MADEN KANUNUNDAKİ DEĞİŞİKLİK TEKLİFİ HAKKINDAKİ GÖRÜŞÜMÜZ
3213 SAYILI MADEN KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ HAKKINDA
MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI GÖRÜŞÜ
Odamız, insanı ve insan emeğini merkeze koyan, bir yandan madencilik faaliyetlerinde kamunun etkin gözetim ve denetimini sağlarken, diğer taraftan söz konusu faaliyetlerin çevre ve ekosistemlerin korunmasını da gözeten, temel olarak ekonomik kalkınmaya ve yoksulluğun azaltılarak gelir dağılımının düzeltilmesi hedeflerine yönlendirilen bir "ulusal madencilik politikası" oluşturmanın, gerek toplumun yararı gerekse madencilik sektörünün gelişimi bakımından son derece büyük önem taşıdığı görüşünde olup bu hususları her platformda dile getirmektedir.
Bilindiği üzere 5177 sayılı, Maden Kanununda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun 05.06.2004 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Kanunda değişiklik yapılmasının bir nedeni olarak da, "madencilik faaliyetlerinde karşılaşılan güçlüklerin giderilmesi ve Taşocakları Nizamnamesi kapsamındaki madenlerin Maden Kanunu kapsamına alınarak yatırımcıya "ruhsat güvencesi" sağlanması, ruhsatlarda gruplandırma getirilerek birbirinden bağımsız işletilebilecek madenlerin atıl kalmasını önlemek olduğu" kanunun gerekçesinde dile getirilmiştir.
Ancak, yapılan bu değişikliğin üzerinden 3 yıl geçmeden Taşocakları Nizamnamesine dönüş teklif edilmektedir. Maden Kanunu‘nda yapılmak istenen değişiklik bu şekliyle kabul edilecek olursa ülkemiz ekonomisinde istihdam ve yarattığı katma değer açısından çok önemli bir yere sahip olan mıcır üretiminin kontrolü tamamen İl Özel İdarelerinin kontrolüne bırakılacak, elinde yeterli yetişmiş teknik personel bulunmamasından dolayı, henüz 5177 sayılı kanun değişikliğiyle kendisine yüklenen görevleri yerine getirmekte zorlanan İl Özel İdarelerinin problemleri daha da artacaktır.
Ayrıca; sektörde yaşanan ölümlü iş kazalarının, teknik denetimin azalması ile daha da artacağından kaygı duyulmaktadır.
Yaşanan sorunların nedenlerini doğru tespit edip çözüm önerileri getirmek yerine, farklı gerekçelerle yapılması düşünülen bu değişiklik sorunu çözmeyecek, aksine daha da karmaşık hale getirecektir. Çünkü Özel İdarelerin bünyesinde, maden mühendisi ve diğer teknik kadrolar yok denecek kadar azdır. Teknik bir denetim gerektiren görevlerin yapılamaması da daha büyük çevre sorunları yaratacaktır.
Yapılması düşünülen bu değişiklik ile yaşanan sorunların da giderilmesi için, Maden Kanunu‘nun 7. Maddesine aşağıdaki fıkraların eklenmesinin uygun olacağı görüşünü taşımaktayız.
"1. grupta ve 2. grupta yer alan mıcır ile kaba inşaat, baraj, gölet, liman, yol gibi yapılarda kullanılan her türlü yapı hammaddesine verilen ruhsatlar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile her ilin valiliği tarafından tespit edilecek alanlar dışına verilemez. Bu durum aynı ruhsatlar için, kamu kurum ve kuruluşlarınca verilen hammadde üretim izinlerini de kapsar. Bu alanların nasıl tespit edileceği, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının çıkaracağı yönetmelikle belirlenir."
Ayrıca; Maden Mühendisleri Odası olarak Maden Kanunu‘na aşağıda gerekçeleri ile belirttiğimiz eklemelerin yapılmasının önemli olduğunu düşünmekteyiz.
