TMMOB Maden Mühendisleri Odası

TMMOB Zonguldak Kent Sempozyumu Sonuç Bildirgesi Açıklandı

TMMOB Zonguldak Kent Sempozyumu Sonuç Bildirgesi Açıklandı

 Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği ülkenin tüm kentlerinde kentsel sorunların tartışılması ve ortaklaşa çözüm önerileri oluşturulması amacıyla sempozyumlar yapılması için alınan karar doğrultusunda, TMMOB Zonguldak İl Koordinasyon Kurulunca düzenlenen "Zonguldak Kent Sempozyumu" 16–17 Mayıs 2011 tarihleri arasında, yedi oturumda sunulan, yirmi altı bildiri ve bir panel ile gerçekleştirildi.

Sempozyumun ikinci günü kentimizde son zamanlarda yaşanan en büyük can kırımlarından birinin yıldönümüydü. 17 Mayıs 2010 tarihinde Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Müessesesi`nde yerin 540 metre altında meydana gelen ve 30 madencimizin ölümü ile sonuçlanan grizu faciası, insan canını hiçe sayan, sadece kâra dayalı bir üretim sisteminin insanlık dışı yüzünü bir kez daha gösteriyordu. Bu kaza (!) özelleştirme, taşeronlaştırma uygulamalarıyla birleşen ihmalin nasıl felaketlere yol açacağını bizlere yaşayarak öğretti. Tüm kamuoyu kurtarma çalışmaları sırasında ve sonrasında, kent ekonomisi için yaşamsal önemde olan Türkiye Taşkömürü Kurumu`nun iktidarın izlediği kadrolaşma politikaları nedeniyle nasıl kötü durumlara düşürüldüğünü tanık gözlerle izledi. TMMOB Zonguldak Bileşenleri olarak yitirilen maden işçilerini bir kez daha saygıyla anarken, havzada sürdürülen taşeronlaştırma, özelleştirme uygulamalarının durdurulmasını, insanı merkeze alan güvenlikli bir çalışma ortamının sağlanması için tüm önlemlerin vakit geçirmeksizin alınmasını ve kurum yönetimine hükümet yandaşlarının değil de, madencilik sektöründe deneyimli, liyakatli insanların atanmasını talep ediyoruz.

 "Zonguldak Kent Sempozyumu" Türkiye`nin içinde bulunduğu siyasal, ekonomik ve sosyal sorunlara dikkat çekip mimar, mühendis ve şehir plancılarının haklarını ve mesleklerinin onurunu savunmak, eşitlik, özgürlük, bağımsızlık, demokrasi ve bir arada yaşama talebini haykırmak üzere tüm TMMOB bileşenlerinin "haklarımız, geleceğimiz, halkımız ve ülkemiz için" 15 Mayıs`ta alanlarda buluşmasının hemen sonrasında gerçekleşti. En temel tespit olarak öne çıkan tüm dünyada yaşama geçirilen neoliberal politikalardan Zonguldak`ın da nasibini aldığı ve bunun sonucunda kimliksizleşerek yaşanılabilir bir yer olmaktan hızla uzaklaştığı gerçeği oldu. Kentin sorunlarının alanlarında uzman kişilerce saptanıp önerilerinin tartışıldığı etkinliğe, kentin atanmış ya da seçilmiş yetkililerinin, teknik insanların, sivil toplum örgütlerinin ilgisinin yetersiz olması, ilerleyen süreçlerde de bilimsel gerçeklerden uzak kararlar alma anlayışının egemen olacağını gösteriyor.

 Yadsınamaz ki; Zonguldak bir "maden" kentidir. 19. yüzyıldaki sanayi devriminin ürettiği mekânlardan biri olarak ortaya çıkan kent, tarihsel sürecine bakıldığında kömür üretimine bağlı olarak gelişmiştir. Tüm katılımcıların ortak tespiti; Zonguldak`ın geldiği noktada istihdam yaratan, göç alan kent olgusundan uzaklaşarak göç veren, hazine arazileri üzerinde plansız yerleşilen ve bu plansızlığa göz yumulan bir kent haline geldiğidir. Bunun sonucu olarak da kent sorunlarını bir türlü aşamıyor, tasman etkisinin planlamalarda göz ardı edilmesinin tehlikesini taşıyor. Dar alanlarda gelişmeye çabalayıp, yanlış planlama ve yerel yönetim kararlarıyla dikine azmanlaşan bir kent haline dönüşüyor.

