TMMOB 41. Dönem 1. Danışma Kurulu Toplantısı Yapıldı.
TMMOB 41. Dönem 1. Danışma Kurulu toplantısı, 27 Kasım 2010 tarihinde İMO Teoman Öztürk Salonunda yapılmıştır. Ülke gündemindeki gelişmelerin ve TMMOB çalışma programının değerlendirildiği toplantıya Odaların Danışma Kurulu üyeleri katılmıştır. Odamızın Yönetim Kurulu üyeleri ile Şube Yönetim Kurulu üyelerinin de katıldığı toplantıda, TMMOB Başkanının açılış konuşmasından sonra Oda Başkanımız da bir konuşma yapmıştır.
Oda Başkanımızın konuşması aşağıdadır:
Sayın Divan, Danışma Kurulunun Değerli Üyeleri
Hepinizi Maden Mühendisleri Odası ve şahsım adına saygıyla selamlıyorum. Konuşmama başlarken, TMMOB çalışmalarına katkı koyan ve emek veren başta Yönetim Kurulu üyeleri olmak üzere herkesi kutluyorum.
Birlik başkanımızın açılış konuşmasında yaptığı değerlendirmelere ve tespitlere katıldığımızı ve bu çalışmalara Oda olarak katkı koymaya devam edeceğimizi belirtmek istiyorum.
20-25 Eylül 2010 tarihleri arasında New York‘ta yapılan Birleşmiş Milletler Milenyum Zirvesi‘nde 155 ülkenin liderleri, on yıl önce 8 maddede toplanan "Milenyum hedefleri"ne ne kadar "yaklaşıldığını" konuştular. Yeni bir yüzyıla girişi, büyük umutlarla süslemek adına gerçekleştirilen "Milenyum Zirvesi"nde, insanlığın en büyük özlemleri arasında yer alan açlık, yoksulluk ve sefaletin azaltılması yönünde kararlar alınmıştı.
8 madde altında toplanan bu kararların başında, "2015 yılına kadar dünya çapında yoksulluğun yarı yarıya düşürülmesi", "çocuk ölümlerinin azaltılması" bulunuyordu. Ne var ki; bu kararların alınmasının üzerinden on yıl gibi bir süre geçtiği ve belirlenen hedefe beş yıl kaldığı halde, yoksulluğun yarı yarıya düşürülmesi, çocuk ölümlerinin üçte iki oranında azaltılması ve temel eğitimin tüm ülkelerde uygulaması gibi ana hedeflere ulaşılamadı. Aksine bu süre zarfında dünya genelinde işsizlik ve yoksulluk azalmak yerine, ekonomik krizin etkisiyle daha da artma eğilimine girdi. Milenyum Kararları‘nın üzerinden 10 yıl gibi bir süre geçip hedefe beş yıl kalırken, dünyamızın açlık, sefalet, ölüm ve hastalık gibi temel sorunlarının mevcut anlayış ve yaklaşımla çözülemeyeceği anlaşılmıştır. Dünyanın bütün ülkelerinin onayı ve desteği ile alınan bu kararların belirlenen hedeflerin çok uzağında kalınması elbette, günümüzde dünya siyasetine ve ekonomisine yön veren emperyalist-kapitalist devletlerin gündeminin bu sorunlarla mücadele olmadığını gösteriyor. Çünkü kapitalist-emperyalist ülkelerin zenginliği, serveti asıl olarak başka ülkeler ve halklarının aç ve yoksul bırakılmasından geçiyor. Bu nedenle kapitalist dünyanın belirlediği Milenyum Hedefleri‘nin hayat bulması için, bu sorunları doğuran ve bu sorunlardan beslenen kapitalist-emperyalist sistemin ortadan kalkması gerekiyor. Bu konuyu sizlerle paylaşmak istedim.
Değerli Dostlar
Son zamanlarda maden kazaları ne yazık ki artarak devam etmektedir. Bu konuda Oda olarak yaptığımız uyarılar ve gayretler göz ardı edilmektedir. Zonguldak-Karadon‘da yaşanan maden kazasında yeraltında kalan iki işçimizin cenazesine hala ulaşılamamıştır. Türkiye Taş Kömürü gibi deneyimli bir kurum cenaze çıkarma işini Çinli bir firmaya ihale etmiştir. Bu ülkemiz adına bir ayıptır. Mühendislerimize yapılan bir hakarettir. Şili‘de yaşanan olumlu kurtarma örneğinden sonra ülkemizde yaşatılan örnek itibar kaybına yol açmaktadır. Maden Mühendisleri Odası olarak yeraltındaki iki işçinin çıkarılması konusunda hiçbir karşılık beklemeksizin sorumluluk alabileceğimizi Bakanlık yetkililerine ilettik. Bu ayıbın bir an önce bitirilmesi gerekmektedir.
Son dönemde değişikliğe uğrayan Maden Kanunu ve Uygulama Yönetmeliği, madencilik sektörünün sorunlarını çözmeyecektir. Değişiklik, sektörün yaklaşık % 80‘ ini teşkil eden orta ve küçük ölçekli sermayenin yok olmasına neden olacaktır. Çok uluslu şirketlerin sektörde tekelleşmesine yol açacak ve sektörü daraltarak mühendislerin işsiz kalmasına neden olacaktır. Kanun ve Yönetmelik değişikliği çalışmaları sırasında meslek odaları, mesleki önceliklerini çok fazla öne çıkararak genel sorunlara ilişkin önerilerini pek fazla aktaramamıştır. Bu durum doğru bir davranış olmayıp, Odalarımız sorumluluklarının gereğini yerine getirmek durumundadır.
Değerli Dostlar,
1991 yılında "Zonguldak Grevi ve Büyük Yürüyüşü"nün 20. yılı dolayısıyla Oda olarak 8 Ocak 2011 tarihinde Ankara‘da bu salonda bir günlük bir etkinlik düzenlemeyi planladık. Bu etkinlikte sizleri aramızda görmekten mutluluk duyacağız.
Beni dinlediğiniz için teşekkür eder,saygılar sunarım.
Mehmet TORUN