EVRENSEL | 1 Eylül'de barışın sesi dört bir yanda yankılandı
1 Eylül'de barışın sesi dört bir yanda yankılandı
1 Eylül Dünya Barış Günü yurdun dört bir yanında çeşitli açıklamalar ve eylemlerle kutlandı. Siyasi partilerin ve emek ve demokrasi güçlerinin birçok kentte yaptığı açıklamalarda barışın hâlâ acil bir ihtiyaç olduğu vurgusu yapıldı. Yapılan açıklamalarda ayrıca silahlı çatışmalara, savaşlara, ülkedeki hukuksuzluklara dikkat çekilerek, savaşa karşı barışın sesini yükseltme çağrısı yapıldı.
ANKARA | BARIŞ NÖBETİ 1 EYLÜL’E ATFEDİLDİ
İHD Ankara Şubesinin her ayın ilk cuma gününde gerçekleştirdikleri “barış nöbeti”nin 13’ncüsü 1 Eylül Dünya Barış Günü’ne atfedildi. Nöbette “Amasız, fakatsız barış hemen şimdi” pankartı asılırken, nöbete gazeteci-yazar Hüseyin Aykol, HDP Ankara İl Eş Başkanı Pakize Sinemilioğlu ve çok sayıda kişi katıldı. Basın metinini İHD Ankara Şube Eş Başkanı Aslı Saraç okudu.
"BARIŞI, İNSAN HAKLARININ DEĞERİNİ HEP BİRLİKTE KORUMALIYIZ"
Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri 1 Eylül Dünya Barış Günü’ne ilişkin basın açıklamasında bulundu. Çatışma ve savaş ortamının devlet şiddetinin öne çıkmasına, nefret dilinin yayılmasına ve halkların yaşam haklarının ihlal edilmesine yol açtığını belirten İHD Ankara Şube Eş Genel Başkanı Ömer Faruk Yazmacı, “Barışın ve insan haklarının değerini hep birlikte korumalıyız. Savaşın yarattığı acıları unutmamalı, daha iyi bir gelecek için savaşa karşı barışı savunmaya hep birlikte çalışmalıyız” dedi.
İHD Ankara Şube Eş Genel Başkanı Ömer Faruk Yazmacı dünyada bölgesel, yerel savaşlar ve çatışmaların devam etttiğini ve insanlık için trajik sonuçlar doğurduğunu ifade etti. Çatışma ve savaş ortamının devlet şiddetinin öne çıkmasına, nefret dilinin yayılmasına ve halkların yaşam haklarının ihlal edilmesine yol açtığını belirten Yazmacı, “Savaş ve çatışma koşullarından en fazla kadınlar ve çocuklar zarar görüyor. Suriye iç savaşında binlerce insan yerlerinden edildi, Ezidi kadınlar ve çocuklar kaçırıldı, hala binlercesi bulunabilmiş değil. Savaşlardan kaynaklı olarak göç etmek zorunda kalan binlerce insan göç yollarında yaşamlarını kaybediyor. Rusya-Ukrayna savaşı, Suriye, Irak ve Libya’da yaşanan çatışmalar nedeniyle yüz yüzbinlerce insan, evlerini terk etmek zorunda kaldı ve mülteci krizi dünyanın en büyük sorunlarından biri haline geldi. Suriye iç savaşından kaynaklı olarak Türkiye’ye gelen mültecilere dönük ırkçı ve nefret söylemleri ırkçı siyasetçiler aracılığıyla mültecilere yönelik saldırılara dönüşmektedir” dedi.
"SAVAŞ POLİTİKALARI EKONOMİK EŞİTSİZLİKLERİ DERİNLEŞTİRİYOR"
AKP-MHP iktidarının savaşa yönelik politikalarının, ekonomik eşitsizlikleri daha da derinleştirdiğini söyleyen Yazmacı şöyle devam etti: “Kürt meselesi başta olmak üzere, tüm etnik ve kültürel grupların haklarının korunması, eşit bir şekilde temsil edilmesi için gereken yasal ve anayasal değişiklikler bir an önce yapılmalıdır. Kürt sorununda çözümsüzlük, Türkiye’de otoriter bir rejim anlayışı yaratmış ve sürekli bir baskı ortamı oluşturmuştur. Bunun sonucu olarak binlerce Kürt siyasetçi tutuklanmış, çözümsüzlük ve savaş genel bir politika haline getirilmiştir. Kürt karşıtlığı üzerinden geliştirilen bu politika ile Kürtlere yönelik nefret söylemi ve saldırılar giderek artmaktadır.1 Eylül Dünya Barış Günü, sadece savaş karşıtlığını değil, aynı zamanda insan haklarına dayalı bir dünya için mücadele etme sorumluluğunu hatırlatmaktadır. Savaşın ve çatışmaların sona ermesi, her birimizin daha adil bir dünya için çabalamasıyla mümkündür.”
