'İş kazaları kader değildir'
TMMOB Maden Mühendisleri Odası, iş kazalarının kader olmadığına dikkat çekerek, ölümlere, yaralanmalara ve maddi kayıplara neden olan kazaların önlenebilmesi için öncelikle insana ve insan emeğine değer veren politikaların temel ilke olarak hayata geçirilmesi gerektiğinin vurguladı.
ANKA
Ankara- 2009 yılında sektörde 42 kişinin iş kazasında hayatını kaybettiğine belirten Maden Mühendisleri Odası, daha fazla kar uğruna çalışma koşullarının zorlandığın ifade etti.
TMMOB Maden Mühendisleri Odası‘ndan yapılan açıklamada, madencilik sektöründe meydana gelen kazaların tekrarlanmaması için alınması gereken önlemlere dikkat çekildi.
Ölümlere, yaralanmalara ve maddi kayıplara neden olan kazaların önlenebilmesi için öncelikle insana ve insan emeğine değer veren politikaların temel ilke olarak hayata geçirilmesi gerektiğinin vurgulandığı açıklamada, kazaların önlenebilmesi amacıyla tüm madencilik sektörü, üniversiteler, sendikalar ve Maden Mühendisleri Odası‘nın birlikteliğinin çok önemli olduğu ifade edildi.
İlgilileri göreve çağıran Maden Mühendisleri Odası, acil olarak bir eylem planı hazırlanması gerektiğini belirtti. İlgili kurum ve kuruluşların koordinasyonuyla birlikte en kısa zamanda bir yapı oluşturulmasının zorunluluğuna vurgu yapılan açıklamada, bu yapının, kazaların önlenmesi için gerekli risk haritalarını çıkarması, gerekli planlamaları ve eğitimleri koordine etmesi, ilgili yasa ve yönetmelikleri tekrar gözden geçirerek sahanın ihtiyaçlarına uygun olarak yeniden düzenlemesi ve iş güvenliği kültürünün geliştirilmesi için çalışmalar yapmasının gerekliliğine işaret edildi.
2009 yılında Madencilik sektöründe iş kazalarında 42 kişi öldü
Giresun Şebinkarahisar‘da faaliyet gösteren Nesko Madencilik şirketine ait Kurşun-Çinko ocağında 15 Eylül tarihinde meydana gelen iş kazasında oda üyesi Deniz Tanrıöver‘in öldüğünün anımsatıldığı açıklamada, "Geçtiğimiz günlerde de Türkiye Taşkömürü Kurumu‘na ait ocaklarda göçük nedeniyle iki işçi, özel bir kömür ocağında kontrolsüz dinamit patlatılması nedeniyle bir işçi olmak üzere meydana gelen iş kazalarında üç maden emekçisi hayatını kaybetmiştir. Sektörde 2009 yılı içerisinde meydana gelen iş kazalarında, toplam 42 maden çalışanı hayatını kaybetmiş, yüzlercesi de yaralanmıştır" denildi.
Daha fazla kar uğruna çalışma koşulları zorlanıyor
Maden işletmelerinin çoğunda, gerekli olan iş güvenliği önlemlerini almak, işin özelliklerine uygun çalışma ortamı yaratmak yerine, daha fazla kar uğruna çalışma koşulları zorlandığı belirtilerek, böylesi gayri insani koşulların ancak insan haklarının, hukukun ve demokrasinin yerleşmediği geri kalmış ülkelerde görüldüğü ifade edildi.
Örgütsüzleştirme-sendikasızlaştırma ile taşeronlaştırma ve hukuksuz çalışma koşulları olduğu sürece bu tür acı olayların yaşanmasının kaçınılmaz olduğunun vurgulandığı açıklamada, kar hırsının öne çıktığı, denetimlerin yeterince yapılmadığı, eğitimin önemsenmediği, teknolojinin kullanılmadığı bir ortamda kazaları önlemenin mümkün olmadığı vurgulandı.
Bilgi ve deneyim birikimi darmadağınık
Madencilik sektörünün, özellikle de yeraltı madenciliğinin doğası gereği içerdiği riskler nedeniyle dünyanın her yerinde planlama, yatırım ve üretim aşamasından pazarlama aşamasına kadar çok özel önlemler gerektirdiğine işaret edilerek, Türkiye‘deki madencilikle ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının bu bilgi ve deneyime ulaşmasının uzun yıllar gerektirdiği bildirildi.
1980‘li yıllardan itibaren uygulanan politikalar sonucunda kamunun faaliyet alanlarının daraltılarak madencilik sektörünün yarı yarıya küçültüldüğü belirtilerek, "Uzun yıllar gerektiren bilgi ve deneyim birikimi de darmadağın edilmiştir. Böylelikle bir yandan Türkiye‘nin madencilik kamu kuruluşlarındaki ‘mevcut üretim kültürünün birikiminin‘ bir anlamda reddedilmesi ve bu alanların yetersiz ve deneyimsiz özel kuruluşlara bırakılması, bu yapılırken kamusal denetimin de iyice gevşetilmesi böylesi kazalara davetiye çıkarmaktadır" denildi.
İlgili bakanlıklar görevlerini yeterince yerine getirmiyor
Sektörde iş güvenliği denetiminden birinci derecede sorumlu olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı‘nın, yaşanan iş kazalarının önlenebilmesi için görevlerini yeterince yerine getirmediği bildirilerek şu noktalara dikkat çekildi:
"İş kazalarının önlenebilmesi için yasal mevzuatlarda yapılacak düzenlemelerle iş yerlerindeki denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi gerekirken, meslek odalarının görüşleri dikkate alınmadan 15 Ağustos 2009 tarihinde çıkarılan yönetmelikle İş Güvenliği Uzmanlığı ve eğitimi piyasalaştırılmış ve ticarileştirilmiştir. Dolayısıyla ülkeyi ‘Pazar‘, devleti ‘tüccar‘, yurttaşı ‘müşteri‘, iş kazalarında hayatlarını kaybedenleri ‘üretim kaybı‘ konumuna getirmeyi amaçlayan yasal ve kurumsal düzenlemeleri kabul etmek mümkün değildir. Maden Kanununda yer alan teknik nezaretçilik uygulaması da mutlaka gözden geçirilmeli ve işler hale getirilmelidir. Teknik nezaretçilik yapan maden mühendislerinin yetki ve sorumlulukları yeniden düzenlenmeli ve her işletmede istisnasız en az bir maden mühendisi çalıştırılma zorunluluğu getirilmelidir."