Marshall Planı, Amerikan Dış Kredileri ve Türkiye Madencilik Sektörüne Etkileri
Savaş tüm Dünyada olduğu gibi, ülkemize de üretimsizlik, yokluk ve yoksulluk getirmiştir. 1945 yılından sonra "iki kutuplu" olarak anılan dünyada, Avrupa sanayi yok olmuş, yaklaşık 15 yıl boyunca ABD‘ne kaçan sermaye, kapitalizmin merkezini Londra‘dan, New York‘a taşımıştır.
Böylesi bir durumdan ülkemiz de üzerine düşenleri almıştır. Savaş sonrasında çok partili hayata geçilmiş, Cumhuriyet kurulduğu yıllardan beri uygulanan kapalı, korumacı, içe dönük devlet himayesindeki ekonomi anlayışından vaz geçilmiş, tüm Avrupa‘da uygulanan ekonomik yapıya eklemlenilerek, ABD dış kredileri ve hibeleri ile Küçük Amerika olma hayalleri yaşanmıştır.
Bu yapının en önemli unsuru Marshall Planı‘dır. Savaş sonrasında Türkiye‘nin Truman Doktrini çerçevesinde Marshall Planı kapsamına alınmasıyla giderek gelişen Türkiye-ABD ilişkileri, 1947 yılında Türkiye‘nin "Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası"na ve "Uluslararası Para Fonu"na üye olmasıyla önemli bir noktaya ulaşmıştır. Türkiye, Marshall Planı çerçevesinde 1948-1952 yılları arasında toplam 352 milyon dolar yardım almış, alınan bu yardımlar tarım başta olmak üzere sanayinin çeşitli alanlarında kullanılmıştır.
Başta Marshall Yardımları olmak üzere ülkemizde 1946-1960 yılları arasında uygulanan Amerikan kredi ve hibelerinden ülke madenciliğimiz de etkilenmiştir. İlk olarak yapısal dönüşümler sağlamış, Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu, Petrol Kanunu ve Maden Kanunu bu dönemde uygulamaya sokulmuştur. Bu dönüşüme paralel olarak ABD ve Avrupa‘nın ihtiyaçlarına yönelik olarak ülkemiz doğal kaynakları üzerinde planlamalar ve üretim belirlemeleri yapılmıştır.
Aşağıda sunulan çalışmada; birçok Avrupa ülkesinde özel sektör eliyle uygulamaya sokulan, madencilik alanında, ülkemizde yeterli sermaye birikimi olmaması nedeniyle devlet eliyle yürütülen Marshall Planı, Amerikan Dış Yardımları ve bunların sektörümüze olan etkileri incelenmiştir.
Nadir AVŞAROĞLU
Maden Mühendisi
Ankara, 2008