TMMOB Maden Mühendisleri Odası

TMMOB, DİSK ve TTB'den KESK'e Destek ...

KESK Genel Merkezi‘nin polis ve jandarma tarafından aranması Ankara‘da düzenlenen oturma eylemi ile kınandı. Otuma eylemi öncesinde TMMOB, DİSK ve TTB adına yapılan basın açıklamasında KESK yönelik baskılar "darbeci zihniyetin, baskıcı-otoriter bir özlemin dışa vurumu" olarak değerlendirildi. Açıklamada, gözaltına alınan sendika yöneticilerinin ve üyelerinin bir an önce serbest bırakılması istendi. 

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Genel Merkezi‘nin polis ve jandarma tarafından aranması 28 Mayıs 2009 tarihinde Ankara Yüksel Caddesinde yapılan oturma eylemi ile kınandı. Oturma eylemine KESK üyelerinin yanı sıra çok sayıda demokratik kitle örgütü ve siyasi parti temsilcisi destek verdi.

KESK Genel Sekreteri Emirali Şimşek, oturma eylemi öncesinde yaptığı basın açıklamasında, KESK Merkez Yönetim Kurulu Üyesi ve Kadın Sekreteri Songül Morsümbül, Eğitim-Sen Merkez Yönetim Kurulu Üyesi ve Kadın Sekreteri Gülçin İsbert, KESK Eski Genel Sekreteri Abdurrahman Daşdemir ve Eğitim-Sen Eski Kadın Sekreteri Elif Akgün‘ün gözaltına alındığını kaydetti. Polis ve jandarma ekiplerinin KESK Genel Merkezi‘nde arama yaptığını belirten Şimşek, "Her haliyle KESK‘i yıldırmayı, sürdürdüğü emek ve demokrasi mücadelesinde yıpratmayı hedefleyen bu faşizan tutum amacına ulaşamayacaktır. Arkadaşlarımıza yönelik bu tutumu şiddetle kınıyoruz" diye konuştu.

Gözaltına alınan arkadaşlarının toplum içinde saygınlığı olan, kamu emekçileri olduğuna dikkat çeken Şimşek, şöyle devam etti:

"250 bin üyesi olan bir demokratik kitle örgütü aranırken bir tek savcının bulunmaması kabul edilemez. Yapılan aramalarda konfederasyonumuzun kadın çalışmalarına ilişkin belgelerine, örgüt içi yazışmalara, Başbakanlık ve Çalışma Bakanlığı‘yla yaptığımız yazışmalara, üyesi olduğumuz uluslararası konfederasyonlarla yapılan ve çoğu kadın haklarıyla, kreşle, doğum izniyle ilgili yazışmalara dahi el konulmuştur. Songül Morsümbül arkadaşımızın bilgisayarı, CD‘leri usulsüz bir biçimde alınmıştır. Arayanlar ne aradıklarını dahi bilmemektedir.

KESK‘te suç unsuru bir şey bulunması mümkün değildir. KESK yasal ve meşru zeminlerde kamu emekçilerinin hakkını savunan, gücünü sadece üyelerinden alan, kimseye diyet borcu olmayan demokratik bir örgüttür."

Oturma eylemi öncesinde Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) adına da ortak bir basın açıklaması gerçekleştirildi. TTB Genel Sekreteri Dr. Eriş Bilaloğlu‘un okuduğu basın açıklamasında, KESK‘in Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) ve Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC) üyesi olduğu hatırlatılarak, şöyle denildi:

"KESK, tüzüğü, çalışma programı, emek, demokrasi ve barış mücadelesinde bugüne dek izlediği politikasıyla saygınlık kazanmış sendikal bir demokratik kitle örgütüdür.

KESK, baskıcı-otoriter yönetime karşı özgürlükçü, demokratik bir Türkiye özlemini temel alan bir emek örgütüdür.

Demokratik kitle örgütleri, üyelerinin siyasal inanç, dil, din farklılıklarına bakmadan çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesini hedefleyen, bir sivil baskı unsuru olarak ülkesinin geleceği ile ilgili politikalarının gerçekleşmesi için çaba harcayan örgütlerdir. Bu bütün dünyada da böyledir, Türkiye‘de de böyledir."

"Demokratik Muhalefet Baskıyla Sindirilemez"

KESK‘in faaliyetlerini açık olarak yürüten ve demokratik işlerliğe sahip bir örgüt olduğuna dikkat çekilen açıklamada, "KESK yönelik baskınlarla temel hak ve özgürlüklere yapılan saldırı, darbeci zihniyetin, baskıcı-otoriter bir özlemin dışa vurumudur. Yapılan saldırı ‘suçlu olmasalar da potansiyel taşıyorlardı‘ anlayışı ile kamuoyunu yönlendirmek, bütün muhaliflerini ise bu uygulamalarla sindirmek isteyen tehlikeli bir yolun ifadesidir" denildi.

Siyasal iktidarın "Baskıcı-otoriter sistem mi?" yoksa "Özgürlükçü demokratik Türkiye mi?" istediğine karar vermesi gerektiğine işaret edilen açıklamada, "Demokratik muhalefet baskıyla sindirilemez" denildi.

Tarihte baskı ve şiddet politikalarının demokrasi mücadelelerine engel olamadığını kaydeden açıklamada şöyle denildi:

"Siyasal iktidarı uyarıyoruz; demokrasi mücadelesinin önünü tıkamaya, özgürlük sesinin kısılmasına yönelik baskılara değil, daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük, daha çağdaş bir toplum çağrılarına kulak vermelidir.

Biz DİSK - TMMOB - TTB olarak, emek, demokrasi ve barış mücadelesinde bugüne dek omuz omuza yürüdüğümüz ve yarın da yürüyeceğimiz KESK‘e yönelik, baskıları şiddetle kınıyor, gözaltına alınan sendika yöneticilerinin ve üyelerinin bir an önce serbest bırakılmasını istiyoruz."

Okunma Sayısı: 953
Yayın Tarihi: 28.05.2009