Türkiye’deki toplumsal muhalefetin, halkların eşitlik, özgürlük ve adalet mücadelesine yoğunlaşması gerektiğini ifade eden Yazmacı, “10 Ekim Ankara Katliamının üzerinden 8 yıldan fazla zaman geçti. Emek, barış ve demokrasi talebini yok etmeyi amaçlayan bu katliam, amacına ulaşamadı ama arkasında büyük bir acı bıraktı. 20 Temmuz 2015 günü, Urfa’nın Suruç ilçesi 33 düş yolcusu, yaşamını yitirdi, onlarcası yaralandı” dedi.
"KADINLARIN KAZANIMLARINA YÖNELİK SALDIRILAR SÜRÜYOR"
AKP-MHP ittifakı döneminde kadına yönelik şiddetin, kadın cinayetlerinin, kadınların tarihsel kazanımlarına yönelik saldırıların devam ettiğini vurgulayan Yazmacı, “Tekçi zihniyetin kullandığı militarist bakış açısı başta LGTİ + lar olmak üzere toplumdaki tüm ötekileştirilenlere yönelik cinsiyetçi ve homofobik saldırılarına hız kesmeden devam etmektedir. Savaş, aynı zamanda doğa talanının da önünü açmaktadır. AKP-MHP ittifakı insanlığa, doğaya, topluma, her canlıya karşı suç düzeni oluşturmuştur. İktidarın ve destekçisi büyük şirketlerin yağma, talan ve rant politikalarına doğamızı kurban etmeyeceğiz. Şırnak’tan Muğla’ya, Cudi’den Akbelen’e kadar ağacımıza, toprağımıza, suyumuza birlikte sahip çıkacağız, barışımıza, kardeşliğimize onları da dahil edeceğiz” dedi.
Türkiye başta olmak üzere tüm dünyada onurlu bir barışın tesis edilmesi için barış mücadelemizde ısrar edeceklerini belirten Yazmacı, “Hem yaşadığımız coğrafyaya hem de tüm dünya halklarına sesleniyoruz Barışın ve insan haklarının değerini hep birlikte korumalıyız. Savaşın yarattığı acıları unutmamalı, daha iyi bir gelecek için savaşa karşı barışı savunmaya hep birlikte çalışmalıyız. 1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle de yukarıdaki barış çağrımızı tüm dünya halklarına iletiyoruz” dedi.
İZMİR | “BARIŞ MÜCADELESİNİ SÜRDÜRECEĞİZ”
İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde insan zinciri oluşturdu. Zincir eylemine Yeşil Sol Parti Milletvekilleri İbrahim Akın, Burcugül Çubuk ve Gülistan Kılıç Koçyiğit de katıldı. Sık sık “Biji aşiti yaşasın barış”, “Savaşa hayır barış hemen şimdi” ve “Susma haykır savaşa hayır” sloganları atıldı.
Zincirin ardından Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması düzenlendi. Platform adına basın metnini okuyan İHD İzmir Şube Eşbaşkanı Ali Aydın, “Savaşsız, sömürüsüz bir dünya için hep birlikte barış diyelim” dedi.
Aydın, “İşsizlik artıyorsa, insanca yaşayacak bir ücret alınamıyorsa, üniversite öğrencileri yurt bulamıyorsa, depremde binalar insanların üzerine çöküyorsa, adaletsizlik, liyakatsizlik, insan kayırmalar oluyorsa, muhalifler cezaevlerini dolduruyorsa, ülkenin yüzde sekseni yoksulluk ve açlık sınırının altında yaşıyorsa bunun en önemli nedenlerinden biri barışın sağlanmamasıdır. Devletlerin bütçelerinin insanların insanca yaşayacak bir düzen için değil de savaşa, yayılmacı emperyalist uygulamalara harcanmasındandır” diye konuştu.
