TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI 47. DÖNEM OLAĞAN GENEL KURULU SONUÇ BİLDİRGESİ YAYIMLANDI
TMMOB Maden Mühendisleri Odası 47. Dönem Olağan Genel Kurulu 29 Şubat 2020 tarihinde Ankara`da toplanmıştır. Coşku ve heyecan içerisinde gerçekleştirilen toplantıya, 527 delegenin yanı sıra çok sayıda siyasi parti, emek ve meslek örgütü, kitle örgütü temsilcisi katılmıştır. Genel Kurul, dünya ve ülke gündemine ilişkin gelişmeleri değerlendirerek aşağıdaki görüş ve önerilerin kamuoyu ile paylaşılmasını kararlaştırmıştır.
Altmış altı yıldır Türkiye’nin ve madencilik sektörünün sorunlarına ilişkin eleştiri ve çözüm önerilerini topluma sunma görevini üstlenen Maden Mühendisleri Odası, son yıllarda bu sürecin en zorlu kesitinde mücadele vermektedir.
Bugün, neredeyse tüm Dünya aşırı milliyetçi, sağ popülizmin zirve yaptığı bir dönemden geçmektedir. Devletler içine kapanmakta, toplumlar kutuplaştırılmaktadır. Her geçen gün yayılan uluslararası faşist dalganın pençesinde; dayanışma, paylaşma, eşitlik fikirleri kan kaybetmekte, aydınlanma, hak ve özgürlük mücadeleleri yara almakta, demokratik düşüncenin temelleri sarsılmaktadır. Otoriter ya da totaliter rejimler tüm dünyada mevzi kazanmakta, bu rejimlerin neden olduğu savaş, çatışma, adaletsizlik, eşitsizlik, ırkçılık, ayrımcılık, yabancı düşmanlığı, ekonomik krizler, göç, soykırım, hastalıklar, ekolojik tahribat ve terör giderek tüm küreye yayılmaktadır.
Böylesine bir tablonun içerisinde Türkiye’nin olumlu ayrıştığını söyleyebilmek ise mümkün değildir. Türkiye’de rejim son yıllarda giderek otoriterleşmiş, en temel sorunlarını çözmekten hızla uzaklaşmıştır. Güçler ayrılığı ortadan kaldırılmış, yasama ve yürütme yetkisi büyük ölçüde tek kişiye verilmiş, parlamenter sistem fiilen askıya alınmış, TBMM işlemez hale getirilmiştir. Bu süreçten yargı da nasibini almış, günden güne iktidarın güdümüne girmiş, hak aramanın önüne setler çekilmiştir.
Bu dönemde insan hakları alanında da sürekli geriye gidilmiş, ifade özgürlüğü neredeyse yok edilmiştir. Siyasi partiler de dahil toplumsal muhalefet terörle mücadele adı altında sürekli bir baskı altında tutulmaktadır. Basın özgürlüğü gibi demokrasinin en temel olmazsa olmazları ortadan kaldırılmış, yandaş basın iktidarın temel payandalarından biri haline getirilmiştir.
Gerek içeride gerek dışarıda temel sorunların çözümünde barışçı yöntemler yerine askeri yöntemlerde ısrar edilmekte, neredeyse tüm komşu ülkelerle gerilimler yaşanmakta, emperyalistlerin cehenneme çevirdiği Ortadoğu bataklığında sonu belirsiz maceralara girişilmektedir. Bulunduğumuz coğrafyada barışı tesis etmeye çalışmak yerine savaş politikalarına her geçen gün daha fazla yönelinmekte, Türkiye bir bataklığın içerisine sürüklenmektedir.
Bu süreçte iç barıştan da uzaklaşılmış, ülkenin en temel sorunu olan “Kürt sorunu”nun barışçı demokratik yöntemlerle çözülmesi yerine, “Çökertme Planı” adı altında çatışma ve savaş politikalarına yönelinmiştir.
Ekonomik kriz sürekli hale gelmiş, ekonomik ve sosyal haklarda ciddi bir gerileme sürecine girilmiştir. İşsizlik ve yoksulluk her geçen gün artmakta, gelir dağılımındaki eşitsizlikler derinleşmektedir. Mücadele etmek isteyen işçi ve emekçilerin üzerinde baskı kurulmaktadır.
Kamunun talanı devam etmiş, özelleştirilmemiş kamu işletmesi neredeyse bırakılmamıştır. Kalan kamu kuruluşlarında ise bilgi, beceri ve liyakat aranmasından vazgeçilmiştir. Kamuda geçerli ölçüt, “cemaatten olmak”, “kendileri gibi düşünmek” ve “biat etmek”tir. Yetersiz, liyakatsiz kişiler uzmanlık gerektiren makamlara getirilmektedir. Kamuda kirlilik, yozlaşma ve yolsuzluk had safhaya ulaşmıştır.
Bu ortamda toplumda umutsuzluk artmakta, intiharlar sıradanlaşmaktadır. Kadına yönelik şiddet yükselmekte, cinsiyet eşitliği konusunda her geçen gün daha da geriye gidilmektedir.
Kentler, tam bir yağma alanına dönüştürülmekte, toplumu yakından ilgilendiren projeler rant ve çıkar ilişkileri çerçevesinde, toplum, meslek odaları, bilim ve teknik göz ardı edilerek, toplumla çatışan, dayatmacı anlayışlarla ülke gündemine getirilmektedir.
Tüm bu sorunlar, meslek alanımızda yaşanan sorunlara da temel teşkil etmektedir. Mevcut iktidarın içi boş bir “yerli ve milli” söyleminin ötesinde bir madencilik politikası bulunmamaktadır.
