Odamız, İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası Etkinliklerine Katıldı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca düzenlenen 24. İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası kapsamında Konya‘da 4-5 Mayıs 2010 tarihlerinde etkinlikler düzenlenmiştir. 4 Mayıs tarihindeki etkinliğe Oda Başkanımız Mehmet TORUN, Yazman Üye Nahit ARI, Onur Kurulu Üyesi Asım KUTLUATA ve Konya İl temsiliğimiz yetkilileri katılmıştır.
Toplantıda söz alan Oda Başkanımız "Odanın Anayasal bir kurum olduğunu belirterek, bu etkinliğe davet edilme şeklini eleştirmiştir. Buna rağmen konunun Oda olarak çok önemsendiğini ve katıldıklarını belirten TORUN, madencilik sektörünün çok zor, riskli ve iş kazaları ile meslek hastalıklarının çok sık yaşanan bir sektör olduğunu" belirtmiştir. Başkanımızın konuşması aşağıdadır:
"Odamızca tutulan kaza istatistikleri incelendiğinde, 2009 yılında maden mühendisi meslektaşlarımız da dahil olmak üzere 92 kişi yaşamını yitirmiştir. Bu rakam 2010 yılında bugüne kadar 35 olmuştur. Bu vesileyle hayatını kaybeden tüm maden emekçilerini bir kez daha saygıyla anıyorum. Oda olarak, iş kazalarının önlenmesi için yapılacak tüm çalışmalara katkı koymayı bir görev kabul ediyoruz. Çıkan ve çıkacak olan tüm mevzuatlarla ilgili görüşlerimizi sözlü ve yazılı olarak bildirmemize karşın, görüşlerimizin yeterince değerlendirilmemesini doğru bulmuyoruz. Bunun sonucu olarak eksik ve yanlış çıkarılan mevzuatların iptali için yasal haklarımız kullanılmak durumunda kalınmaktadır.
15 Ağustos 2009 tarihinde çıkarılan OSGB ile ilgili yönetmelik için de TMMOB, Odamız, Makina Mühendisleri Odası ve TTB yürütmeyi durdurma ve iptal davası açmıştır. Danıştay 10. Dairesi geçtiğimiz günlerde TTB‘nin başvurusunu değerlendirmiş ve yönetmeliğin bazı maddelerinin yürütmesini durdurmuştur. Odamızın açtığı dava da sonuçlanmış ve yine bazı maddelerin yürütmesi durdurulmuştur. Bunun sonucu olarak sektörde yaşanan kaos istenen bir olay değildir ve bir an önce giderilmelidir. Hukukun verdiği kararlar da dikkate alınarak acilen yeni bir çalışma yapılmalı bu çalışmaya tüm taraflar dahil edilmelidir.
Yönetmelikte eksik gördüğümüz ve Bakanlığa‘da önceden ilettiğimiz görüşlerimiz şu şekildedir:
•1-50 den az işçi çalıştıran işyerleri iş güvenliği hizmetleri kapsamı dışında bırakılmıştır. Oysa, iş kazalarının çok büyük bir kısmı bu tür işyerlerinde meydana gelmektedir.
•2-OSG hizmetleri, çok az işçi çalıştıran ve ekonomik olarak zayıf olan küçük ölçekli işletmelere hitap etmesi gerekirken tekelleşme oluşturacak şekilde düzenlenmiştir. Örneğin: Ankara‘da kurulan bir şirket Kars, Edirne ve Siirt‘teki işyerlerine hizmet verebilecektir.
•3-İş Güvenliği Uzmanlığı Eğitimi ticarileştirilmiş, çok yüksek ücretlerle hizmet satın alınır hale gelmiştir. İşsiz bir mühendisin, 3.000 TL. kurs parası ve diğer masrafları karşılaması mümkün değildir.
•4-Mühendislerin asli görevi olan İş Güvenliği Uzmanlığı, teknik elemanların da yapacağı bir alan haline getirilmiştir.
•5-Bakanlık personeli kayırılmış, Bakanlık çalışanları ve İş Müfettişleri lehine, diğer mühendisler aleyhine düzenlemeler yapılarak adaletsiz bir yapı oluşturulmuştur.