Emek ve Demokrasi Güçleri olarak barış için mücadeleyi sürdüreceklerini vurgulayan Aydın son olarak şunları söyledi; “Emek ve demokrasi güçleri olarak; kendi karları ve iktidarları için halkları birbirine düşman eden, barışı tehdit eden kapitalist emperyalist sisteme bu sisteme karşı ortak mücadele yürütmeyi sürdüreceğiz. Emek ve Demokrasi güçleri olarak, Türkiye’de barışa giden yolun barış hakkı mücadelesi ile olacağını biliyoruz. Emek ve Demokrasi güçleri olarak, ülkemiz başta olmak üzere tüm dünyada barışın egemen olduğu bir yaşam için barış hakkı mücadelemizi sürdüreceğiz. Savaşsız, sömürüsüz bir Dünya için hep birlikte Barış diyelim. Savaşsız, sömürüsüz bir Dünya için hep birlikte Aşiti diyelim.”
Açıklamanın ardından etkinlik Praksis ve Kasım Taşdoğan’ın ezgileri ile sona erdi. (İzmir/EVRENSEL)
ADANA | YURTTAŞLAR SAVAŞLARA VE NÜKLEER TEHDİDE “HAYIR” DEDİ
Adana Demokrasi Güçleri Dünya Barış Günü dolayısıyla İnönü Parkı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya katılan yurttaşlar “Savaşa değil, eğitime bütçe”, “Savaşa hayır, barış hemen şimdi” sloganları ile barış talep etti. TİP Milletvekili Can Atalay’ın fotoğraflarını taşıyan yurttaşlar Atalay için özgürlük istedi. Açıklamanın ardından halay çeken yurttaşlar yurtta ve bölgede savaşlara “Hayır” dedi.
Basın açıklamasını İnsan Hakları Derneği Adana Şube Başkanı Yakup Ataş okudu. 1 Eylül Dünya Barış gününde, savaşı, çatışmayı, kavgayı yerinden yurdundan edilen ve yollara düşen mülteci sorununu ve bunun yarattığı yoksulluğun halen dünyada önemli bir sorun olduğunu ifade eden Ataş, Rusya’nın Ukrayna'yı işgali ve diğer emperyalistlerin de bu işgali kışkırtmaları ile birlikte nükleer savaş tehlikesine de dikkat çekti. Ukrayna’ya karşı devam eden savaşta nükleer silah kullanma tehditlerini hatırlatan Ataş, “Nükleer savaş ve yok oluşa hiç bu kadar yakın olmadığımız açıktır. Bugün bütün dünyada 13.000 nükleer silah depolanmış durumdadır. Bunların isabet yeteneğini, menzillerini ve yıkıcılığını arttırmak için bu silahları elinde bulunduran ülkeler milyarlar harcamaya devam etmekteler” dedi.
"İNCİRLİK’TEKİLER DAHİL NÜKLEER SİLAHLAR TARİHE GÖMÜLMELİ"
Nükleer dehşetine son vermenin zorunluluğuna dikkat çeken “Adana İncirlik askeri Üssü’nde bulunan 90 nükleer başlık dahil olmak üzere bütün nükleer silahlar tarihe gömülmelidir. 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde, “nükleer silahlardan arınmış bir dünya” talebimizi buradan bir kez daha dile getiriyoruz” dedi.
"SAVAŞLAR MÜLTECİLERİ ULUSLARARASI PAZARLIK KONUSU HALİNE GETİRİYOR"
BM Genel Kurulunun 19 Aralık 2016 tarihli kararı ile kabul edilen Barış Hakkı Bildirisi’ne rağmen bir insan hakkı olarak kabul edilen Barış Hakkı’nın başta imzacı devletler tarafından ihlal edildiğini dile getiren “Savaşların mağduru olan mülteciler üzerinden, temel insan hakları, insani yaklaşım ve değerlerden uzak politikalarla pazarlıklar yürütülmekte ve mülteciler, Devletlerin birbirlerine karşı kullandığı en önemli uluslararası pazarlık meselesi haline getirilmektedir. Savaş ve sömürü düzeni olarak yaşadığımız bugünkü dünya, emek ve doğanın talanı, dünyayı İnsansızlaştırma üzerine kurulu bir yok etme düzenidir” dedi.
