TMMOB Maden Mühendisleri Odası

Maden Kazaları ve Meslek Hastalıklarının Azaltılması KonusundaMaden Mühendisleri Odasının Görüş ve Önerileri

Maden Kazaları ve Meslek Hastalıklarının Azaltılması KonusundaMaden Mühendisleri Odasının Görüş ve Önerileri

Maden Kazaları ve Meslek Hastalıklarının Azaltılması KonusundaMaden Mühendisleri Odasının Görüş ve Önerileri  

I. Giriş       
Son yıllardaki kaza istatistikleri incelendiğinde, özellikle madencilik sektöründe iş kazalarının belirgin bir şekilde artarak devam ettiği görülmektedir. İstatistikler ve kaza raporları, madenciliğin potansiyel tehlikelerinin tespitini, sistematik olarak iş sağlığı ve güvenliği alanında yeni düzenleme ve yapılanmaların gerekliliğini net bir şekilde ortaya koymaktadır.


Ölümlere, yaralanmalara ve maddi kayıplara neden olan kazaların ve meslek hastalıklarının  önlenebilmesi için gerekli olan düzenleme, araştırma ve geliştirme programlarının doğru şekilde yapılandırılabilmesi; ilgili bakanlıkların, madencilik kurum ve kuruluşlarının, üniversitelerin, sendikaların ve madencilik sektörünün bilgi ve birikimini bünyesinde taşıyan Maden Mühendisleri Odası‘nın birliktelik ve işbirliği yapma zorunluluğunu beraberinde getirmektedir.

  II. Sorunlar 
Kazalar ile ilgili yapılan incelemelerde sürekli vurguladığımız eksiklik, yanlışlık ve sorunları bir kez daha aşağıda sıralamaktayız.

 - Maden Kazalarının Nedenleri  
Kazalar incelendiğinde, madenin özelliklerine uygun olan işletme yöntemlerinin seçilmediği ve yeraltı madenciliğinde güvenli bir çalışma ortamının yaratılmasında olmazsa olmaz unsurlar olan havalandırma, tahkimat ve nakliyat projelerinden birinin veya birkaçının eksik ya da hatalı yapıldığı gözlenmektedir. Bunlara, çalışanların çalışma yaşamındaki ekonomik ve sosyal sorunları, eğitimsizlik, çalışanların ve/veya işi yapan firmaların deneyimsizliği de eklendiğinde, kazalar kaçınılmaz hale gelmektedir.


2003 yılında Aşkale ve Ermenek‘te, 2004 yılında Bayat ve Küre‘de, 2005‘de Gediz‘de ve son olarak 2006 yılının ilk 7 ayı içerisinde Dursunbey, Azdavay ve Zonguldak‘ta yaşanan trajik kazalar bu tespiti net olarak gözler önüne sermektedir.


Odamızın sürekli olarak vurguladığı gibi; madencilik, doğası gereği içerdiği riskler nedeni ile özellik arz eden, bilgi, deneyim, uzmanlık ve sürekli denetimi gerektiren en riskli iş koludur. Ülkemizdeki madencilik kamu kurum ve kuruluşlarının bu bilgi ve deneyime ulaşması uzun yıllar gerektirmiştir. Ancak, 80‘li yılların başından itibaren uygulanan yanlış politikalar, ülke madenciliğini küçültmüş; madencilik bilgi ve deneyim birikimini dağıtmış ve dağıtmaya da devam etmektedir. Bu birikim ve deneyime sahip olan kurum ve kuruluşlar yerine, üretimin teknik ve alt yapı olarak yetersiz, deneyim ve uzmanlaşmanın olmadığı kişi ve şirketlere bırakılması, buna ek olarak denetimin de yeterli ve etkin bir biçimde yapılamaması kazaları beraberinde getirmektedir.

 - Üretim Projelerinin Denetlenmesi 
Üyelerimizin hazırladığı tüm proje ve raporların, SMMH Yönetmeliğimiz gereği, Odamızın onayından geçirilmesi gerekirken; MİGEM‘in kendisine verilen belgeleri direkt olarak kabul etmesi, uygulamada denetim eksikliğine neden olmaktadır. Bu durum eksik veya yetersiz proje ve faaliyet raporlarının hazırlanmasına neden olmakta, bunun sonucunda da iş kazalarının olma olasılığı artmaktadır. Bu durumda, önlenebilmesi mümkün olan kazalar sonucu can kayıpları, iş gücü kaybı ve yüksek kaza maliyetleri meydana gelmektedir. Yasayla MİGEM‘e madencilik faaliyetlerinin iş güvenliği ve işçi sağlığı ilkelerine uygun yürütülmesini takip etme görevi verilmişse de, gerek fiziksel, gerekse de teknik yetersizliklerden dolayı bu görevini yeterince yapamadığı bilinmektedir.  Bu eksikliğin giderilmesi gerekir.

