Madencilik Sektöründeki Özelleştirme Plan ve Uygulamalarına İlişkin TMMOB Maden Mühendisleri Odası Görüşleri
Madencilik Sektöründeki Özelleştirme Plan ve Uygulamalarına İlişkin TMMOB Maden Mühendisleri Odası Görüşleri
Bilindiği gibi, 16 Kasım 2002 tarihinde AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kamuoyuna açıklanan AKP Acil Eylem Planı‘nda; özelleştirme çalışmalarına hız verileceği, bu çerçevede en geç üç ay içinde; özelleştirme kapsamındaki kuruluşların gözden geçirilerek yeni bir özelleştirme stratejisi ve takviminin belirleneceği, özelleştirme kapsamına alınacak KİT’lerin gruplandırılarak her KİT’e uygun özelleştirme stratejisinin ve takviminin belirleneceği belirtilmiş, yine, 23 Kasım 2002 tarihinde, o tarihteki Başbakan Abdullah Gül tarafından TBMM‘ne sunulan Hükümet Programı‘nda da özelleştirmeler konusunda kararlı olunduğuna özellikle vurgu yapılmıştır.
Bu amaçla, özelleştirme çalışmalarına hızla başlayan AKP iktidarı, içlerinde PETKİM, TÜPRAŞ, TEKEL, Türk Havayolları da bulunan çok sayıda kuruluşu özelleştirme programına almış, aralarında İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, İstanbul Altın Borsası, Milli Piyango İdaresi, otoyollar ve Boğaz köprüleri, Türkiye Halk Bankası ve Enerji üretim ve dağıtım tesislerinin de bulunduğu çok sayıdaki kamu işletmesini ise yakın zamanda programa alınacak kuruluşlar arasında açıklamıştır.
Özelleştirme programı kapsamında, madencilik sektöründe faaliyet gösteren kuruluşlar da yer almaktadır. Bunlardan, Eti Gümüş A.Ş., Eti Krom A.Ş. ve Eti Elektrometalurji A.Ş. için 2003 Nisan ayı sonunda "blok satış" yöntemiyle ihaleye çıkılması planlanmıştır. Yine, Karadeniz Bakır İşletmesi ve Eti Bakır A.Ş.‘nin ise 2003 Temmuz ayında "varlık satışı ve hisse satışı" yöntemiyle ihale edileceği ilan edilmiştir. Divhan, gelişmelere göre değerlendirilecek kuruluşlar arasındadır. Son dönemde Özelleştirme İdaresi Başkanlığı bünyesine alınan Türkiye Demir Çelik İşletmeleri ise 2003 yılı içerisinde tasfiye edilecek kuruluşlar arasında sayılmıştır.
Herkes tarafından bilindiği üzere, bugüne kadar, madencilik sektöründe, özelleştirme ve özelleştirmeye yönelik olarak yapılan sektörel bölünme, ticarileştirme ve şirketleştirme çalışmalarının hiçbirisinden madencilik sektörünün gelişmesine yönelik olumlu bir sonuç alınamamıştır. Ancak, özelleştirme söylemleriyle zaman yitirilmiş, bu arada sektörün dinamizmi açısından son derece önemli işlevler gören kamu kuruluşları da yatırım yapılmamak suretiyle küçültülmüştür. Yukarıda sıralanan madencilik kuruluşlarından bazıları da yıllardan beri Özelleştirme İdaresi Başkanlığı bünyesindedir ve defalarca özelleştirme programına alınmışlar, her defasında yeniden yıpratılmışlardır. Yıllardan beri bu ülkeye katma değer sağlayan, ülke kalkınmasında motor görevi gören bu kuruluşlar topluma bir yük gibi yansıtılmışlardır.
Son 25 yıldır Türkiye’nin önündeki engelin kamu kuruluşları olduğu, çözümün ancak bu kuruluşların özelleştirilmesi ya da kapatılması ile olabileceği söylenegelmekte, ancak Türkiye krizlerden kurtulamamakta, her geçen gün yarışta daha da gerilere düşmektedir. Türkiye artık bu saplantıdan vazgeçmeli, yanılgıdan geri dönmelidir. Türkiye, içine düştüğü duruma layık değildir, kaynakları ve potansiyelleri son derece yüksektir. Ancak, söz konusu kaynak ve potansiyelleri sadece ve sadece kendi inisiyatifiyle geliştirebileceği ulusal politikalar ile kullanabilir. Uluslararası kredi kuruluşlarının Türkiye’ye verebileceği hiçbir şey olmadığı gibi, bu kuruluşların dayattığı politikalar ile Türkiye her geçen gün elindeki değerlerini de yitirmektedir.
Madencilik sektöründe özelleştirmelerin, sektörün gelişmesini sağlayacağı varsayımı irdelenmeye ve araştırılmaya muhtaçtır. Son yirmi yılda edinilen deneyim, özelleştirme söylem ve uygulamalarının sektörün daha da gerilemesine neden olduğu şeklindedir. Olumlu sonucu verecek modeller, ancak ve ancak sorunların ortaya doğru konulabilmesi ile mümkündür. Madencilik sektörünün bugün içinde bulunduğu kriz, gereksiz ve hatalı bir şekilde yaratılan özelleştirme beklentileri ve özelleştirme uygulamalarıdır.
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı bünyesinde çok sayıda madencilik kuruluşu bulunmakta olup, bunlardan bazıları uzun yıllardır söz konusu kurum içerisinde ne özelleştirilebilmekte ne de söz konusu idarenin yetersizlikleri nedeniyle etkin bir yapıya kavuşturulabilmektedir.
Özelleştirmeler, topluma sorunların çözümünü sağlayacak sihirli bir değnek olarak sunulmaktadır. Bu söylemin ardındaki propogandanın gücü, sorunların çözümünün akılcı ve bilimsel anlayış ve uygulamalarda olduğu gerçeğini hemen her kesime unutturmuştur. Sektörde bilimsellikten uzak uygulamalara son verilmeli, sektörün daha da küçülmesini önlemek için kamu madencilik kuruluşlarına gerekli yatırımlar zaman geçirilmeden yapılmalıdır. Son 20 yılda madencilik sektöründe öne çıkan söylem "kamu madencilik kuruluşlarının özelleştirilmesi" olmuş, bu amaçla söz konusu kuruluşlarda gerekli olan yatırımlar yapılmamış, bu arada sektörel bölünme, ticarileştirme, şirketleştirme ve özelleştirme çalışmaları çeşitli ölçeklerde sürdürülmüştür. Yirmi yıldır yürütülen söz konusu politikalar sonucu madencilik sektörünün geldiği nokta çarpıcıdır: madencilik sektörünün küçülmesi devam etmektedir. Benzer politikalarda ısrar etmek sektörün küçülme yönündeki gidişini değiştirmeyecektir. Sorunların çözümü özelleştirme uygulamalarında değildir. Bunun böyle olmadığı her defasında görülmüştür.
Mevcut kamu kesiminde, doğru planlamalar ve akılcı yönetim ile ülke kalkınmasına yönelik harekete geçirilebilecek potansiyel bulunmaktadır. Küçültme, özelleştirme, kapatma saplantılarından vazgeçilerek, bu potansiyel, doğru politikalar ile ekonomik ve toplumsal kalkınma hedefine yönlendirilmelidir.
Kamuoyunun bilgisine sunarız.
TMMOB
MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI
YÖNETİM KURULU
Ankara, 4 Nisan 2003