KÜRT SORUNU ÇÖZÜLMEDİKÇE HALKLAR KAYBEDİYOR
Türkiye’nin kırk yıldır adı konulmamış bir savaş olduğunu ifade eden Ataş,
“Kürt ve Türk Halklarının barış içinde çözemeyeceği hiçbir sorun yoktur. Kürtler kendi dili ve kimliğiyle demokratik bir kardeşlik talep etmektedir. Bu talep Türkiye halklarının da talebidir. Çünkü özgürlük demokrasi ve barış ancak bütün ülke için var olabilir. Ülkenin bir yanında zorbalık varsa bu bütün ülkeyi egemenliği altına alır. İki halkın arasında cenazelerden oluşan duvar yükseldikçe, Tüm Türkiye halkları kaybediyor. Kürt sorunun demokratik, barışçıl çözümünün sağlanmamasının faturasını Tüm halklar ödüyor. Birileri cenaze sayısı ile övünebilir ancak halklar bunun ülkeye yaydığı zehirde boğulmak istemiyor.” dedi. Türkiye için barış talep etmenin Türkiye'nin çocuklarına bir gelecek talep etmek olduğunu ifade eden Ataş, “Barışı talep etmek, Türkiye kadınlarının acılarının, ağıtlarının son bulmasını talep etmektir. Barışı talep etmek, Türkiye insanı için ekmek istemek, insanca yaşam standartları istemek demektir. Bedeli ne olursa olsun, bu talepten vazgeçme, sesimizi kısma şansımız ve hakkımız yoktur” diye konuştu.
“SAVAŞA VE SÖMÜRÜ POLİTİKALARINA KARŞI BİRLİKTE HAREKET EDELİM”
Savaşan egemenlere kar, halklara ölüm, yurtsuzluk, yoksulluk ve kölelik getirdiğini dile getiren Ataş, “Emperyalistlerin ve onların işbirlikçilerinin bu itiş-kalkışının bizi bölmesine izin vermeyelim. Egemenlerden, sermayeden ve onun savaşçı politikalarından ayrılmadan, kendimiz için örgütlenmedikçe, kendimiz için mücadele etmedikçe her kavganın, her savaşın kaybedeni biz olacağız. Aynı tezgâhta alın teri döküyoruz, aynı Odaklar tarafından sömürülüyoruz. O halde tüm bu sömürü politikalarına karşı da birlikte mücadele etmek tek çaremizdir” dedi.
“ÜLKENİN DÖRT BİR YANINI BEYAZ TÜLBENTLERLE SARACAĞIZ”
Yeşil Sol Parti Adana Milletvekili Tülay Hayimoğulları da konuşmasında Van Özalp İlçesi’nde Çamrulu köyünde evlerin silahlarla tarandığını belirterek “İçeride ölü mü var, yaralı mı var kimse bilmiyor. Biz barış dedikçe onlar tersini söylüyor” dedi. Hasta tutsakların durumu ve cezaevlerinde yaşanan sorunlara dikkat çeken Hatimoğulları, “Hasta tutsaklara dönük uygulanan politika tam bir savaş politikası ve aleni bir işkence. Hasta Mahpus Şakir Turan, ATK’ya gittiği halde raporu değerlendirilmediği için 2 gün önce hayatını kaybetti. O nedenle bu iktidarla barış gittikçe imkanı gittikçe azalıyor” dedi. Demokratikleşmenin önündeki sorunlardan biri olan Kürt sorununu demokratik çözümünün önüne geçen iktidarın Rojova’da da Kürt halkına yaşamı dar etmek istediğini ifade eden Hatimoğulları, “İmralı tecridine devam ediyor. Çoğunun cenazesi kargo ile gelen anne ‘Barış istiyorum’ demesine rağmen onlar anaların beyaz tülbentinin üzerine basmaya çalışıyorlar. Ama şunu bilin ki Cumartesi Annelerinin, Barış Annelerinin, işçilerin, emekçilerin, kadınların, doğa ve insan hakları savunucuları el ele verdiği bir mücadele ile Türkiye’nin doğusundan batısına ülkeyi beyaz tülbentlerle, barış türküleri ile saracağız” dedi. (Adana/EVRENSEL)
DERSİM | "SAVAŞA MECBUR OLAN EMEKÇİLER DEĞİL"
Dersim Emek ve Demokrasi Platformu 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla Sanat Sokağı'ndan, Seyit Rıza Meydanı'na yürüyüş gerçekleştirdi. Açıklamada konuşan Eğitim Sen Şube yöneticisi Raife Yılmaz, bu 1 Eylül'ü çağrıldıkları ifade işleminden dönerken trafik kazasında yaşamını yitiren Barış Anneleri Adalet Safalı ve Perişan Akçelik'e atfettiklerini söyledi. Yılmaz, savaşa mecbur olanın halklar ve emekçiler değil, iktidarını savaşa, gerilime ve kaosa bağlayan AKP olduğunu söyledi. Açıklamaya 24 gündür direnişte olan FEDAŞ işçileri de katıldı.
