Şube Başkanımız Nedret Durukan‘ın İTÜ Maden Fakültesi Mezuniyet Töreni Konuşması:

Saygıdeğer aileler, Maden Fakültesi`nin değerli üyeleri, sevgili genç meslektaşlarım, bu özel günü sizlerle paylaşmanın onurunu yaşıyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sevgili gençler öncelikle bugün burada hepimiz sizlere meslektaşımız demenin onurunu yaşıyoruz.
Bir ebeveyn olarak canınız olan bir insanın şekillenmesini, gelişmesini izlerken ona en iyiyi katma çabasının nasıl zor, nasıl meşakkatli bir iş olduğunu bizzat yaşayarak biliyorum. Onun için de emeklerinizin karşılığını bulduğu bu günde öncelikle sizi, aileleri kutluyorum. Emekleriniz yerini buldu, bundan sonra da evlatlarınızla hep güzel günleri paylaşmanızı diliyorum.

Üniversiteler bilimin geliştirildiği, insanlığın ve ülkenin yararına kullanılmasının yolunu açan, özgürleştikçe büyüyen-gelişen, bağımsızlaştıkça verimi ve faydası artan çok önemli kurumlardır. Hepimizi mesleğe hazırlayan bazen hiç fark etmediğimiz bir anda önümüze çıkan sorunu çözmemizdeki gizli elin sahibi olan öğretim üyelerine gönülle, sabırla, özveri ile yapılacak bir işin sahibi olarak ayrıca teşekkür etmek isterim.
Burada şu an benim de hocalarım, birlikte okuyup aynı sıraları paylaştığım bugün öğretim üyesi olan okul arkadaşlarım var. Bir camiaya ait olmak, aidiyet hissetmek insan hayatında gerçekten önemlidir. Birkaç hafta önce bu bahçede meslekte 20/30 yılını tamamlayan dostlarla buluştuğumuzda bunu bir kez daha hissettim. İnanın burada kazandığınız dostların, biriktirdiğiniz insanların ne kadar önemli olduğunu en kısa zamanda daha iyi hissedeceksiniz. Gencecik ve henüz piyasalaşmamış beyinlerinizle, ruhunuzla kurduğunuz o tertemiz ilişkilerin ne kadar değerli olduğunu özellikle iş hayatına atıldıktan sonra daha iyi anlayacak ve hep hatırlayacaksınız.

Yarın hayata atıldığınızda dayanışma konusunda neden devamlı konuştuğumuzu siz de hissedeceksiniz. Özellikle mesleğimiz; emekçisi, teknik elemanı, üniversitesi ile dayanışmaya fazlasıyla gereksinimi olan bir alandır. Sektörümüzde hepimiz biri birimize canımızı emanet ederiz ve hepimiz biri birimizin canından sorumluyuz. Bizler rekabetten önce dayanışmayı birincil kılarsak, en öne insan sevgisi ve vicdanımızı koyarsak emin olun birçok konuda sorunları daha hızlı aşarız.

Ne yazık ki ülkemizde başta sektörümüz olmak üzere tüm işyerlerinde "kaza" olarak tanımlanamayan felaketler yaşıyoruz. Artık "önlenebilir kaza" kavramı kullanılmamaktadır. Önlenebilir demek, önlenemez kazaların da olduğuna vurgu yapar, oysa tüm bu olayların bilimselliğin ışığında ve gelişmiş teknoloji kullanılarak, gerekli mevzuat ve etkin denetim işbirliği ile önlenebilir olduğunu artık dünya kabul ediyor. Evet biz mühendislere büyük görevler düşüyor, doğru bildiğimizi, bu sıralarda öğrendiğimiz bilim ve teknolojiyi her ne olursa olsun uygulamak, gördüğümüz soruna karşı işimizi kaybetme riski de olsa savaşmak elbette insani ve mesleki sorumluluğumuzdur. Ancak böylesi bir konu kişilerin vicdanına ve kararına bırakılamaz. Gerekli düzenlemeler sektördeki tüm tarafların mutabakatı ve ülke gereksinimleri doğrultusunda, bilim ve teknolojinin önderliğinde yapılırsa,  kurulan sistem yolu açar, gerekli yatırım, etkin denetim ve uygulamalarla herkesin sorumluluklarını yerine getirmesi sağlanırsa bizler ve tüm emekçiler her geçen gün bu felaketlerden uzaklaşıp sağlıklı iş yerlerinde güvende ve güvenceli olarak mesleğimizi sürdürebiliriz.

İşte bütün bu nedenlerle dayanışmaya, dayanışmayı sağlamak içinse örgütlenmeye ihtiyacımız var. Örgütlenme sözcüğü nedense ülkemizde biraz ürkütücü algılanır. Oysa tüm yapılar bir örgütlenme şeklidir, örgütlü yaşam hayatı kolaylaştıran, haklı talepleri öne çıkaran, dayanışmayı perçinleyen, demokrasilerin olmazsa olmazı bir gerekliliktir. Meslek örgütümüz olan odalarımız da; bilimsel ve teknik doğrularımızı ülke, insanlık yararına birlikte savunabilmek için, mesleğimizi, meslektaşımızı, iş yaşamındaki haklarımızı korumak için, kısaca güvenli bir sektör ve güvenceli meslek icrası için vazgeçilmezimizdir. Genç mühendislerimize hemen odalarına kayıt olmalarını ve dayanışmayı büyütmelerini öneririm.

Sevgili kadın mühendisler, sözü aldığımda sizler için birkaç cümle etmeden geçmem mümkün değil. Kadın olmak tüm dünyada zor, ülkemizde daha da zor ve zorlaşmayı sürdürüyor. Henüz hiçbir ülke yok ki cinsiyet eşitliğini tam olarak sağlamış olsun. Sadece, erkek işi olduğu iddia edilen bizim sektörümüzde, yer bilimlerinde değil tüm mühendislik alanlarında iş ilanlarında erkek eleman arayarak başlayan ayırımcılık sizleri yıldırmasın, vazgeçirmesin. Mesleğinizde, sosyal yaşamda kadın olarak var olma savaşını verirken TMMOB`lu kadınların, kadın komisyonunun ve odalarınızın yanınızda olduğunu, her türden sorununuzu bizlerle paylaşabileceğinizi bilmenizi isteriz. Eminim Üniversite`mizin kadın hocaları da bu mücadelede yanınızda olacaktır.

Genç mühendisler size başarı ve şans diliyorum. Biliyorum ki sizler gayretlerinizle geleceği şansa bırakmayacak, hayatı zorlayacaksınız, yolunuz açık olsun.

Bu güzel günü paylaşmanın mutluluğuyla hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Nedret Diner Durukan
İTÜ Maden Fakültesi Mezuniyet Töreni
07/07/2015