TMMOB Maden Mühendisleri Odası
25.04.2025-26.04.2025

TMMOB DOĞAL KAYNAKLAR SEMPOZYUMU 2025

TMMOB DOĞAL KAYNAKLAR SEMPOZYUMU 2025

www.dogalkaynaklarsempozyumu.tr

TMMOB Demokrasi Kurultayı’nda (1998) doğal kaynaklar, “hiçbir topluluk, sınıf veya katmanın emeğiyle üretilemeyen, bu nedenle de herhangi bir gerekçeyle kimsenin sahiplenme hakkı iddia edemeyeceği kaynaklardır. Dolayısıyla, bu kaynakların tasarruf hakkı toplumundur ve toplum, bu kaynakların insanlık hizmetine nasıl sunulacağına karar verme hakkına sahip olmalıdır” şeklinde tanımlanmıştır.

Doğayı oluşturan unsurların kullanımından kaynaklanan ekolojik ve ekonomik sorunlar giderek artmaktadır. Bu sorunların çözümüne katkı sağlamak için öncelikle nedenlerini detaylı bir şekilde incelemek gereklidir. Yerküreyi oluşturan unsurlar, genel anlamda doğal kaynaklar olarak adlandırılır ve yenilenebilir ile yenilenemeyen kaynaklar olarak iki ana başlıkta ele alınabilir.

Doğal süreçlerin yanı sıra insan kaynaklı faaliyetler de yerkürenin unsurlarını sürekli olarak değişime uğratmaktadır. Kaynakların doğrudan kullanımı ya da ekonomik faaliyetlere yönelik işlemleri tüm yaşam alanları üzerinde ciddi olumsuz etkiler yaratmaktadır.

Doğal kaynakların kullanımının doğa üzerindeki etkilerinin çok yönlü olarak tartışılması, canlı yaşamının korunması açısından büyük önem taşımaktadır. Geçmişten bugüne ve geleceğe baktığımızda, ormanlar, meralar, toprak ve sulak alanlar gibi doğal alanlara yapılan müdahaleler, bazı durumlarda bu alanların onarılmasını sağlarken, bazı durumlarda geri dönüşü olmayan sonuçlara yol açmaktadır.

Doğal kaynakların kullanımından ikincil ürünlere dönüştürülmesi süreçlerinde doğanın etkilenmesi kaçınılmazdır. Ancak bu etkileşimlerin yalnızca anlık değil, uzun vadeli sonuçlarının da dikkate alınması gereklidir. Bu süreç, ekosistem bozulması, biyolojik çeşitlilik kaybı, kirlilik, iklim değişikliğinin hızlanması ve olağan meteorolojik olayların etkilerinin değişmesi gibi yerel ve küresel sorunlara yol açarak yerküre üzerinde ciddi tehditler oluşturmaktadır.

Kalkınmanın sürekliliği tartışmalarında, doğal kaynaklardan faydalanmanın yerkürenin insan sağlığı ve geleceği üzerindeki etkileri göz önünde bulundurulmalıdır. Teknolojik gelişmeler, çevre dostu politikalar ve uluslararası işbirlikleri, doğanın geleceği açısından kritik öneme sahiptir. Kalkınma veya refah artışı, çevresel değişimlerin insan sağlığı ve gelecekteki maliyetleriyle birlikte ele alınmalıdır. Biyolojik yaşamı tehdit etmeyen bir kalkınma anlayışı esas alınmalıdır.

Kapitalist-emperyalist sistem, nüfus artışı, sanayileşme ve değişen tüketim alışkanlıkları gibi faktörlerle doğal kaynakların sınırsızca tüketilmesi gerektiği yönünde bir algı yaratmaktadır. Oysa doğal kaynakların verimli ve sürekli bir şekilde kullanımı, çevresel ve ekonomik sorunların bilimsel yöntemlerle çözülmesini gerektirir.

Sempozyum, doğal kaynakların kullanımıyla ilgili sorunların toplum yararına çözüme kavuşturulmasını amaçlamaktadır. Bu bağlamda teknolojik ilerlemeler, çevreye duyarlı politikalar ve uluslararası işbirlikleri büyük önem taşımaktadır.

Bu amaç doğrultusunda atmosfer, su, toprak, madenler, petrol ve doğal gaz, jeotermal kaynaklar, meralar, ormanlar, jeoçeşitlilik, sulak alanlar, rüzgâr ve güneş enerjisi, biyoçeşitlilik gibi konular; kalkınma, koruma, iyileştirme, ekonomi gibi yaklaşımlar çerçevesinde tüm yönleriyle incelenecektir.

Bu bağlamda, "Doğal Kaynaklar Sempozyumu", "Doğa ve Doğal Kaynaklar" temasıyla 25-26 Nisan 2025 tarihlerinde Ankara’da düzenlenecektir. Sempozyumda, doğanın, insan sağlığı ve geleceğinin korunması, doğal bozulmaların onarılması, sürekliliğin sağlanması, bilimsel, halkçı ve demokratik kalkınma perspektifleri doğrultusunda çeşitli bilimsel araştırmalar, politikalar ve çözüm önerilerinin tartışılacağı bir platform sunulacaktır.

 

Ayhan YÜKSEL

Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı

Okunma Sayısı: 261
Yayın Tarihi: 19.02.2025
Fotoğraf Galerisi