TMMOB Maden Mühendisleri Odası

MESLEKİ VE TEKNİK BİLGİLERİNİ HALKIN YARARINA KULLANDIKLARI İÇİN ARKADAŞLARIMIZ 500 GÜNDÜR TUTUKLU!

MESLEKİ VE TEKNİK BİLGİLERİNİ HALKIN YARARINA KULLANDIKLARI İÇİN ARKADAŞLARIMIZ 500 GÜNDÜR TUTUKLU!

MESLEKİ VE TEKNİK BİLGİLERİNİ HALKIN YARARINA KULLANDIKLARI İÇİN ARKADAŞLARIMIZ 500 GÜNDÜR TUTUKLU! GEZİ’Yİ SAHİPLENMEYE, ARKADAŞLARIMIZLA DAYANIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ

TMMOB ve bağlı Odalarının Gezi Davası kararına karşı başlattığı Adalet Nöbetinde arkadaşlarımızın tutukluluğunun 500. gününde 7 Eylül 2023 tarihinde Ankara'da Mimarlar Odası önünde TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz'ın da katılımıyla bir basın açıklaması gerçekleştirildi.

TMMOB Ankara İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Seyit Ali Korkmaz'ın okuduğu açıklama şöyle:

MESLEKİ VE TEKNİK BİLGİLERİNİ HALKIN YARARINA KULLANDIKLARI İÇİN ARKADAŞLARIMIZ 500 GÜNDÜR TUTUKLU!

GEZİ’Yİ SAHİPLENMEYE, ARKADAŞLARIMIZLA DAYANIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ

Ülkemizin her bölgesinden, her yöresinden yurttaşlarımızın itirazlarını, taleplerini haykırdığı; ülke tarihinin en görkemli halk hareketlerinden biri olan Gezi Direnişi’ne suç isnat etmek, onurlu direnişimizi lekelemek amacıyla iktidarın güdümündeki yargı mensupları tarafından verilen hukuksuz tutuklama kararının üzerinden 500 gün geçti.

TMMOB Yönetim Kurulu Üyemiz Mücella Yapıcı, Şehir Plancıları Odamızın Onur Kurulu Üyesi Tayfun Kahraman ve Mimarlar Odamızın Hukuk Müşaviri Can Atalay’ın da aralarında bulunduğu arkadaşlarımız ve Osman Kavala herhangi bir hukuki gerekçe, delil sunulmadan cezaevinde tutulmaya devam etmektedir.

FETÖ mensubu emniyet görevlileri tarafından hukuksuz bir biçimde elde edildiği yargı kararlarıyla kesinleşmiş olan “delillerin”, FETÖ firarisi bir savcı eliyle yeniden kıymetlendirilmesi sonucunda, AKP Milletvekili Aday Adayı olmuş bir “hakim” kararıyla arkadaşlarımız 500 gündür tutsak.

Kendi amaçları doğrultusunda hukuku araçsallaştıran AKP iktidarı, güdümündeki yargı mensupları eliyle, ülke tarihinde en önemli kırılma anlarından biri olan Gezi’yi suçlamaya, manipülasyonlarla Gezi’nin aydınlık yüzüne leke bulaştırmaya çalışmaktadır.

Değerli Arkadaşlar,

Gezi Direnişi, doğal alanlarımız, parklarımız, meydanlarımız betona boğulmasın; kıyılarımız, ormanlarımız, meralarımız ranta kurban edilmesin diye; sağlıklı ve güvenli yaşam alanlarında hep birlikte, barış içinde yaşayabilelim diye milyonlarca yurttaşın haykırdığı toplumsal bir olaydır. 

TMMOB ve bağlı odaların en temel amaçlarından biri, bilimi ve tekniği halkın yararına kullanarak kamusal alanları savunmaktır. Bu kapsamda, milyonlarca yurttaşın, toplumun ortak değeri olan Gezi Parkı betonlaşmasın diye, İstanbul kentinin merkezindeki en önemli deprem toplanma alanı yapılaşmaya açılmasın diye yürüttüğü mücadelenin sözcüsü olmak suç değildir.

Arkadaşlarımız, Gezi’ye katılan milyonların sözcüsü olmuşlardır.

Dönemin Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Tayfun Kahraman, Mimarlar Odası yöneticisi Mücella Yapıcı ve Mimarlar Odası Avukatı Can Atalay suç işlememiş; tarihsel birikimle oluşmuş mesleki etik ilkelerimiz doğrultusunda, TMMOB çatısı altında üstlenmiş oldukları görevlerin gereğini yerine getirmişlerdir.

Halkın çıkarlarını savundukları için, Taksim Meydanı’na ve Gezi Parkı’na sahip çıktıkları için, mesleki sorumluluklarının gereğini yerine getirdikleri için bu arkadaşlarımız 500 gündür hukuksuz, gerekçesiz bir şekilde cezaevindeler.