Tüm sektörlerde olduğu gibi madencilik sektöründe de, ölçek ekonomisinden ve mühendislik ekonomisinin gerektirdiği verimlilik düzeylerinden uzak üretimler söz konusudur. Üretilen madenlerin uç ürünlere dönüştürülerek daha yüksek katma değer elde edilmesi noktasında zaafiyet bulunmaktadır. Son derece değerli cevherler ham olarak yurt dışına ihraç edilmekte, aynı cevherler yarı mamul ve mamul maddeye dönüşmüş olarak misli fiyatlarla ülkeye geri dönmektedir.
Sektör, kamusal yararın çok ötesinde bir çevresel ve ekolojik tahribata neden olmaktadır. Sektörde yaşanan "iş cinayetleri" hız kesmemektedir. İşçi sağlığı ve güvenliği alanında yapılan düzenlemeler kâğıt üzerinde kalmakta, uygulanıp denetlenmediği için kayıpları önlemeye yetmemektedir.
Madencilik sektörüne yön verecek olan Maden Kanunu ise AKP iktidarı döneminde 19 kez değişmiş, adeta yamalı bir bohça haline gelmiştir. 2019 yılında başlatılan yeni maden kanunu çalışmalarında da Odamızın görüşleri dikkate alınmadığı takdirde aynı akıbet yaşanacaktır.
Ülkemizdeki eğitim sisteminin karşı karşıya bulunduğu niteliksizlikleşme sorunundan maden mühendisliği eğitimi de payını almaktadır. İhtiyaca göre planlanmadan birbiri ardına açılan maden mühendisliği bölümleri niteliksiz mühendis yetiştirmektedir. İşsizlik, meslektaşlarımız arasında da hızla artmakta, meslektaşlarımızın ekonomik ve sosyal hakları geriye çekilmekte, çalışma koşulları kötüleşmektedir.
Bütün bu tespitlerin ve değerlendirmelerin ışığında, Genel Kurulumuz;
- Toplumun bütün ilerici kesimleriyle dayanışma ve işbirliği içinde; demokrasi, özgürlük, barış, bir arada yaşam, everensel hukuk ve insanlık onuru için mücadeleyi sürdürecektir.
- İnsani ve toplumsal değerlerin öncelendiği, kamu çıkarlarının bireysel çıkarların üzerinde tutulduğu, paylaşımcı, dayanışmacı, eşitlikçi, toplumcu politikaları savunmaya devam edecektir.
- Özgür, bağımsız ve barış içinde yaşayan demokratik Türkiye mücadelesini, içeride ve dışarıda barışı talep etmeyi sürdürecektir. Güvenlikçi politikalar yerine eşit ve özgür olarak bir arada yaşama koşullarının oluşturulması gereğini savunacaktır.
- Üreten, sanayileşen, istihdam yaratan, emekçilerin ve kamunun çıkarlarını gözeten bir düzen için mücadele edecektir.
- Evrensel hukuku, hukukun üstünlüğünü, bağımsız ve tarafsız yargıyı talep etmeye devam edecektir.
- Toplumsal gerekliliklere ve evrensel hukuka uygun bilimsel, laik, ana dilde eğitim sistemini savunacaktır.
- Şiddete, kadın cinayetlerine, taciz ve tecavüzlere, her türlü toplumsal cinsiyet eşitsizliğine ve nefret söylemine karşı duracaktır.
- İnsana ve emeğe, kültürel kimliklere, kültürel mirasa sahip çıkan, kamu yararını öncelikli olarak göz önünde bulunduran bir madencilik anlayışını savunacaktır.
- Ekonomik kalkınmaya ve yoksulluğun azaltılarak gelir dağılımının düzeltilmesi hedeflerine yönlendirilmiş, fayda ve maliyetin topluma adil bir şekilde dağıtıldığı bir madencilikten yana olacaktır.
- Başta maden mühendisleri olmak üzere tüm çalışanlar için insan onuruna yaraşır bir ücret ve çalışma ortamı mücadelesine devam edecektir.
- Kaynakların, gelecek nesillerin mahrumiyetine yol açmayacak şekilde tüketildiği, sürüdürülebilir madencilik ilkelerinin tam olarak benimsendiği, ülke sanayi sektörlerini hedefleyen, yurt dışına satılarak döviz elde etmeyi değil yerli sanayiye düşük maliyette ve kaliteli girdi sağlamayı hedefleyen bir madencilik için mücadele edecektir.
- Kararlarda yöre halkının da demokratik katılımının sağlandığı, doğal kaynakların sürdürülebilir ve verimli kullanımının temin edildiği, her aşamasında en yüksek iş sağlığı ve güvenliği standartlarının sağlandığı bir madenciliği savunacaktır.
TMMOB Maden Mühendisleri Odası 47. Olağan Genel Kurul delegeleri olarak, bütün bu tespit, talep ve önerilerimizle birlikte, yaşanan tüm olumsuzluklara karşın önümüzdeki döneme umutla baktığımızı; barış, eşitlik özgürlük ve toplumsal refah için mücadele edeceğimizi; kendimiz, toplumumuz, çocuklarımız ve geleceğimiz ve tüm insanlık için üzerimize düşen bütün görev ve sorumlulukları gücümüz yettiğince yerine getirme çabası içersinde olacağımızı tüm demokratik kamouoyuna ilan ediyoruz.
Saygılarımızla,
TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI
47. OLAĞAN GENEL KURULU
29 Şubat 2020, Ankara