TMMOB Maden Mühendisleri Odası

Madencilikte Çevre Yönetimi Semineri Başladı.

Madencilikte Çevre Yönetimi Semineri Başladı.

Afyonkarahisar‘da düzenlenen ve 110 delegenin katıldığı Madencilikte Çevre Yönetimi Semineri açılış konuşmalarıyla başladı. Mevzuat, ÇED Kavramı, Çevre Yaklaşımları ve Madencilik, Madencilik Faaliyetlerinin Alıcı Ortamlar Üzerindeki Potansiyel Etkileri ve Tedbirler, Madencilikte Su Yönetimi, Çevresel Risk Yönetimi, Atık Yönetimi, Artıkların Değerlendirilmesi, Mermer İşletmeciliği ve Çevre ilişkisi, Taşocak işletmeciliği ve Çevre ilişkisi, Doğaya Yeniden Kazandırma, Madencilik ve Çevre İlişkilerinin Ekonomik Boyutu gibi konuların işleneceği seminer 13 Ocak 2012 tarihinde sona erecektir.

Oda Başkanımız Mehmet Torun‘un seminer açılış konuşması:

Madencilik çalışmaları ve bu çalışmalar sürecinde gerçekleştirilen maden üretimleri, insanlığın bireysel ve toplumsal gereksinimlerinin karşılanmasında temel öneme sahip alanlardan biridir.Madencilik faaliyetleri olmaksızın bireysel ve toplumsal yaşamın sürdürülebilmesi, teknolojinin bugün ulaştığı düzeye rağmen halen mümkün olmadığı gibi, yakın gelecekte de mümkün görünmemektedir. Bu nedenle madencilik çalışmalarının daha uzun bir süre yapılmak zorunda olduğu açık bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır.

Bir başka gerçek, diğer tüm üretim çalışmaları gibi madenciliğin de doğal çevre üzerinde bozucu bir etki yaratmakta olduğu gerçeğidir. Yani madencilik çalışmaları, genel üretim süreçlerinin bir parçası olarak, doğal çevre ile belirli bir ilişki ve çelişki halinde sürdürülebilmektedir.

Sanayileşmeyle birlikte artan üretim faaliyetleri ve aşırı tüketiminin sonuçları günümüzde daha net görülmektedir. Kaynakların sınırsız olmadığının anlaşılması ile birlikte "çevre" nin önemi daha çok ortaya çıkmıştır. Yanlış üretim metotları,keyfi verilen madencilik izinleri, yasal mevzuatın yetersizliği, denetimsizlik gibi nedenlerle madencilik ve çevreye duyarlılık bugüne kadar birbirine zıt iki kavram gibi algılanmıştır. Oysa çevre dostu teknoloji ve yöntemlerin kullanılması, madencilik süreçlerinde ya da sonrasında çevrenin korunmasına/yenilenmesine yönelik önlemlerin alınması, sektörün gelişimini engellemeyecek aksine sektörün gelişimine yönelik katkı yapacaktır.

Çevresel sorunlar konusunda ağırlıkla suçlanan üretim alanlarından biri de, madencilik sektörüdür. Bu suçlamaların haklı ve haksız yanları bulunmaktadır. Haksız yanların başında birçok çalışma alanının olumsuz çevresel etkileri gözlerden uzak bırakılarak madenciliğin öne çıkartılmış olmasıdır. Örneğin başta kimya sanayi olmak üzere,enerji, ulaşım, demir-çelik, gemi-inşa gibi sektörlerin üretim çalışmalarının kirletici, tüketici ve bozucu etkisi çok daha fazladır.

Haklı olan ya da olabilecek eleştirileri de yok saymamak gerekmektedir. Madencilik çalışmaları sırasında ortaya çıkan olumsuz çevresel etkiler konusunda sektörde bulunan ve ekonomik değer elde eden tüm kesimler sorumluluklarını üstlenerek gereğini yerine getirmelidir.

Bugüne kadar, birkaç istisna dışında genel olarak bu gerekliliklerin yeterince yerine getirildiği söylenemez. Madencilik sektöründe çalışan şirketlerin küçüklüğü, kap-kaççı madencilik tarzı, yetersiz ya da yanlış yasal düzenlemeler, yeterli olmayan idari denetim anlayışı ve yapısı, madencilik çalışmalarının istenilen nitelikte yapılması noktasından uzaklaşılmasına neden olmuştur. Genel olarak madenler sadece kar kapısı olarak görülmüş, bu alanda yöre halkı, gelecek kuşaklar ve genel toplumsal çıkarlar gözardı edilerek, talana uygun bir ortam yaratılmıştır.

Böylesi bir durum her şeyden önce madencilik çalışmalarının ve bu alanda ekonomik getiri elde edenlerin aleyhine olmuştur. Çünkü yürütülen çalışmalar sırasında kimi işletmelerin daha fazla kar uğruna, çevresel gereklilikleri yerine getirmemeleri, geniş çaplı karşıt çevresel kampanyalara yol açmış, bu durum genel madencilik çalışmalarını da baltalamıştır.

Günümüzde hiç bir ekonomik faaliyet eski biçimiyle yapılamaz. Sektörde ekonomik getiri elde edenler,sektörün genel çıkarları için toplumsal duyarlılıkları gözeten, bilim ve tekniğin gereklerine uygun çalışmalar yürütmek zorundadır. Çevresel sorunları bilmeden, yürüttükleri üretim çalışmalarının çevreyi bozucu etkilerine yönelik önlem almadan, doğanın yeniden kazanımı için gereklilikleri yerine getirmeden yürütülen madencilik çalışmalarının çok ciddi ekonomik, sosyal ve siyasal sorunlar yaratabileceğinin ve hatta yarattığının görülmesi ve buna uygun davranılması kaçınılamaz bir durumdur. Böylesi bir çalışma tarzının, yani madenciliğin çevre ile barışık, insan odaklı yürütülmesi gerekliliğinin benimsenmesi ve egemen olması durumunda madencilik çalışmalarının eleştirilerin hedefi olmaktan çıkacağı açıktır.

Madencilik çalışmalarının; çevre ve insan odaklı anlayışla, bilim ve tekniğin gereklerine uygun olarak yapılabilmesinde önemli etmenlerden biri maden mühendisleridir. Meslektaşlarımız, üniversite öğretimi sırasında aldıkları bilimsel ve teknik bilgileri, meslek yaşamı sırasında edindikleri deneyimle birleştirerek çevresel sorunları gözeten bir anlayışla çalışmayı meslek etiği olarak benimsemelidir. Ancak, meslektaşlarımıza bu çalışmalarını özgürce yapabilecekleri ortamlar yaratılmalıdır.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesinde ve Çevre İl Müdürlüklerinde maden mühendisi istihdamının artırılması, madencilikle ilgili ÇED projelerinde maden mühendisi onayının yasal hale getirilmesi sorunların çözümünü kolaylaştıracaktır.

Bu düşüncelerle seminerin sorunların çözümüne katkı koyacağına inanıyoruz. Çalışmaya katkı koyan bilim insanlarına, destek veren kamu ve özel madencilik kuruluşlarına teşekkür ediyorum.

Mehmet TORUN

Maden Mühendisleri Odası Başkanı

Okunma Sayısı: 1410
Yayın Tarihi: 12.01.2012
Fotoğraf Galerisi