Karaman/Ermenek maden faciası protesto edildi.
DİSK, KESK, TMMOB, TTB, Karaman`da 28 Ekim 2014 Salı günü meydana gelen maden faciasını protesto etmek için 29 Ekim 2014 Çarşamba günü 14.30 sıralarında Galatasaray Lisesi önünde bir araya geldi. Grup, "Madencinin ölüm nedeni, Neoliberal AKP düzeni" yazılı pankart ve "Bir Avuç Kömür Bir Ömür","Sermaye Vampirdir, İşçi Kanı Emmektedir","Taşeron yasaklansın, patronlar yargılansın" yazılı dövizler taşıdı. Grup, sık sık "Kaza değil, cinayet" sloganları attı. Polis, grubun Taksim Meydanı`na yürüme ihtimaline karşı Toplumsal Olaylara Müdahale Aracı (TOMA) ile yoğun güvenlik önlemleri aldı. Bazı grup üyeleri taşıdıkları pankartın önüne maden işçilerinin giydiği üzerinde "İş kazası değil, iş cinayeti" yazılı sarı çizme ve kömür bıraktılar.
Konuşmaların ardından grup adına ortak basın açıklamasını Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Maden Mühendisleri Odası İstanbul Şube Genel Sekreteri Hürriyet Demirhan okudu. Açıklamada, Ermenek`te daha önce çalışıldığı, kazılar sırasında yaklaşılan eski imalatta bulunan tahminen 10 bin metreküp suyun aniden ocak içerisindeki çalışma alanlarına dolduğu, ocakta bulunan 18 maden emekçisi su altında kaldığı belirtildi.
SU SEVİYESİ İŞÇİLERİN BULUNDUĞU SEVİYENİN ÜZERİNDEDİR
Demirhan, Oda olarak uzman heyetleri tarafından sahada gerçekleştirilen incelemeler sonucu tespitlerde bulunduklarını belirterek, "Olayın meydana geldiği ocakta, özel sektör tarafından rodövans (Hasılat/Kira Geliri) yöntemi ile üretim yapılmaktadır. Ocakta 3 vardiya halinde çalışma yapılmakta olup, kaza anında ocakta bulunan 26 işçiden 8`i kendi imkânları ile dışarı çıkmış olup, ocak içerisinde 18 işçi mahsur kalmıştır. Ocakta çalışan işçiler genellikle çevre köylerden sağlanmakta, sendikasız ve düşük ücretlerle çalıştırılmaktadır. Kaza, 778 kotunda yapılan çalışmalar sırasında 08.00-16.00 vardiyasında saat 12.15 civarında meydana gelmiştir. Kazanın meydana geldiği sahada, 3 ayrı firma tarafından aynı anda rodövans yöntemi ile üretim yapılmaktadır. Geçmiş yıllarda ocağın mücavir alanında üretim yapılmış ve eski imalat olarak adlandırılan bu üretim alanlarında biriken sular ocak içerisine deşarj olmuştur. Şu andaki su seviyesi ocakta mahsur kalan işçilerin bulunduğu seviyenin üzerindedir" diye konuştu.
HAVZA MADENCİLİĞİ YAPILMAMASININ BİR SONUCUDUR
Ermenek‘te meydana gelen kazanın havza madenciliği yapılmamasının bir sonucu olduğunu vurgu yapan Demirhan, "Odamız tarafından yapılan tespitler göstermektedir ki, havza madenciliği yapılmadığı için, ocaklarda yapılan üretimle mücavir alanlarda daha önceki yıllarda yapılan imalatların birbirini nasıl etkileyebileceği bilinmeden planlama ve üretim gerçekleştirilmektedir. Ermenek‘te meydana gelen kaza da havza madenciliği yapılmamasının bir sonucudur. Havza madenciliği, bir havzada bulunan madenlerin, bütüncül bakış açısı ile planlanması ve üretilmesi anlamına gelmektedir. Aynı havzada farklı firmaların, değişik ya da aynı zamanda yaptıkları planlama ve üretimi birbirlerinden bağımsız, habersiz, birbirlerini olumsuz etkileyebilecek şekilde yerine getirilmesi politikası sürdükçe Soma‘da, Elbistan‘da ve son olarak Ermenek‘te yaşanan facialar gelecekte de yaşanabilecektir" dedi.
"ÇSGB YILLARDIR ARTAN İŞ KAZALARININ VE CAN KAYIPLARININ SORUMLUSUDUR"
Türkiye`nin iş kazalarında dünyada üst sıralarda yer aldığını ifade eden Demirhan, "Odamız kayıtlarına göre, 2008 yılında 43 maden çalışanı iş kazası sonucu yaşamını yitirmişken, 2009 yılında bu sayı 92‘ye çıkmıştır. 2010 yılında 105 işçi, 2011 yılında 77 işçi, 2012 yılında 61 işçi maden kazalarında yaşamını yitirmiştir. 2014 yılında maden sektöründe iş kazaları sonucu 400 civarında insan hayatını kaybetmiştir. Madencilik sektörü de dahil, işçi sağlığı iş güvenliğine ilişkin kararlar tek başına Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) tarafından alınmaktadır. Tüm kuralları tek başına belirleyen, uygulamasını izleyen ÇSGB yıllardır artan iş kazalarının ve can kayıplarının diğer sorumlusudur" dedi.
"UCUZ İŞGÜCÜNE DAYALI VE ÖRGÜTLENMEYİ ENGELLEYEN ÇALIŞMA ANLAYIŞI TERK EDİLMELİDİR"
Konuşmasının sonunda oda olarak görüş ve önerilerini sıralayan Demirhan şunları söyledi: "Rodövans ve taşeronlaşma uygulamaları acilen iptal edilmelidir. Madenlerimiz; kamu yararı öncelikli olarak, mühendislik bilim ve tekniğine, ölçek ekonomisine ve havza madenciliğine uygun olarak planlanmalı ve işletilmelidir. Ucuz işgücüne dayalı ve örgütlenmeyi engelleyen çalışma anlayışı terk edilmelidir. İSG‘ye ilişkin kararların alınmasında, üniversiteler, sendikalar, kamu kurumu niteliğindeki meslek odalarının (TTB, TMMOB) görüşlerini alınmalı, ulusal düzeyde karar alma mekanizmasında çoğunluğu emek örgütlerinin oluşturduğu bir yapı oluşturulmalıdır. Bundan önce olduğu gibi ‘gerekenler yapılacaktır` gerekçesinin arkasına sığınılmadan gerçek sorumlular belirlenmeli, maden mühendisleri, teknik nezaretçi ve diğer çalışanlar günah keçisi olarak seçilmemelidir." dedi. Grup, yapılan basın açıklamasının ardından dağıldı.