•6-Meslek Odalarının denetim hakkı ellerinden alınmıştır.
•7-İş güvenliği Uzmanlarının görev, yetki ve sorumlulukları konusunda olumsuz ciddi sorunlar yaşanabilecek düzenlemeler getirilmiştir.
Bunların çözümü için acilen tüm tarafların bir araya gelmesiyle yeni bir düzenleme yapılmalı, belirsizlik bir an önce giderilmelidir. İş Güvenliği Yasası, yine tarafların ortaklaşa çalışmasıyla acilen çıkarılmalıdır. Tüm bu çalışmalara Oda olarak katkı koyacağımızı ve iş kazalarının önlenmesi için gerekli çalışmayı yapacağımızı sizlerle tekrar paylaşmak istiyor, beni dinlediğiniz için teşekkür ediyorum."
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı Birol Aydemir‘in konuşma özeti de aşağıdadır:
İŞ GÜVENLİĞİNDE GERİDEYİZ
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı Birol Aydemir, törende yaptığı konuşmada ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü) rakamlarına göre, dünyada 2.8 milyar işgücü bulunduğunu, bu işgücü içinde yılda 2.2 milyon insanın iş kazaları nedeniyle yaşamını yitirdiğini söyledi. Konunun bir de ekonomik boyutu olduğunu ifade eden Aydemir, "Her ülke iş kazalarında milli gelirlerinin yüzde 1 ile 4‘ü arasında kayıplar yaşamaktadır. Biz de tahmini olarak yılda 4 milyar TL iş kazalarından dolayı kaybetmekteyiz. İş sağlığı güvenliği konusunda en iyi ülke İngiltere. Biz İngiltere‘ye nazaran 20 kat daha kötüyüz. Bizde her yüz bin işçiye düşen ölümlü iş kazası ortalama 15‘tir. Bu gelişmiş ülkelerde ortalama 2.5- 3 arasındadır. Bu aslında gelişmekte olan ülkeler arasında ne noktada olduğumuzun çarpıcı bir örneğidir" dedi.
İŞİ HEP BİRLİKTE SAHİPLENMELİYİZ
Birol Aydemir, işçi sağlığı konusunu herkesin sahiplenmesi gerektiğine dikkat çekerek, "Biz kaza olduktan sonra giden, denetleyen, ceza kesen denetim anlayışından önleyen, önleyici, iş birliği yapan yol gösteren bir denetim anlayışına geçiyoruz" diye konuştu. Maden işletmeleri üzerinde çalışırken çok üzücü sonuçlarla karşılaştığını anlatan Aydemir, şunları söyledi:
"2009 yılında maden işletmelerinde yapılan inceleme çerçevesinde eksikler belirlenerek giderilmesi için süre veriliyor. Yeniden gidilip inceleme yapıldığında sonuç hiç açıcı değil. İlk tespitte yapılan noksanların çok az bölümü yerine getirilmiş. İş güvenliği açısından ölümcül sonuçlar ortaya çıkaracak durumlar. İşveren ve işçi aynı hassasiyeti göstermezse yapacak hiçbir şey yok. Mevzuat değişikliği ve denetlemek yetmiyor. İş sağlığı ve güvenliği konusuna inanmamız lazım. Eğer bir maden işçisi elinde sigara ile madene iniyorsa yapacak bir şey yok. Bu işveren, işçi ve bizim hep birlikte aynı hassasiyetle işe sahiplenmemiz gerektiğini gösteriyor."
EKSİKLERİ GİDERMEYEN MADENLER KAPATILACAK
Maden işletmelerinde yaşanan kazalar sonrası çok etkilenip üzüldüklerini kaydeden Birol Aydemir, "Bütün maden işletmelerinin, özellikle kömür işletmelerinin tamamını (sayısı 500 civarında) bir yıl içinde mutlaka denetimden geçireceğiz. Ölümcül değere sahip kusurlar kesinlikle affedilmeyecek ve direkt kapatılacak. Havalandırması dahi olmayan kömür işletmeleri var. İş sağlığı ve güvenliği alanında mutlaka bizim toplum olarak çok bilinçlenmemiz lazım" dedi.