Barış gününün kutlandığı bugünlerde Dünyanın birçok yerinde bölgesel ve yerel savaşların ve çatışmaların devam ettiğini söyleyen Yılmaz "Rusya’nın Ukrayna işgali ile devam eden savaş büyük acılar üretmeye, Libya ve Suriye iç savaşı yüzbinlerce insanın yerinden edilmesine, Türkiye’nin Kürt Meselesini aşırı güvenlikçi politikalarla çözme ısrarı her yıl yüzlerce insanın yaşamını yitirmesine neden olmaktadır" diye konuştu.
"FARKLI ETNİK GRUPLARA DIŞLAYICI POLİTİKALAR İZLENİYOR"
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulduğu tarihten bu yana geçen bir asırlık süre zarfında başta Kürtler olmak üzere toplumun tüm farklı etnik, dini ve cinsiyet gruplarını dışlayıcı politikalar izlediğini, toplumsal barışını tesis edemediğimi söyleyen Yılmaz "Özelikle Kürt meselesinin demokratik yol ve yöntemler ile çözülememesinin bir sonucu olarak yaklaşık 40 yıldır devam eden çatışmalı süreçte başta yaşam hakkı olmak üzere en temel insan hakları sürekli ve sistematik olarak ihlal edilmiştir. Devlet, toplumdan gelen temel hak ve özgürlüklerin tanınması talebine karşı aşırı güvenlikçi politikalarla cevap vererek meselenin çözümünden uzaklaşmış, bu durum Türkiye toplumunun kutuplaşmasına neden olmuştur. Bu kutuplaşmanın sonucu olarak bugün hala Kürdistan coğrafyasında bir çatışma ortamı devam ediyor" dedi.
"SAVAŞA MECBUR OLAN EMEKÇİLER DEĞİL"
"Bu savaşlar bizim savaşımız değil" diye seslenen Yılmaz "Savaşa mecbur olan halklarımız ve emekçiler değil, iktidarını savaşa, gerilime ve kaosa bağlayan AKP’dir. AKP hükümetinin hem içerde hem dışarda emekçileri ve halkları kutuplaştırmak üzerine kurulu bir siyaset izlemesi savaş ve şiddet ortamını sürekli canlı tutmaktadır. Bu çılgınlıkta ısrar etmek ülkemizi çıkmaz bir felakete sürükleyecektir. Savaşların ve ekonomik krizlerin bedelini halkımız ve emekçiler ödemektedir. Savaş naraları atanların çocukları değil, yoksul halkımızın çocuklarının kanı akıtılmaktadır." diye konuştu. Direnen FEDAŞ işçilerinin de katıldığı açıklamada sık sık 'İş, barış, özgürlük' 'Savaşa Hayır Barış Hemen Şimdi' sloganları atıldı. (Dersim/EVRENSEL)
KOCAELİ | BARIŞ HALKLARIN EŞİT VE ÖZGÜR BİRLİKTELİĞİDİR
1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle KESK, DİSK, TMMOB ve TTB şubeleri İzmit İnsan Hakları Parkı’nda açıklama gerçekleştirdi. Kentteki siyasi parti ve dernek yöneticilerinin de destek verdiği basın açıklamasını kitle adına TMMOB İl İKK Sekreteri Mehmet Ali Elma okudu.
Açıklamada “Gelinen aşamada ülkemizin en temel sorun alanlarının başında emek, barış ve demokrasi karşıtı milliyetçi, şoven, faşizan politika ve uygulamalar gelmektedir. Ülkemizde, bölgemizde ve dünyada barışa olan ihtiyaç tüm yakıcılığı ile her geçen gün kendini daha fazla hissettiriyor. Dolaysıyla barış ve demokrasi talebi ekmek ve su kadar temel ihtiyaç haline gelmiştir. Emekçiler, kadınlar, ezilen halklar için barış; emeğinin karşılığını alabilmektir. Halkların eşit ve özgür birlikteliğinin sağlandığı, başta Kürt sorunu olmak üzere temel sorunların barış ve diyalogla çözüldüğü, demokratik taleplerinin karşılandığı bir toplumsal mutabakattır” ifadeleri yer aldı. (Kocaeli/EVRENSEL)
DENİZLİ | YOKSULLUK VE SAVAŞ POLİTİKALARINA TEPKİ
Denizli'de 1 Eylül Dünya Barış Gününde Candoğan Parkında DİSK, KESK, TMMOB çağrısı ile basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasını KESK Denizli Dönem Sözcüsü Hüseyin Özdemir okudu. Açıklamaya sivil toplum örgütleri ve siyasi parti temsilcileri destek verdi.