Cezaevinde oldukları hergün, her an hukuksuzluk katlanarak büyümektedir. Bir yandan da 500 gündür, hergün tuttuğumuz Adalet Nöbetleriyle arkadaşlarımızın yanında olmaya, onlarla dayanışmayı büyütmeye devam ediyoruz.

Arkadaşlarımız, dezenformasyon aygıtı haline gelen yandaş medya kanallarının iftiraları, tarihi kendilerine göre eğip bükmeye çalışan siyasetçilerin tüm yalanlarına rağmen toplum nezdinde masumiyetlerini, haklılıklarını koruyorlar.

500 gündür 3 kişilik koğuşlarda, ailelerinden, sevdiklerinden uzak tutulmalarına rağmen, bir an olsun sendelemeden, onurlu direnişimiz Gezi’yi kararlılıkla savunuyor, toplum için yazmaya, çizmeye, üretmeye devam ediyorlar.

Gezi Direnişi’ne katılan milyonlardan intikam almak için hukuksuz bir biçimde tutsak edilen arkadaşlarımızla gurur duyuyoruz.

Gezi Direnişi nasıl ki bu ülkenin yüz akı ve onurlu tarihinin bir parçasıysa, Gezi Davası’nda tutuklanan arkadaşlarımız da bizim yüz akımız ve onurlu tarihimizin bir parçasıdır.

Gezi Direnişinin arkasında dimdik durduğumuz gibi, Gezi Davasında yargılanan ve ceza alan arkadaşlarımızın da yanında dimdik durmaya devam ediyoruz.

500 gündür sürdürdüğümüz Adalet Nöbetleriyle, arkadaşlarımıza desteğimizi, arkadaşlarımızla dayanışmamızı dosta düşmana gösteriyoruz.

Değerli Arkadaşlar,

Bizler, Gezi’ye baktığımızda; bilim ve tekniğin ışığında, tüm canlıların yaşam hakkına saygılı, eşit, onurlu, barış içerisinde yaşayacağımız, adil bir ülke umudunun ne kadar da diri olduğunu görüyoruz.

Bizler, bu umudun bastırılması, yok edilmesi için nasıl haktan, hukuktan koparak pervasızlaştıklarının farkındayız. Gezi’nin, iktidar tarafından nasıl bir korku kaynağı olarak hala canlılığını, güncelliğini koruduğunu görüyoruz.

Tam da bu sebeple bizler, Gezi’yi, Gezi Davası’nda tutsak edilen arkadaşlarımızı savunmaya; onlarla  dayanışmaya devam edeceğiz.

Bizler, 500 gündür, her gün sürdürdüğümüz Adalet Nöbetlerimizi arkadaşlarımız özgürlüklerine kavuşana dek sürdüreceğiz. Bu kararlı adalet mücadelemizi, tüm dost kurum ve kuruluşları, tüm yol arkadaşlarımızla birlikte devam ettireceğiz.

Değerli Arkadaşlar,

Gezi Direnişi sonrasında, ortak kamusal alanlara dair oluşan farkındalık ve sahiplenme, bugün Akbelen’de, Dikmece’de yeşermeye devam ediyor.

Gezi’den korkmakta haklılar. Gezi’ye suç bulaştırmaya çalışmakta haklılar. Fakat bu beyhude çabaları karşısında, arkadaşlarımızla yan yana, omuz omuza Gezi’yi savunmaya devam edeceğiz.

Tutsak arkadaşlarımızın bir an önce özgürlüğüne kavuşmaları için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.

Biz kazanacağız!
 

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz açıkalama sonrası şunları söyledi:

"Değerli dostlar,

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Yönetim Kurulu adına hepinizi dostlukla selamlıyorum.

Gezi Davası tutuklularıyla dayanışma için başlattığımız adalet nöbetinin 500. gününde bıkmadan, usanmadan tekrarladığımız adalet çağrımızı bir kez daha paylaşmak için bir aradayız.

Değerli Dostlar,

500. günde bir kez daha hatırlatmak istiyorum, bu nöbetleri AKP’nin oyuncağı haline gelmiş hakimlerden adaletli bir karar beklediğimiz için tutmuyoruz.

AKP’den ve onun güdümündeki mahkemelerden hukuk ve adalet beklenmeyeceğini hepimizi biliyoruz. Seçimlerin ardından Merdan Yanardağ ve Barış Pehlivan’ın tutuklanması,  Can Atalay’ın  Hatay Milletvekili olarak seçilmiş olmasına rağmen siyasi bir kararla hala cezaevinde tutuluyor olması bizlere bunu çok açık gösteriyor. Bu kararlar ve hukukun geldiği bu durum ülkemiz açısından utanç vericidir.

Bizler bu hukuksuzluğu kabul etmediğimizi ve mücadeleye devam edeceğimizi göstermek için nöbet tutuyoruz.

Değerli Dostlar,

2014 yılından bu yana devam eden Gezi Davasının her aşamasında bu sürecin hukuki değil siyasi bir süreç olduğunu dile getirdik.