Maden Kanunu ve ilgili yönetmeliklerle kendilerine verilen görevleri ifa eden mühendislerin vermiş oldukları hizmetlerle ilgili olarak, kurum ve kuruluşlara verdikleri belgeleri TMMOB‘ a bağlı Odaların mesleki denetiminden geçirmelerinin gerekliliğinin Maden Kanununun 10. maddesinin 4. paragrafına eklenmesi yerinde olacaktır. Bu hükme eklenecek olan "Mesleki Denetim" sayesinde mühendislerin verdiği hizmetlerin verimliliği ve kalitesi artacak, mühendisin oda üyeliğinin devam edip etmediği, imzasının doğruluğu, rapor ve projelerin standartlara uygun olarak hazırlanıp hazırlanmadığı hususları açıklığa kavuşmuş olacaktır.
Yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında Maden Kanunu‘nun 10. maddesinin 4. paragrafına "Mühendisler, görevlerini yerine getirirken, kamu kurum ve kuruluşlarına verecekleri tüm belgeleri, bağlı oldukları Odaların, mesleki denetiminden geçirmek zorundadırlar." hükmü eklenmelidir.
Yine uygulamada bir yönüyle kamu adına denetim yapan Teknik Nezaretçiler ücretlerini, yaptıkları sözleşme karşılığında ruhsat sahibinden almaktadırlar. Bu durumda hem çalışan hem de denetleyen sıfatı aynı kişide birleşmekte, bunun sonucunda da denetimlerde güçlüklerle karşılaşılmaktadır. Bu sorunun aşılabilmesi için ruhsat sahibi tarafından, teknik nezaretçilere ödenmesi gereken ücret, kanunla kurulacak olan bir hesaba yatırılmalıdır. Teknik Nezaretçilere ödenmesi gereken ücretin, hesaba yatırılması durumunda teknik nezaretçiyle, ruhsat sahibi arasındaki organik bağ kesilmiş olacak ve yapılan denetimler daha etkili ve sağlıklı hale gelecektir.
Bu nedenle Maden Kanununun 31. Maddesine aşağıdaki fıkranın eklenmesi gerekmektedir.
"Ruhsat sahibince sözleşme gereği, teknik nezaretçiye ödenmesi gereken ücret her ayın 15‘inde teknik nezaretçilik hesabına yatırılır. Ruhsat sahibinin, ücreti yatırmaması durumunda, ruhsat teminatı irad kaydedilerek faaliyeti durdurulur. Ücretin yatırılması ve teminatın yenilenmesi durumunda faaliyete izin verilir."
Sonuç olarak;
1-Maden Kanunu‘nun 7. Maddesine aşağıdaki fıkranın eklenmesi;
"1. grupta ve 2. grupta yer alan mıcır ile kaba inşaat, baraj, gölet, liman, yol gibi yapılarda kullanılan her türlü yapı hammaddesine verilen ruhsatlar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile her ilin valiliği tarafından tespit edilecek alanlar dışına verilemez. Bu durum aynı ruhsatlar için, kamu kurum ve kuruluşlarınca verilen hammadde üretim izinlerini de kapsar. Bu alanların nasıl tespit edileceği, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının çıkaracağı yönetmelikle belirlenir."
2-Maden Kanunu‘nun 10. maddesinin 4. paragrafına aşağıdaki cümlenin eklenmesi;
"Mühendisler; görevlerini yerine getirirken, kamu kurum ve kuruluşlarına verecekleri tüm belgeleri, bağlı oldukları odaların, mesleki denetiminden geçirmek zorundadırlar."
3-Maden Kanununun 31. Maddesine aşağıdaki fıkranın eklenmesi;
"Ruhsat sahibince sözleşme gereği, teknik nezaretçiye ödenmesi gereken ücret her ayın 15‘inde teknik nezaretçilik hesabına yatırılır. Ruhsat sahibinin, ücreti yatırmaması durumunda, ruhsat teminatı irad kaydedilerek faaliyeti durdurulur. Ücretin yatırılması ve teminatın yenilenmesi durumunda faaliyete izin verilir."
kamu yararı açısından uygun olacaktır.
TMMOB Maden Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu
Ankara, 21.03.2007