Silahlanmaya ve savaşlara ayrılan bütçelere dikkat çeken Özdemir, "Sermaye sözcüsü iktidar temsilcileri kaynakları sermayeye ve çatışmalara ayırmada oldukça cömert davranırken sıra emekçilere gelince ‘biraz daha sabır’ diliyor. Savaş odaklı politikalarda ısrarın bedelini ittifak bloğu etrafında kümelenmiş kirli çıkar odakları değil emekçiler ödüyor. Ekmeğimize, geleceğimize, aşımıza, ormanımıza, suyumuza göz dikenler, halkların bir arada yaşama iradesini de iktidarları için en büyük tehdit olarak görüyor” ifadelerini kullandı. Özdemir, yoksullaştıran ve kutuplaştıran politikalara tepki göstererek barış ve demokrasi mücadelesinde birleşme çağrısı yaptı. (Denizli/EVRENSEL)
AYDIN | “BARIŞ İSTİYORUZ”
Aydın’da Kent Meydanı’nda basın açıklaması düzenlendi.
Basın metnini okuyan İHD Aydın Şube Başkanı Melek Demir, “İnsanlar sadece fikirlerini açıkladıkları için büyük cezalar alıyor ve tutuklanıp ceza evlerine konuluyor. AKP döneminde de örgütlenme özgürlüğü hiçbir dönemde olmadığı kadar çok fazla ihlal ediliyor. Gazeteciler, sanatçılar birçok insan sadece devletten farklı düşündükleri için cezaevindeler. Toplumu militaristleşmesine neden olan ırkçılık ve milliyetçilik yükselmekte. İfade ve örgütlenme özgürlüğüne yönelik ihlaller her geçen gün katlanarak devam ediyor. İnsan hakları savunucuları olarak bir kez daha 1 Eylül Dünya Barış gününde barış istediğimizi dile getiriyoruz” dedi. (Aydın/EVRENSEL)
SAMSUN | "EŞİTLİK, ÖZGÜRLÜK, LAİKLİK, BARIŞ VE DEMOKRASİ İSTİYORUZ"
Samsun Emek ve Demokrasi Güçleri Atakum Çobanlı İskelesi’nde bir araya geldi. Açıklamaya KESK bileşenlerinin yanı sıra emekten ve demokrasiden yana siyasi partiler ve dernekler de katıldı. Açıklama öncesi barış yazılı balonlar çocuklara dağıtıldı. Eyleme çağrı yapan el ilanları dağıtıldı. Açıklamada sık sık "İnadına barış inadına kardeşlik", "Yaşasın halkların kardeşliği yaşasın barış", "Faşizme karşı omuz omuza" sloganları atıldı. Açıklamanın ardından beyaz balonlar uçurularak müzikler çalındı.
Emek ve demokrasi güçleri adına konuşan Tüm Bel Sen Kadın Sekreteri Emine Uyarer zamana yayılmış ve adı konmamış 3. Dünya Savaşı ile karşı karşıya olduğumuzu belirterek, "Silahlanmaya ayrılan fonların sadece yüzde 10'u ile tüm dünyada temel hizmetler sağlanabilecek iken bir kez daha insanlık değerleri yerle bir ediliyor, doğa geri dönüşü olmayan tahribatlara maruz kalıyor, gözyaşı ve acılar dinmiyor." dedi.
