MADENCİLİK SEKTÖRÜNDE ÖLÜMLER DEVAM EDİYOR
Madencilik sektöründe iş kazaları devam etmektedir. Odamızın istatistiklerine göre, 2013 yılı içinde sektörde 68 maden emekçisi yaşamını yitirmiş, 29 çalışan da yaralanmıştır. Öncelikle yaşamını yitiren tüm emekçileri saygıyla anıyor, yakınlarına başsağlığı diliyoruz.
Bu rakamların daha çok olduğu düşünülmektedir. Çünkü Odamızın ulaşabildiği iş kazalarının sonuçları paylaşılmaktadır. SGK istatistikleri ise birkaç yıl geriden geldiği için resmi rakamlara ulaşmak mümkün olmamaktadır.
Madencilik sektörü, doğası gereği özellik arz eden ve bu nedenle bilgi, deneyim, uzmanlık ve sürekli denetim gerektiren dünyanın en zor ve riskli iş koludur. Maden kazaları incelendiğinde olayın; teknik, sosyal, ekonomik, eğitim, planlama ve denetim sorunları gibi pek çok nedeni olduğu görülmektedir.
Ülkemiz, iş kazalarında dünyada üst sıralarda yer almaktadır. Odamız kayıtlarına göre; 2008 yılında 43 maden çalışanı iş kazası sonucu yaşamını yitirmişken, 2009 yılında bu sayı 92`ye çıkmıştır. 2010 yılında 105 işçi, 2011 yılında 77 işçi, 2012 yılında 61 işçi maden kazalarında yaşamını yitirmiştir. Hayatını kaybedenler içerisinde maden mühendisi meslektaşlarımız da bulunmaktadır.
80`li yıllardan itibaren uygulamaya konulan özelleştirme, taşeronlaşma, rodövans (kiralama) gibi yanlış uygulamalar; kamu madenciliğini küçültmüş, kamu kurum ve kuruluşlarında uzun yıllar sonucu elde edilmiş olan madencilik bilgi ve deneyim birikimini dağıtmıştır. Yoğun birikim ve deneyime sahip olan kurum ve kuruluşlar yerine üretimin, teknik ve alt yapı olarak yetersiz, deneyim ve uzmanlaşmanın olmadığı kişi ve şirketlere bırakılması, buna ek olarak kamusal denetimin de yeterli ve etkin bir biçimde yapılamaması iş kazalarının artmasına neden olmaktadır.
Madencilik sektörü, mühendislik bilgi ve deneyiminin en fazla kullanılması zorunlu olan sektörlerin başında gelmektedir. Ancak; sektörde kurumsallaşmanın yeterince sağlanamaması, maden mühendislerinin çalışma koşullarının iyi olmaması, mühendisin hak ettiği değeri görmemesi, mühendislik hizmetlerinin gerektiği şekilde sunulmasını engellemektedir. Tüm bunların sonucunda iş kazaları ve kaynak kaybı yaşanmaktadır.
Teknik nezaretçi ve iş güvenliğinden sorumlu olan mühendis ücretini, denetlemek durumunda olduğu işyeri sahibinden almakta olup bu durum mühendisin işletme ile ilgili kararlarında özgür davranmasını engellemektedir. Bu açıdan, teknik nezaretçinin ve iş güvenliğinden sorumlu mühendisin özgürce karar verebilmesi ve görevini layıkıyla yerine getirebilmesi amacıyla, ücretini oluşturulacak bir fondan alması gerekmektedir. Bu konuda Odamızın uzun yıllardır ısrarla savunduğu görüşlerle ilgili yasal düzenlemeler acilen yapılmalıdır.
Tüm maden işletmelerinde madencilik faaliyetleri, mutlaka yeterli sayıda maden mühendisi nezaretinde yapılmalıdır. İşyerlerinde her vardiyada daimi olarak maden mühendisi bulundurmayan işletmelere üretim izni verilmemelidir.
Ucuz işgücüne dayalı ve örgütlenmeyi engelleyen çalışma anlayışı terk edilmeli , işçi sağlığı ve iş güvenliği yatırımları teşvik edilerek desteklenmelidir.
İlgili Bakanlıklar, denetim elemanı olarak yararlanacağı maden mühendisi kadrolarını çoğaltarak denetimlerini artırmalıdır.
Maden mühendislerinin, insanca yaşayabilecekleri ve mesleklerini özgürce icra edebilecekleri şartlar oluşturulmalıdır.
Bu düşüncelerle, meslektaşlarımıza ve tüm maden emekçilerine iş kazalarının yaşanmadığı sağlıklı ve mutlu bir yaşam diliyoruz.
TMMOB
MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI
YÖNETİM KURULU
20 Ocak 2014, Ankara