 - Saha denetimleri 
Kaza riski oranı en yüksek işkolu olan madencilikte, iş sağlığı ve güvenliğine yönelik yatırım ve önlemlerin alınması çok önemlidir. Bilinçsizce ve teknolojiden uzak yapılan maden işletmeciliği, gerekli yatırımların yapılmasından kaçınılması, hızlı ve yüksek kazanç sağlanabilmesi için üretim zorlamaları kazalara davetiye çıkarmaktadır.


Ayrıca, madencilik sektöründe birinci dereceden sorumlu olan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı‘nın, gerekli uygulama ve denetimleri yeterince yaptığı söylenemez. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından çıkarılan 4857 sayılı iş kanunu ve ilgili yönetmelikler; madenciliğin yanı sıra, riskin yüksek olduğu tüm sektörlerde etkin önlemlerin alınması, iş güvenliği kültürünün geliştirilmesi ve etkin denetimlerin yapılabilmesi bakımından son derece yetersiz ve ciddi sorunlar içermektedir. Sürekli kaza yaşanmasına neden olan olumsuzluklara ilişkin net ifadelerin mevzuatta yer almaması ve birbirinin kopyası şeklinde gerçekleşen tüm kazalara rağmen ulusal düzeyde acil durum planı ve risk haritalarının hâlâ çıkarılmaması büyük eksikliktir. Her kaza sonrası bir bellek kaybı yaşanarak, bir sonraki kazaya kadar unutulmakta ve unutturulmakta; gereken uyarılar yapılmamakta, etkin önlemler alınmamakta ve kaderci anlayış sürdürülmektedir.

 - Mesleki Denetim 
Maden kanunu ve ilgili yönetmeliklerle verilen görevleri ifa eden mühendislerin verdiği hizmetlerle ilgili olarak kurum ve kuruluşlara sundukları belgeleri TMMOB‘ye bağlı Odaların mesleki denetimden geçirmelerinde, başta iş kazalarının önlenmesi olmak üzere, sayısız yarar bulunduğuna inanmaktayız. Maden Kanununun 10. maddesinin 4. pragrafına eklenecek olan "Mesleki Denetim" ibaresi sayesinde, mühendislerin verdiği hizmetlerin verimliliği ve kalitesi artacak; mühendisin Oda üyeliğinin devam edip etmediği, imzasının doğruluğu, rapor ve projelerin standartlara uygun olarak hazırlanıp hazırlanmadığı hususları açıklığa kavuşmuş olacaktır.

 - İşverenin Sorumlulukları 
4857 sayılı iş yasası gereği, iş kazalarının çoğunluğunun yaşandığı 50 kişiden az işçi çalıştıran işletmelerde, iş güvenliği uzmanı çalıştırma zorunluluğu bulunmamaktadır. Madencilik sektörü de dahil olmak üzere, riskin yüksek olduğu bütün işyerlerinde işçi sayısına bakılmaksızın, iş güvenliği uzmanı çalıştırma zorunluluğu mutlaka sağlanmalıdır.


Tüm sektörde iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili gerekli yatırımların yapılması sağlanmalıdır. Gerekli risk analizleri yapılarak yeterliliği ve uygulanabilirliği denetlenmeli, eksikliklerin giderilmesi için caydırıcı yaptırımlar uygulanmalıdır.


Çalışanların eğitimi, çalışma alanındaki risklere karşı bilgilendirilmeleri, risklere karşı kişisel donanımlarının uygun ve eksiksiz olması işveren tarafından sağlanmalı ve sürekli olarak denetlenmelidir.


Mühendislik bilim ve teknolojisinden uzak, teknik elemanın gözetim ve denetimi olmaksızın, tamamen ilkel koşullarda yürütülen emek yoğun işletmecilik tarzı terk edilmelidir. Bu çalışma şekli, her yıl çok sayıda ölümlü kazaya, kaynak israfına ve çevre felaketlerine neden olmaktadır.

  - Teknik Nezaretçi ve Daimi Nezaretçi 
Yürürlükte olan mevzuata göre, teknik nezaretçi uygulamasında önemli sorunlar yaşanmaktadır. Bu uygulamada, her teknik nezaretçi Türkiye‘nin herhangi bir yerindeki 10 sahaya aynı anda bakabilmekte ve sahalara ayda 2 kez gitmeleri yeterli sayılmaktadır. Bu durum maden sahalarında iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması açısından büyük sorunlar yaratmakta, koruyucu ve önleyici faaliyetlerin yapılmasını engellemektedir. Maden mühendisinin teknik nezaret görevi alabileceği ruhsat sayısı azaltılmalıdır.