Uyarer, "Gelinen aşamada ülkemizin en temel sorun alanlarının başında emek, barış ve demokrasi karşıtı milliyetçi, şoven, faşizan politika ve uygulamalar gelmektedir. Ülkemizde, bölgemizde ve dünyada barışa olan ihtiyaç tüm yakıcılığı ile her geçen gün kendini daha fazla hissettiriyor. Dolaysıyla barış ve demokrasi talebi ekmek ve su kadar temel ihtiyaç haline gelmiştir. Emekçiler, kadınlar, ezilen halklar için Barış; Emeğinin karşılığını alabilmektir. Halkların eşit ve özgür birlikteliğinin sağlandığı, başta Kürt sorunu olmak üzere temel sorunların barış ve diyalogla çözüldüğü, demokratik taleplerinin karşılandığı bir toplumsal mutabakattır. Kadına yönelik şiddetin son bulması, bunun için başta İstanbul Sözleşmesi feshinin iptal edilmesi, ILO’nun 190 sayılı sözleşmesinin imzalanması başta olmak üzere toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına yönelik politikaların esas alınmasıdır. Çocuğun da hakları var diyebilmektir. Çocuk istismarı ve kadın cinayetlerinde cezasızlık politikalarına son verilmesidir. Doğamızın, suyumuzun, ormanlarımızın rant uğruna talan edilmemesi, sadece bugünü değil geleceği de savunan ekolojik bir yaşamı hakim kılmaktır. Ötekileştirme ve kutuplaştırma politikalarına karşı eşit yurttaşlık temelinde yaşamdır. Mülteciliğe yol açan politikalara son vermek, göçmenleri düşman görmemek, dayanışmayı büyütmektir." diye konuştu.(Samsun/EVRENSEL)
BATMAN | "YAŞASIN BARIŞ"
İHD Batman Şubesi öncülüğünde kitlesel basın açıklaması gerçekleştirildi. Yılmaz Güney Parkı’nda gerçekleşen açıklamaya Yeşil Sol Parti Batman Milletvekilli Zeynep Oduncu, Barış Anneleri Meclisi, TJA, MEBYA-DER’in de aralarında bulunduğu 48 demokratik kitle örgütü ve siyasi parti temsilcileri katıldı. Dört dilde “barış” dövizinin taşındığı açıklamada, “Barış insan hakkıdır, barış insanlığın teminatıdır, yaşasın barış” yazılı pankart açıldı.
Beyaz önlüklerin giyildiği açıklamada basın metnini okuyan İHD Batman Şubesi Eş Başkanı Rumeysa Deniz Kaya, her koşulda barışı haykıracaklarını söyledi. Barış Anneleri Meclisi Üyesi Kamile Şimşek ise onurlu barış inşa edilene kadar mücadeleye devam edeceklerini belirtti. Açıklamanın ardından barışı temsilen güvercin ve balon uçuruldu. Açıklama 10 dakikalık barış nöbeti ile son buldu.
VAN | "BARIŞ HAYATTIR"
Van’da HDP, Yeşil Sol Parti, DBP, TJA, Barış Anneleri Meclisi ve kitle örgütleri temsilcilerinin katılımıyla 1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle Van HDP İl Örgütü binasında basın açıklaması yapıldı. “Aştî jiyan e (Barış hayattır)” pankartının açıldığı açıklamaya kent milletvekilleri de katıldı.
AKBELEN | BARIŞ MESAJI YÜKSELDİ
Muğla’nın Milas ilçesinde Akbelen Ormanı’nda açılmak istenen kömür ocağına karşı direnen köylüler, 1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle direniş alanında basın açıklaması yaptı. Açıklamanın yapıldığı alanda, “Hepimiz için barış, Akbelen için adalet” pankartı açılırken, sık sık “Her yer Akbelen, her yer direniş”, “Savaşa hayır, barış hemen şimdi”, “Akbelen için adalet istiyoruz” sloganları atıldı.
GÖMEÇ | İLK KEZ BARIŞ GÜNÜ KUTLANDI
1 Eylül Dünya Barış Günü, Balıkesir’in Gömeç ilçesinde ilk kez kutlandı. Etkinlik, Gömeç Emek ve Demokrasi Bileşenlerinin çağrısıyla düzenlendi. CHP, DİSK Genel-İş, EMEP, Emekl-Sen, Eğitim-İş, Eğitim Sen, Gömeç PSAKD, Gömeç AKD, Gömeç ROMANDER ile Yeşil Sol Parti Gömeç İlçe Örgütünden oluşan Gömeç Emek ve Demokrasi Bileşenleri yürütmesi adına Cumhuriyet Meydanı’nda basın açıklaması yapıldı.
EDREMİT | BÖLGEDE VE ÜLKEDE BARIŞ
Edremit Demokrasi Platformunun çağrısıyla 1 Eylül Dünya Barış Günü Edremit Cumhuriyet Meydanında gerçekleştirilen basın açıklaması ile kutlandı. Basın açıklamasına katılanlar barışa sloganları attı.
Kalabalık bir topluluğun katıldığı basın açıklamasında bölgede ve ülkede barış talebi dile getirildi. Faşizmin lanetlendiği basın açıklamasında halkın barış talebi dile getirildi.
