İliç’teki faciada 72 saat geride kalırken siyanürlü toprak altındaki 9 işçi için artık bir mucize bekleniyor. Olaya ilişkin soruşturma kapsamında gözaltı sayısı 8’e yükselirken madenin ortağı Çalık Holding ‘Operasyonel sorumluluğumuz yok. Sadece finansal ortağız’ açıklaması yaptı. İBB adayı Kurum da bakanlığı döneminde ÇED raporu verildiğine dönük tepkiler için “135 kez denetledik. 3 ay mühürledik. Kara propaganda yapılıyor” ifadesini kullandı.
İKİ YIL ÖNCEKİ SİYANÜR SIZINTISINA RAĞMEN MADEN ÇIKARMAYI SÜRDÜRDÜ
İki yıl önceki siyanür sızıntısına rağmen Kanada merkezli şirketin, faciayla biten faaliyetlerini sürdürmesi ise tepkilerin odağına oturdu. Dünyada siyanürle altın arama faaliyetlerinin büyük ölçüde yasaklandığı hatırlatıldı. Maden Mühendisleri Odası Başkanı Ayhan Yüksel de “Bu şirket uluslararası standartlara, bilime uygun madencilik yaptığını iddia ediyordu. Bu şirketin kendi ülkesinde bu koşullarda madencilik yapması mümkün değildi” dedi.
ÇED RAPORUNU YAZAN ŞİRKETİN YÖNETİCİSİ MADENİN DE YÖNETİCİSİ!
Erzincan’daki felaketin neden yaşandığını ortaya koyan bir vahim iddia daha... CHP İstanbul Milletvekili Turan Taşkın Özer, madenin Fırat Nehri’ne 350 metre uzaklıkta olmasına, zehirli siyanürün suya karışması tehlikesi olmasına rağmen ‘ÇED olumlu’ raporu düzenlendiğini işaret etti. Özer “Olumlu çevre raporunu düzenleyen firmanın yönetim kurulu üyesi geçen 5 Şubat’ta Anagold Madencilik A.Ş.’ye de yönetim kurulu üyesi olarak atanmış” dedi.
ORDU VE ESKİŞEHİR’E DİKKAT: PATLAMADAN DURDURUN
İliç’teki toprak kayması sonrası iki bölge için de kritik uyarılar geldi. TMMOB Eskişehir yöneticisi Yahya Kaya “Erzincan’daki riskler burada faaliyet gösteren altın madenciliği için de geçerli” dedi. Eskişehir’deki ocağın da ÇED başvuru aşamasında olduğunu vurguladı. CHP Ordu Milletvekili Seyit Torun ise “Fatsa’daki altın madeninde siyanürlü havuz var. Büyümesi için rapor almaya çalışıyorlar. O havuz patlarsa bütün Karadeniz’i tehdit eder” açıklaması yaptı.
İliç’te meydana gelen maden faciasında toprak altında kalan işçileri arama çalışmaları devam etti. 7 kişiden oluşan bilirkişi heyeti, toprak kaymasının nedenlerini araştırmak için bölgede çalışma yürütürken soruşturmada gözaltına alınanların sayısı 8’e yükseldi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, heyelan alanında 400 bin kamyonluk toprak kütlesi olduğunu belirtti. Olayın tüm yönleriyle araştırılması ve benzer kazaların önlenmesine yönelik tedbirlerin belirlenmesi amacıyla meclis araştırma komisyonu kurulmasına dair TBMM Kararı da Resmi Gazete’de yayımlandı.
Madene ‘ÇED olumlu’ raporu verildiği dönemde Çevre Bakanı olduğu gerekçesiyle eleştirilerin yöneltildiği Murat Kurum ise suçlamalara tepki gösterdi. Cumhur İttifakı’nın İBB Başkan adayı Kurum, “Çevre Bakanlığı kapasite artışı kararını vermez” dedi.
Bakanlığı döneminde maden sahasının 135 kez denetlendiğini ve 2022 yılında en üst sınırdan idari para cezası verildiğini söyleyen Kurum “İşletme men edildi. 3 ay kapısına mühür vuruldu. Bununla da kalınmayıp, işletmenin çevreyi kirletmesi nedeniyle suç duyurusunda bulunuldu” dedi. “Bu gerçekler tüm açıklığıyla ortadayken dün geceden itibaren tek merkezden yönetilen, nereden geldiği hepimizce bilinen, sistematik ve bilinçli bir algı operasyonu ve kara propaganda başlatıldı” ifadesini kullandı.
Anagold Madenciliğin ortağı Çalık Holding de yaşananlardan sorumlu olmadığını belirtti. Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çalık’ın başdanışmanı Hakkı Akil, “Operasyonel bir sorumluluğumuz yok. Biz finansal olarak ortağız, o kadar. Siyanür bu madenleri çıkarmanın tek yolu” değerlendirmesinde bulundu.
Erzincan’daki madenin 2022’de yaşanan siyanür sızıntısına rağmen üç ay içinde faaliyetlerine yeniden başlaması ise büyük acının ardındaki asıl neden olarak öne çıktı. Maden Mühendisleri Odası Başkanı Ayhan Yüksel “Bu şirket uluslararası standartlara, bilim ve tekniğe uygun madencilik yaptığını iddia ediyordu. Sorulması gereken şu, bu şirket kendi ülkesinde bu koşullarda madencnilik yapabilir mi? Bize göre yapamaz. O yığın bir tasarım bu mevcut uygulamaysa doğru bir tasarım değil. Tasarım farklı da uygulama buysa yine yanlışlık var. O yükseklikte bir yığının bu topoğrafyada oluşturulması açıkça bu kazanın en önemli nedenidir ve kaçınılmazdır” dedi. Yağışlara dikkat çeken Yüksel “10 millyon metreküp malzemenin bir kısmı dere yatağına bir kısmı da eski ocak çukuruna kaydı. Akan malzeme siyanürlü bir toprak. Dolayısıyla yağmurla yıkanıp yeraltı sularına karışabilir. Bu risk var” diye konuştu.
Haberin kaynağına buradan ulaşabilirsiniz.