 Çalışan sayısına bakılmadan tüm yeraltı işletmelerinde daimi nezaretçi bulundurma zorunluluğu getirilmeli; ayrıca, daimi nezaretçinin nitelikleri ile atama usul ve esasları Yönetmelikte açıkça belirtilmelidir.  
Teknik nezaretçi uygulamasında, iş güvenliğinden de sorumlu olan mühendis, ücretini denetlemek durumunda olduğu ruhsat sahibinden almakta olup; bu durum, mühendisin işletme ile ilgili kararlarında objektif olmasını engellemektedir. Teknik nezaretçinin özgür ve doğru kararlar verebilmesi açısından, ücretini kanun hükmüyle oluşturulacak bir fondan alması için gereken her tür düzenleme hayata geçirilmelidir.


Her maden işletme faaliyetinde, iş güvenliği ve üretim için yeterli sayıda maden mühendisinin daimi istihdamı zorunlu olmalı; özellikle yeraltı işletmelerinde, her vardiyada en az bir maden mühendisi bulundurma zorunluluğu getirilmeli, işletmenin özelliklerine ve taşıdığı risklerine uygun olarak, mühendisin de gerekli deneyime sahip olması sağlanmalıdır.

 -Sosyal Yaşam 
Dünyadaki tüm kaza soruşturmalarında, kazanın meydana gelişinde rol oynayan en önemli faktörlerden birinin de çalışanların kusurundan kaynaklandığı tespit edilmiştir. Aşırı zorlanma, uzun mesailer ve ergonomik olmayan çalışma koşulları nedeniyle vücudun yorgun düşmesi; ekonomik yoksunluk ve buna bağlı oluşan yetersiz beslenme, ailesel sorunlar ve benzeri durumlar; çalışanın tam olarak işe konsantre olamamasına ve hatalar serisinin oluşumuna neden olarak kazalara davetiye çıkarmaktadır. Kazaların önlenebilmesi için bilimsel ve teknik yatırımların yanı sıra, çalışma yaşamının da iyileştirilmesi zorunludur.

    III. Sonuç ve Öneriler 
Yukarıda ana başlıklar halinde kısaca değerlendirilmiş olan kazaların oluşmasına neden olan etkenlerin, Odamızın ve daha önce belirtilen kurum ve kuruluşlarların koordinasyonu ile birlikte en kısa zamanda masaya yatırılması, detaylandırılması ve çözümlendirilebilmesi için acil olarak eylem planı hazırlanması gerekmektedir. Ulusal ölçekte oluşturulacak bu yapının; kazaların önlenmesi için gerekli risk haritalarını çıkarması, gerekli planlamaları ve eğitimleri koordine etmesi, ilgili yasa ve yönetmelikleri tekrar gözden geçirerek sahanın ihtiyaçlarına uygun olarak yeniden düzenlemesi ve iş güvenliği kültürünün geliştirilmesi için çalışmalar yapması gerekmektedir.


Mesleki denetim bölümünde belirtilen gerekçeler nedeniyle Maden Kanununun 10. maddesinin 4. paragrafına "Mühendisler, Genel Müdürlüğe ve ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına verecekleri tüm belgeleri, bağlı oldukları Odalarının mesleki denetiminden geçirmek zorundadır" hükmünün eklenmesi, diğer yararlarının yanı sıra, kazaların azalmasına da katkıda bulunacaktır


Ülkemizin ve işkolumuzun menfaati açsından, rödövans yöntemine ve yanlış özelleştirme uygulamalarına son verilmelidir. Bu sayede, hem ülkemizin doğal kaynakları korunacak; hem de yukarıda anlatılan nedenlerle oluşabilecek iş kazalarının önüne geçilecektir.


TMMOB Maden Mühendisleri Odası olarak, dileğimiz, kaza oranlarının -en kısa zamanda- ileri ülkelerdeki düzeylere çekilebilmesidir. Gereken önlemlerin alınması halinde, ülkemizdeki maden kazalarının da, ileri sanayi toplumlarında hedef olarak benimsenen "sıfır ölüm" düzeyine kadar çekilebileceğini savunmaktayız.

  
Saygılarımızla

 

Okunma Sayısı: 6631
Yayın Tarihi: 05.08.2006