DİKİLİ | HALKLARIN ORTAK MÜCADELESİ SAVAŞI DURDURABİLİR
Dikili Emek ve Demokrasi Platformu Bülent Ecevit Meydanı’ndan “Savaşa hayır barış hemen şimdi”, “Savaşa değil eğitime bütçe”, “Saraylar savaş haklar barış istiyor” sloganları eşliğinde Atatürk Meydanı’na yürüdü. Sendikalaştıkları için işten atılan Agrobay işçilerin de katıldığı eylemde ortak basın açıklamasını Hüseyin Öge okudu.
Savaşların silah tekelleri için daha fazla kâr, insanlar için ise ölüm demek olduğunu söyleyen Öge, savaşların aynı zamanda ırkçılığı, milliyetçiliği, şovenizmi de körüklediğini ifade etti. Öge, “Savaşları engellemek mümkündür. Halkların ortak iradesi ve mücadelesi savaşları durdurabilir. Asıl olan insanın insanca barış içinde yaşayacağı bir dünyadır. ‘Başka bir dünya mümkündür.’ Bunu yaratacak olan da bütün dünyanın barışsever halklarıdır. Dikili Emek ve Demokrasi Platformu olarak barışın sağlanması için üzerine düşen her türlü sorumluluğu yerine getirmeye hazırız. Barışsever Dikili halkını da bu sorumluluğa ortak olmaya çağırıyoruz. Birlikte güçlüyüz, birlikte kazanacağız” dedi.
KARABAĞLAR | KADINLARDAN BARIŞ ÇAĞRISI
İzmir'de Karabağlar Kent Konseyi Kadın Meclisi, 1 Eylül Barış Günü kapsamında Barış Selçuk Parkı’nda basın açıklaması düzenledi.
“Dünyaya barışı kadınlar getirecek”, “Çocuklarımıza en güzel miras barıştır”, “Savaşa inat yaşasın barış” yazılı dövizler taşıyan kadınlar adına basın metnini Karabağlar Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Funda Özdemir okudu.
Özdemir, “Kadınlar olarak, ülkemizde huzur ve barış içinde kardeşçe yaşayabilmek için; şiddetten uzak yaşam hakkımızın korunmasını ve erkek şiddeti ile yitirdiğimiz kardeşlerimiz için adaletin sağlanmasını, yasaların etkin uygulanmasını istiyoruz. Çünkü biliyoruz ki başta Ezgi Zerkin olmak üzere, yitirdiğimiz canları katledenler yakalanıp adalet sağlanmadan, failler en üst sınırdan indirimsiz cezalandırılmadan ruhlarımız için huzur, canlarımız için güvenlik yoktur” dedi.
“Kadınlar için eşit fırsatlar yaratılarak yoksulluğun önlenmesi, medeni haklarımıza yapılan saldırıların durdurulması, doğru göç politikaları uygulanması, eğitim hakkımız önündeki engellerin kaldırılması taleplerimizi bugün de dile getiriyoruz” diyen Özdemir, tüm canlılar için barışı savunmaya devam edeceklerini söyledi.
ELAZIĞ | "BARIŞ MÜCADELESİNDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ"
Elazığ’da 1 Eylül dolayısıyla Elazığ Emek ve Demokrasi Güçleri, "Savaşa karşı barışı, ölüme karşı yaşamı savunuyoruz" şiarıyla basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada “Adaletin, eşitliğin, kardeşliğin, laikliğin, paylaşımın, yardımlaşmanın, dayanışmanın, insanca bir yaşamın kalıcı hale getirildiği bir dünya ve ülke kuruncaya kadar barış mücadelesinden bir an olsun vazgeçmeyeceğiz” denildi.
MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI: BARIŞ TALEBİMİZİ VE MÜCADELEMİZİ YÜKSELTECEĞİZ
TMMOB Maden Mühendisleri Odası da 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla açıklama yaptı. Açıklamada "Barış bizlere altın tepside sunulmayacak, insanlık adalet için, eşitlik, özgürlük ve refah için mücadele ettiği gibi barış için de mücadele edecek ve barışı kazanacaktır. Aksi durumda yaşanılan acılar katlanarak devam edecektir" denildi.
Açıklamada "Gerek ülkemizde gerek dünyada barış insanlığın temel talebi, huzur ve refahın garantisi olarak uğruna mücadele verilmesi gereken temel bir değerdir. Dünya Barış Günü 1 Eylül’de de barış taleplerimizi ve mücadelemizi yükselteceğiz. Savaşa hayır, barış hemen şimdi" ifadelerine yer verildi.