Madencilik Olmadan Sanayi Kalkınamaz
Hafta sonu Keşan`da bir araya gelen Trakyalı maden mühendisleri için verilen yemekte konuşan Maden Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Dr. Ekrem Yüce; Türkiye`de madencilik denince, çevre ile ilgili sıkıntıları ön plana çıkarıldığını ancak madencilik olmadan ülke sanayinin kalkınamadığını dile getirdi.TMMOB (Türkiye Maden Mühendisleri Odası) Keşan Temsilciliği organizasyonu ile Trakya`da bulunan maden mühendislerine, Keşan`da, geçen cuma akşamı yemek ve cumartesi günü de "Teknik Nezaretçi Belge Yenileme Eğitimi" verildi. Ronay Aile Restaurant`da verilen ve cuma akşamı saat 18.30 sıralarında başlayan Yemeğe; Maden Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Dr. Ekrem Yüce ve Yönetim Kurulu üyeleri ile Tekirdağ, Kırklareli ve Edirne`de bulunan TMMOB`a bağlı maden mühendisleri katıldı.YÜCE: MADENCİLİK OLMADAN ÜLKENİN SANAYİSİ KALKINAMIYOR Yemekta konuşan Ekrem Yüce, yemeğin ve "Teknik Nezaretçi Belge Yenileme Eğitimi"nin verilme amacını anlattı.Maden mühendislerinin, yasa ve yönetmeliklere göre aldıkları yetkinlik belgelerini 5 yılda bir yenilemek zorunda olduğunu kaydeden Yüce, "Bölgede çok ciddi maden mühendisi potansiyelimiz var. İstanbul Şube olarak bu eğitimi Keşan`da yapmaya planladığımız için buradayız. Daha sonra ise belge yenileme ile ilgili eğitmenlerimiz ders verecek." dedi. Maden Mühendisleri Odası olarak, meslektaşları ile sık sık bir araya gelmeyi ilke edindiklerini dile getiren Ekrem Yüce, açıklamasının devamında, madencilik mesleği ve bu konuda yaşanılan sıkıntılara ilişkin açıklamalar yaptı."MADENCİLİK OLMADAN SANAYİ KALKINAMIYOR"Yüce, Türkiye`de madencilik üzerine yaşanan sıkıntıların temelinde devletin, madencilik yönetmeliği konusunda sürekli değişikliğe gitmesinin yattığını bildirerek, şunları söyledi: "Türkiye`de madencilik denince, her ne kadar çevre ile ilgili sıkıntıları ön plana çıkarsalar da, madencilik olmadan ülkenin sanayisi kalkınamıyor. Bizler maden mühendisleri olarak, diye bir kavramı da düşünmüyoruz. Çevre ve insan faktörü de çok önemli bizim için. Bu ülke, maden kaynaklarını bulup çıkarıp üretmek zorunda. Ulusal bağımsızlığımızı müdafaa edeceksek kaynaklarımızı bizler üretmek zorundayız. Oda olarak ilkemiz bu. Madenlerin nerede ve ne şekilde olursa olsun üretilebilirliği ile ilgili teknik bilimsel alt yapıya bakarak, madenlerimizin ülke ekonomisine kazandırılması konusunda bilgi birikimimiz ve alt yapımız ile örgüt içi eğitimlerimiz var. Madenciler, her gün işine başlarken hayatını ölüme emanet ediyor. Akşam vardiyası bittiğinde o emaneti geri alıp yaşamlarını sürdürüyor. Maden mühendisliği, teknik bilginin yanı sıra, madencilerin can güvenliğini de sağlamakla mükellef bir meslek. Bizler, bu gün Türkiye`deki maden mühendislerinin eğitim düzeyine baktığımızda çok mutlu oluyoruz." dedi."YÖNETMELİK MANYAĞINA ÇEVRİLMİŞ BİR MADENCİ GURUBU VAR" Yüce, Türkiye`de madencilikte yaşanan sıkıntıların genellikle bu işin organizasyonunu yapan devlet, hükümet ve yasalardan kaynaklandığına dikkat çekerek şunları söyledi:"Bizler, yeraltında 500 metre derinlikte, öngörülmüş yasaya göre iş yerlerini hazırlıyor vardiyaya giriyoruz. İki vardiya sonra bir bakıyoruz başka bir yönetmelik konmuş. Hadi bakalım sil baştan. Kısacası, ülkede yönetmelik manyağına çevrilmiş bir madenci gurubu var. Yasa yapıcılar madencilerin ve maden mühendislerinin söylediklerini dinlemek zorundalar. Ancak bu sistem ile oluşturulacak yasalar herkesi rahatlatır.""AKILCI YASALAR YAPILMALI" Türkiye`de yaşanan maden kazalarına da değinen Ekrem Yüce, Türkiye Maden Mühendisleri Odası`nın, yaşanan maden kazalarının kader olmadığını bildiğini ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Yaşanan maden kazalarında belli kaçınılmazlar olsa bile, iş koşullarının ağırlığı ve zorluğundan kaynaklanan kazalar yaşanıyor. Suçluyu aramak yerine, yukarıdan aşağıya çok iyi bir çatı kurulsa, çok sayıda kazayı önleyebilirsiniz. Maden işletmesi, yerin 500–600 metre altında belli koşullarda çalışır. Yurt dışından alınmış bir yönetmeliği Türkçeye çevirip yayınlarsanız, ondan sonra da derseniz. Bu çalışma, bizim ülkemizdeki madencilik koşullarına ne kadar uygundur değildir bunun tartışması yapılmaz. Ancak, uygulanması mümkün olmayan kurallar konulup, dediğiniz de bir taraftan batarsınız öbür taraftan da patlak verir. Bu ülkede önce akılcı yasalar yapılmak zorundadır. Oda olarak madencilikte uygulamaları yanlış olan madenciliğin karşısındayız. Ama uygulanan örneklere bakarak çok iyi niyetle çalışsa bile madenci önünü arkasını görme şansına sahip değil. Yükümlülükleri o bölge için dünyada eşi benzeri olmayan yaptırımları onun önüne koymak demek bu işte kaçakların olmasını sağlamaktır. Madenciyi suçlamaktan evvel onların önüne konan yasaların bize ne kadar uyduğunu tartışmak gerekiyor. Böyle yapılan yasalarda, kazayı önlemek de söz konusu olamaz. Şu bilinci bizde paylaşıyoruz; iş güvenliğinde önce emniyet ve insan faktörü. Bunlar göz ardı edilecek kavramlar değil. Kazalar üzerinden konuşmak yerine ben bunun sistem meselesi olduğunu düşünüyorum. Sistemin doğru kurgulanması gerekiyor." diye konuştu."MADENCİLİK KONUSUNDA BİLGİ KİRLİLİĞİ VAR" Türkiye`de, madencilik konusunda, büyük ölçüde bilgi kirliliğinin olduğuna dikkat çeken Yüce, açıklamasını şöyle tamamladı: "Bor madenlerinin yabancılar tarafından işletildiği konusu bunların başında geliyor. Türkiye`de 2872 Sayılı Bor Yasası var. Bu yasaya göre bor madenlerinin hiçbir şekilde özel sektör tarafından işletilmesi mümkün değil. Bor kaynaklarının kullanımı konusunda ülke genelinde propaganda devam ediyor. Bu koşullar altında ülkede madenciliğin olması gereken yerde olduğunu söylemek mümkün değil. Gayri safi milli hasıla içinde madencilik payı %1,5 üzerine çıkamıyor. Atatürk, döneminde yapılan hamleler ile bu oran %5`leri yakalamış. Bugün her açıdan, gelişmesi gereken bu sektör %1,5`lar seviyesine düşmüş. Bu da, ülkede halen yetirince maden kaynaklarını değerlendirildiğini ifade etmiyor. Genelde madencilik faaliyetlerine baktığımızda, çevre yakılıyor, yıkılıyor, yok ediliyor izlenimi yaratılmak isteniyor. Madenci bir alanda daha işletmeye başlamadan, kullanacağı alan içinde, ağaçlar sayılır o ağaçlar orman Bakanlığı`nın gözetiminde kesilir ve kesilen her bir ağacın bedeli alınır. Bu o bölge kullanıldıktan sonra yeniden ağaçlandırma yapılsın diye alınır. Bütün bunlara rağmen madenci işi bitmiş sahalarda bedeli ödemesine rağmen orayı kendi imkanları ile yine ağaçlandırmaya çalışır. Peşin ödenen paralar o bölgeye dönmediği gibi, yapılan madencilik faaliyetinin bütün bedeli yeniden madenciye yıkılır. Madencilerin yanlışları varsa deşifre etmek bize düşüyor. Biz yasal bir kuruluşuz. Kişi ya da firmalar bazında kimsenin lehine avantaj yaratacak bir bir durumumuz yok."Yemek, maden mühendislerinin sorunları ve bu sorunların çözümleri üzerine görüş alışverişinde bulunulması ile devam etti. EĞİTİM VERİLDİCumartesi günü de 2005 yılında belge almış maden mühendislerine yönelik, "Teknik Nezaretçi Belge Yenileme Eğitimi" verildi. Saat 09.30 sıralarında başlayan ve Keşan TSO (Ticaret ve Sanayi Odası) Meclis Toplantı Salonu`nda gerçekleştirilen eğitim, saat 18.00`e kadar sürdü. Eğitimin sonunda, TMMOB Keşan Temsilcisi Yasin Yılmaz, programın Keşan`da yapılmasından duyduğu memnuniyeti dile getirerek, katılan maden mühendislerine teşekkür etti. |