Gezi tüm umudu, güzelliği ve ışıltısıyla siyasi iktidarın kirliliğini, çirkinliğini, defolarını iyot gibi açığa çıkardığı için ilk günden itibaren iktidarın hedefindedir.

Hepimiz biliyoruz ki, siyasi iktidarın ve onun maşalarının Gezi Direnişi nezdinde asıl cezalandırmak istediği eşit, özgür ve demokratik bir Türkiye ideali için mücadele eden toplumsal muhalefet hareketidir.

Siyasi iktidarın Taksim Dayanışması bileşenleri nezdinde cezalandırmak istediği parkına, şehrine, doğasına, tarihine sahip çıkan mühendis, mimar ve şehir plancılarıdır. Attığı her hukuksuz adımda karşısında gördüğü mesleki bilgisini halktan yanan kullanan kamucu mühendis, mimar, şehir plancılarıdır.

Siyasi iktidarın cezalandırmak istediği, yıllardır her fırsatta saldırdığı TMMOB ve bağlı odalarının toplumcu çizgisi ve onurlu mücadele geleneğidir.

Bu yağmacıların, bu haramilerin, bu zorbaların saldırıları yürüdüğümüz yolun doğruluğunun, mücadelemizdeki ısrarımızın haklılığın göstergesidir. Verdikleri cezalar, bu ülkedeki, mühendis, mimar ve şehir plancıları mücadelesi tarihine işlenmiş birer nişandır!

İktidar, arkadaşlarımızı cezaevlerine kapattığını sanıyor ama arkadaşlarımızın toplumcu fikirleri, Türkiye’nin dört bir yanındaki  meslektaşlarımızın dillerinden halkla buluşmaya devam ediyor.

Arkadaşlarımızın derhal salıverilmesini istiyoruz. Gezi davasında tutuklanan tüm arkadaşlarımıza özgürlük istiyoruz.

Değerli Dostlar,

Ülkemiz ekonomiden siyasete kadar her alanda büyük bir kriz içerisinde.

Krizin sorumlusu olan iktidar, halkın acil sorunlarına çözüm üretmek yerine toplumsal muhalefeti susturarak başarısızlığının üstünü örtmeye çalışıyor.

Gezi Davasınıda verilen cezaların ardından  birbiri ardına yaşanan hukuku bir susturma, gözdağı verme olarak kullanma  uygulamlarının  ardında iktidarın bu çözümsüzlüğünün telaşı yatıyor.

Siyasi iktidarın üzerini örtmek istediği başarısızlık tablosunun altında büyük bir toplumsal dram yaşanıyor. Hayat pahalılığı, işsizlik ve yoksulluk toplumun tüm kesimlerini tükenme noktasına getirdi.

Yaşanan ekonomik kriz mühendis, mimar ve şehir plancılarının hayatlarını da çok olumsuz etkiliyor. Başta yeni mezun ve işsiz arkadaşlarımız olmak üzere, kamuda ve özel sektörde her türlü mühendislik, mimarlık ve şehir planlama hizmetlerini yapan meslektaşlarımız giderek daha büyük bir hayat zorluğu ile baş etmeye çalışıyor.

Cumhuriyetin 100. Yılını plansızlık, üretimsizlik, afetler ile yıkılan kentler, işsizlik, yoksulluk, güvencesizlik, açlık ve sefalet koşulları ile karşılıyoruz. Ülkemizin üreterek büyümesi ve paylaşarak gelişmesi için emek harcayan mesleklerimiz bugünlerde adeta can çekişiyor, büyük sorunlarla boğuşuyor. Mühendislik, mimarlık ve şehir planlama meslekleri aşındırıldı. Mesleki itibarımız yerle bir oldu. Kamucu politikalar terk edildiği için yatırımlar durdu, istihdam daraldı. İşsizlik mühendis, mimar ve şehir plancılarını esir aldı. Özel sektörde çalışan ücretli mühendis, mimar ve şehir plancıları piyasanın sömürüsüne terk edildi. Ücretlerimiz eridi, asgari ücretin altında çalışmaya mecbur bırakıldık. Kamuda çalışan meslektaşlarımızın hakları giderek eridi. Ülkemizde yaşayabilme umudunu kaybeden genç meslektaşlarımız yurt dışına çıkmaya mecbur bırakıldı.

Sorunlarımız çözüm bekliyor. Sorunlarımızın çözümü için bir mücadele kampanyası başlatıyoruz. 11 Eylül’de yapacağımız basın toplantısı ile mücadele kampanyamızı başlatmış olacağız ve ülkenin dört bir yanında eylem ve etkinliklerimizi hayata geçireceğiz. Mühendis, mimar ve şehir plancılarının sesini her yerde yükselteceğiz.

Cumhuriyetin ikinci yüzyılını eşitlik ve özgürlük temelinde yeniden inşa etmek için tüm meslektaşlarımızı ve kamuoyunu birlikte omuz omuza mücadele etmeye çağırıyoruz.

Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz…"

Okunma Sayısı: 597
Yayın Tarihi: 07.09.2023
Fotoğraf Galerisi