ODAMIZINDA İÇİNDE YERALDIĞI İL KOORDİNASYON KURULUNUN BASIN AÇIKLAMASI (04.11.2012)
Temel insani değerlere ve vicdana sahip her insanın ses çıkarması gerektiğine inandığımız için bugün buradayız. Kendini ifade etmek konusunda daha şanslı olan bizler, kendini ifade etme imkânı olmayanların sesi ve sözü olmak zorundadır.
Cezaevlerinde, "anadilde eğitim, anadilde savunma hakkı ve Öcalan‘a uygulanan tecridin kaldırılması" talebiyle sayıları her gün artarak devam eden yaklaşık 683 kişinin yürüttüğü açlık grevleri bugün 54. Gününe girmiştir. Açlık grevinde insan hayatı açısından kritik noktaya ulaşmıştır. Bundan sonrası ölümlere göz yumulması anlamına gelecektir.
Yaşam hakkı, en temel insan hakkıdır. Taleplerini dile getirmek için bedenlerini ortaya koyan insanlara karşı İktidarın duyarsız kalması, kin ve öfke dilinin kullanmasının ne açlık grevindeki insanlara, ne topluma ne de Kürt sorununun çözümüne bir fayda sağlamadığı ve sağlamayacağı açıktır. Siyasal iktidarı bir an evvel bu dilden vazgeçmeye, gerekli diyalog ve çözüm ortamının sağlanması için çalışmaya davet ediyoruz.
Cezaevlerinde sürdürülen açlık grevlerine karşı yapılacak tecrit ve benzeri şiddet içeren müdahalelerin de çözüm getirmeyeceği konusunda siyasal iktidarı uyarıyoruz. Görülmelidir ki 2000 yılında yapılan, adı ironik biçimde "Hayata Dönüş" olan operasyonlarda yaşamını yitiren 32 insanın acısını bu toplumun hala yüreğinde taşıdığını hatırlatıyor, siyasal iktidarı insani bir sorumluluk içinde davranmaya davet ediyoruz.
Göz göre göre gelmekte olan ölümlere karşı gerçekleştirilen protesto gösterilerin yasaklanması ve bu protestolara sert müdahaleleri kınıyor, Bir an evvel haklı taleplerin kabul edilmesi, bu talepler doğrultusunda; İktidarı ölümler gerçekleşmeden taraflar ile diyalog zemininin oluşturmaya ve çözüm ortamı yaratılmaya davet ediyoruz.