TMMOB Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi ve 2. Başkanı Veyis Sır'ın 4 Aralık Dünya Madenciler Günü vesilesiyle soL için kaleme aldığı yazıyı okurlarımızla paylaşıyoruz.
Madencilerin koruyucu azizesi olarak kabul edilen Santa Barbara'nın 4 Aralık günü bir mağaraya yerleşmesi ve bu mağarada çalışan madencileri koruduğuna inanılması bu gününün madenciler tarafından 'Dünya Madenciler Günü' olarak kutlanmasına neden olmuştur. Bu efsaneleşmiş hikaye 4 Aralıkların madenciler için özel bir gün olmasını sağlamıştır.
Ancak bugün ne mağaralarda madencilik yapılıyor ne de günümüzün teknolojisi o çağlardaki gibi geri bir düzeyde. Geçmiş yüzyıllarla kıyaslandığında, madencilik sektörü, çok daha zor koşullarda güvenilir bir şekilde madenciliğin yapılabileceği teknolojik gelişmeleri tüm dünyada gerçekleştirmiştir. Bilim ve teknik anlamında ciddi atılımlar her alanda olduğu gibi madencilikte de hızlı bir şekilde devam etmektedir. Ülkemizde madencilik, ne yazık ki iş kazalarıyla ve çevre tahribatlarıyla anılmaktadır. Bu iki büyük sorun, ülke siyaseti ve sektör tarafından yıllar içinde çözülememesi sonucunda, günümüzde ülke madenciliği daha da sıkıntılı bir süreç içerisine girmiştir. Daha geçtiğimiz hafta Siirt'te yaşanan faciada 2'si meslektaşımız olmak üzere 3 maden emekçisi hayatını kaybetmiştir. Hayatını kaybeden emekçilerimizi de bu vasıtayla saygıyla anıyorum. Ucuz emek ve güvensiz çalışma koşullarının yanı sıra birer madencilik okulu görevi üstlenen TKİ, TTK, Eti Maden gibi kamu kurumlarının üretimdeki gücünü kaybederek kabiliyetini yitirmesi bilginin ve deneyimin aktarılması süreçlerini sekteye uğratmıştır. Madencilik için okul görevi de gören bu kuruluşlar, siyasi baskıdan uzak bir şekilde yeniden yapılandırılmalıdır. Mevzuat ve yönetmeliklerin günümüz şartlarına uygun hale getirilerek, bilimsel ve güncel teknik gelişmeler doğrultusunda kendini güncelleyen bir madencilik sektörünün oluşturulması ve kamu tarafından uygulanacak etkili bir denetim mekanizması da bu facialara karşı mücadelede önemli hususlardır.
'Her şeye rağmen madencilik' anlayışının da 'hiçbir şekilde madencilik yapılmasın' anlayışının da günümüzde geçerliliği yoktur. Ülkenin çeşitli bölgelerinde madenlerin işletilmesi ve zenginleştirilmesi süreçlerinde yaşanan çevresel sorunlar neticesinde sektör ve halk sürekli olarak karşı karşıya gelmiştir. Bir madenin topluma kazandırılması sürecinde ön hazırlıktan rehabilitasyona kadarki süreçte halk bilgilendirilmeli, tüm faaliyetler kamu yararı doğrultusunda sürdürülmelidir. Çevre ile uyumlu olmayan ve halkın onayını almayan hiç bir madencilik faaliyetinin başarılı olma olasılığı yoktur.
Ülke madenciliğine ve iktidarlara Odamızın gerçekleştirdiği bilimsel platformlarda yıllardır yaptığı uyarılar çözümün reçetesidir. Kamunun üretimde ağırlığını hissettirmesi ile birlikte güncel bilimsel teknolojileri ülke madenciliğine entegrasyonunu sağlayan ve kamu yararını önceleyen bir anlayış içerisinde ulusal madencilik politikası oluşturulması ve uygulanması ülke madenciliğinin sorunlarını çözmesine imkan sağlayacaktır.
Facialar yaşamadığımız, çevre tahribatlarıyla ülke gündemini meşgul etmeyen bir madencilik yılı olması dileğiyle tüm maden emekçilerinin Dünya Madenciler Günü'nü kutlarım..