda üretilip yurt dışına satılarak döviz elde edilmesinde değil, yerli sanayiye düşük maliyette ve kaliteli girdi sağlamasının olduğu ifade eden Torun şu ifadelere yer verdi; "Bu anlamda, madencilik ve sanayi sektörleri karşılıklı olarak birbirlerini besleyen sektörlerdir. Entegrasyonları sağlandığı ölçüde büyürler. Dolayısıyla, ülke sanayisinin gelişememesi madencilik sektörünü de olumsuz etkilemekte, bu sektöre yapılabilecek yatırımlar, hızla hizmetler sektörüne kaçmakta ve madencilik sektörünün ülke ekonomisine katkısı giderek düşmektedir. Yukarıda değinilen politika yanlışlıklarının en belirgin sonuçlarından biri de, sektörde iş kazası sayılarındaki önemli artışlardır. Madencilik, doğası gereği içerdiği riskler nedeni ile özellik arz eden, bilgi, deneyim, uzmanlık ve sürekli denetimi gerektiren dünyanın en ağır iş koludur."

"96 MADEN ÇALIŞANI HAYATINI KAYIP ETTİ"

Madencilik sektöründe yaşanan iş kazalarının artarak devam ettiğini de söyleyen Torun; "Sektörümüzde yaşanan iş kazalarında bu yıl Ekim 2010 tarihine kadar 96 maden çalışanı yaşamını kaybetmiştir. Yaşanan iş kazalarında maden mühendisi meslektaşlarımız da yaşamlarını yitirmişler, sakat kalmışlardır. Ülkemiz, iş kazalarında dünyada ön sıralarda yer almaktadır. Özellikle yeraltı kömür madenciliği, işçi sayısı başına düşen kaza ve ölüm sıralamasında bütün sektörlerin başında gelmektedir. Bu nedenle, yeraltı başta olmak üzere tüm madencilik sektörü daha yakından izlenmeli, değerlendirilmeli ve kaza önleme çalışmalarına daha fazla ağırlık verilmelidir. Bu konuda Odamızın deneyimleri ve görüşleri dikkate alınmalıdır. İş kazalarının önlenmesi için gerekli düzenlemelerin yapılması ve yaptırımların uygulanması siyasi iktidarların görevidir. Ancak siyasi iktidar, çıkardığı yasayla kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarını dışlayarak eğitim hizmetlerini piyasaya açmıştır" diye konuştu.

Okunma Sayısı: 655
Yayın Tarihi: 19.10.2010