TMMOB Maden Mühendisleri Odası

MADEN İŞLETMELERİNDE İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU`2019 AÇILIŞ KONUŞMASI

MADEN İŞLETMELERİNDE İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU`2019 AÇILIŞ KONUŞMASI

ULUSLARARASI MADEN İŞLETMELERİNDE İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU AÇILIŞ KONUŞMASI

Değerli Konuklar,
Sevgili Meslektaşlarım,

Hepinizi Maden Mühendisleri Odası 46. Dönem Yönetim Kurulu ve şahsım adına saygı, sevgi ve dostlukla selamlıyorum.

Konuşmama başlamadan önce başta maden işletmelerinde meydana gelen kazalarda yaşamını kaybeden meslektaşlarımızı ve tüm maden emekçilerini saygıyla anıyorum.

TMMOB Maden Mühendisleri Odası, Birliğimiz ve pek çok odamız ile birlikte 60 yılı aşan onurlu bir geçmişe sahiptir. Maden Mühendisleri Odası, bu süre içerisinde daima bilimden, emekten ve halktan yana olmuştur. Hayatın her alanına müdahil olmuş olan odamız mesleki demokratik bir kitle örgütü olarak mevzuatımızdan gelen görev ve sorumluluklarımızla birlikte toplumsal yaşama ekonomik, sosyal ve siyasal anlamda müdahil olmuş ve olmaya da devam edecektir.

Saygıdeğer Meslektaşlarım,
Değerli Konuklar;

Mesleki sorunlarımızı toplumsal sorunlardan ayrı tutmamak, mesleki gelişimimizle birlikte mesleki etik değerlere uygun ulusal madencilik politikası geliştirmek, işçi sağlığı ve iş güvenliği sorunlarının doğru çözümlere kavuşturulmasına yönelik güvenlik önlemlerinin geliştirilmesi de mesleğimiz ve Odamızın temel görevleri arasındadır. Odamız uzmanlık alanlarımızla ilgili tüm konularda olduğu gibi işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda da geliştirici, iyileştirici çalışmalara katkıda bulunmayı en önemli görevlerinden biri olarak görmektedir.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği tüm dünyada önemli bir problem olarak karşımıza çıkan, bütün çalışanları ilgilendiren, çalışma yaşamının en temel unsurlarından biridir. Çalışanlar için tüm yönleriyle sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamının oluşturulamaması, çalışma hayatının günümüzdeki en önemli sorunlarından biri durumundadır. Sorunların yoğunluğuna ve toplumsal tepkilere bağlı olarak da çözüm önerileri üretilmesi ve yaşama geçirilmesi gerekmektedir.

Ancak yapılan tüm çalışmalara ve ihtiyaca rağmen dünyada ve ülkemizde iş kazaları ve meslek hastalıkları can almaya, sakat bırakmaya devam etmektedir.  Çalışan işçi sayısına göre ölüm oranı, ülkelerin gelişmişlik derecesi ile ters orantılı biçimde değişmektedir.

ILO`nun verilerine göre iş kazalarında her gün binlerce insan ölmekte, yüzbinlerce insan yaralanmakta ve meslek hastalığına yakalanmaktadır.

İş Kazaları bakımından ülkemizi değerlendirdiğimizde de benzer bir sonuç çıkmaktadır. Ülkemizde meydana gelen iş kazalarında binlerce ölüm meydana gelirken madencilik sektöründe ise her yıl 50 veya 60`ın üzerinde ölümlü kaza meydana gelmektedir.

Türkiye madencilik sektörünün İSG performansı değerlendirildiğinde karşımıza dört önemli tespit çıkmaktadır.

1- Ölüm oranları yüksektir; öylesine yüksektir ki, Türkiye kömür madenlerinde üretilen enerji birimi başına gerçekleşen ölüm olayları bakımından dünya şampiyonu olarak öne çıkmaktadır.
2- Ölüm oranları istikrarsızdır.
3- Diğer ülkelerin aksine, Türkiye‘deki madencilik sektöründe ölüm oranları düşmemektedir.
4- Bir istisna dışında, 1995‘ten bu yana gerçekleşen (10 veya daha fazla ölüm olayının yaşandığı) başlıca tüm kömür madeni kazaları özel şirketlerce veya taşeron ve rödevans yöntemi ile işletilen kömür madenlerinde meydana gelmiştir.

Bu sonuçlardan yola çıkarak belirtmek isteriz ki, işyerlerindeki kazaların nedenleri, işçilerden veya mühendislerden kaynaklanmamaktadır. Kazaların asıl nedenlerini baret, emniyet kemeri gibi alınmayan basit önlemler olarak da görmüyoruz.

Kazaların asıl nedeni tüm dünyada emekçiler aleyhine geliştirilen özelleştirme, taşeronlaştırma, kuralsızlaştırma, esnekleştirme ve denetimsizleştirme olarak adlandırdığımız küresel politikalardır. Kazaların asıl nedeni üretimin ve çalışma yaşamının emekçiler aleyhine olan düzenlemelerdir. Kazaların asıl nedeni maden mühendisinin emeğini maliyet olarak gören, üretimi maden mühendisliği bilim ve tekniğine göre yapmayan anlayıştır.  Bizler bu nedenlerle yaşadığımız "iş kazası" görünümüne dayalı ölümlere "iş cinayeti" diyoruz.

İş kazaları ve meslek hastalıkları ne "kader" ne de "fıtrattır". İş kazalarını, meslek hastalıklarını "işin gereği" olarak gören anlayış, yeni iş kazalarına değil "iş cinayetlerine" davetiye çıkarmaktadır. Bu anlayışı kabul etmediğimizi ve geçmişte olduğu gibi gelecekte de karşısında olacağımızı kamuoyu ile paylaşmaya devam edeceğiz.

Saygıdeğer Konuklar;
Değerli Meslektaşlarım;

Ülkemizde yaşamdan ve emekten yana istihdam ve iş güvenliği politikalarının olmaması nedeniyle 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası‘nın 2012 yılının ortasında yürürlüğe girmesinden sonra da facialar yaşanmaya devam etmektedir. Mükemmel bir yasa çıkardığını söyleyenler gerekli yönetmelikleri ne yzaık ki hala çıkaramamışlardır. Maden işletmelerinde maden mühendislerinin iş güvenliği uzmanı olarak görevlendirilmelerini düzenleyen yönetmelik beş yılı aşkın süredir halen çıkarılamamıştır.

Yaşanan facialardan ve ölümlerden sonra yapılan düzenlemeler devletin bu konudaki itirafı niteliğindedir. Bu nedenledir ki Soma`da ve Ermenek`te olası kasttan ve bilinçli taksirden yargılanması gerekenler yetkisi ve mesleki güvencesi olmayan mühendisler değil, defalarca uyarmamıza rağmen gereğini yapmayan, bilimi ve tekniği maden ocaklarına sokmayan ve ülkemizde Santa Barbara döneminin madenciliğinin yapılmasına neden olanlardır.

Saygıdeğer Konuklar,
Değerli Meslektaşlarım,

Facialardan önce de sonra da söylediğimiz gibi Soma ve benzeri faciaların milad olması için sektörümüzün gelişimi için geliştirdiğimiz önerileri sizlerle paylaşmak istiyorum.

-Kamu yararını önceliğine alan ulusal madencilik politikası oluşturulmalı ve yaşama geçirilmelidir.
-Riskli ve tehlikeli bir sektör olan madencilik bilgi birikimi ve deneyim gerektirmesi nedeniyle sektörde özelleştirmelere son verilmelidir.
-Sektörde ekonomik nedenlerle yapılan taşeronluk yasaklanmalıdır.
-Maden Kanunu ve İSG mevzuatındaki değişiklik çalışmaları demokratik katılımcı bir anlayış ile üniversitelerin, sendikaların, meslek odalarının, sektörün ve bürokrasinin katılımı ile gerçekleştirilmelidir.
-Meslek odalarının, sendikaların, üniversitelerin, sektörün ve devletin ortak olarak temsil edildiği, bilimin ve insan yaşamının olmazsa olmazı olduğu çalışmaların yapılacağı "Ulusal İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kurumu" kurulmalıdır. Bu kurum tarafından yapılacak çalışmalar her türlü siyasi baskıdan arındırılarak bilimin ve tekniğin ışığında yürütülmelidir.

Saygıdeğer Konuklar;
Sevgili Meslektaşlarım;

Odamız bu yıl 65. Yaşını kutlamaktadır. Bu süre içerisinde madencilik alanında söylenmesi gereken her şeyi söylemiştir. Bu nedenle artık tekrar etmemek için, tekrardan kaçınmak için, kendimizi ve üyelerimizi geliştirmek için uluslararası alana açılma kararı almış ve çalışmalara başlamıştır.

Bu kapsamda bugün burada ISSA Mining`e (International Social Security Assambly) üyeliğimizin kabulü gerçekleşecek. Ayrıca Güney Afrika Cumhuriyeti Maden Mühendisleri Odası ile işbirliği protokolümüz imzalanarak gönderilmiştir.

Bu başarılara sizlerle birlikte imza attık ve atmaya da devam edeceğiz.

Güzel günlerin geleceği inancıyla hepinizi saygı, sevgi ve dostlukla selamlıyorum.

Ayhan YÜKSEL
TMMOB Maden Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu Başkanı
3 Ekim 2019, Adana

Okunma Sayısı: 1241
Yayın Tarihi: 03.10.2019