 İnsan odaklı çalışan meslek grupları olarak bizler, kentsel politikaların kamu yararından daha çok sermayeye hizmet eden bir anlayışa terk edildiğini, özellikle yerel yönetimlerde ve kamu kurumlarında toplum ve kamu yararı yerine sermayenin çıkarlarına cevap veren yaklaşımların öne çıkarıldığını görüyoruz. İmar planlaması sürecinin bütünselliği göz ardı ediliyor, yerel inisiyatiflerin ve meslek odalarının planlama süreçlerine katılımı hiçe sayılıyor. Söylemek zorundayız ki, Zonguldak şehrinin yapılaşma düzeni artık bir talan düzeni haline dönüşmüştür. Planlama kararları göz ardı edilmiş, ardı sıra gelen değişiklik ve yeniden düzenlemeler ile yapılaşma ve yerleşme içinden çıkılamayacak bir hale dönüşmüştür.

Zonguldak; coğrafi konumu, doğal kaynakları, fiziki, iklimsel, tarihi ve kültürel özellikleri ile dış dünyayla ilişki kurma potansiyeline sahip bir kenttir. Yapılan planlamalara uyulmaması ya da kente özgü eşiklere uygun planlama yapılmaması, kentteki sorunları bir çıkmaz haline dönüştürmektedir. Kentsel yaşam alanları oluşturmak suretiyle; kentsel değerleri önemseyen, kentin gelişimine yön verecek planlar yapılması gerekmektedir. Gelinen noktada, kente en büyük hasarı yerel yönetimlerin keyfi ve yanlış uygulamaları vermiştir ve kent bir denetimsizliğe terk edilmiştir. Yerel yönetimler arsa üretme politikalarına öncelik vermeli, orman ve kıyı alanlarının işgali engellenmelidir.

 Kentsel yerleşim alanının tümünde yapı yoğunluğuna neden olan rant anlayışına karşı mücadele edilmelidir. Kentin nüfus gelişimini doğru tespit eden, mevcut yapılaşma düzenini bir disiplin altına alan, doğal kaynakların korunarak kullanımını ön gören, sosyal ve kültürel altyapı alanlarının kentin ihtiyacına cevap verecek şekilde dengeli dağılımını sağlayacak bir planlama acilen yapılmalıdır. Bu planlamada kentin ekosistemini bozmayacak türde yatırımlara öncelik verilmeli, burada yaşayanlarla sivil toplum kuruluşlarının sürece katılımı sağlanmalıdır. Çarpık ve düzensiz yapılaşma anlayışı öncelikle gecekondu alanlarında olmak üzere kentsel dönüşüm ihtiyacını ortaya çıkarmıştır ve acilen bu süreç planlanmalıdır.

Küreselleşme ile kentlerin hızla birbirine benzeşerek farklı kentlerdeki farklı özelliklerin ortadan kalktığı bir dönemde Zonguldak kentinin endüstriyel mirasına sahip çıkılması önemlidir. Türünün ülkedeki tek örneği olan bir madencilik şehrinin fiziksel ve sosyal altyapısı ile korunması, ülke değeri ve ekonomisi açısından gereklidir. Bu nedenle kent merkezinden başlayarak tüm havzada endüstri mirası değeri taşıyan her türlü öğe tespit edilip belgelendirme çalışmasının hızla başlatılması gerekmektedir. İçleri boşaltılarak yıkıma terk edilen bu değerlerimiz için Lavuar alanı ile başlayan koruma ve sahip çıkma bilincinin devamı sağlanmalıdır.

Kömürün limana en kısa yoldan ulaşmasını amaçlayan ulaşım kararlarına rağmen devam eden süreçte planın uygulanması aşamasında yapılan yanlışlıklar kent içi ulaşım sorununu içinden çıkılmaz hale getirmiş ve bu durum önemli ölçüde kaynak tüketimiyle birlikte çevre açısından da ciddi sonuçlar doğurmuştur. Öte yandan yol kenarlarının otopark olarak kullanılması yaya ve araç ulaşımını engelleyen bir diğer faktör olarak öne çıkmıştır. Yerel yönetimlerin otopark bedeli olarak aldığı payların, kentin otopark ihtiyacını karşılamak üzere kullanılması ve mevzuattaki otopark yönetmeliğine uyulması sorunların aşılması için önemlidir.

 Avrupa Kentsel Şartı sağlıklı bir kentsel gelişmenin en önemli unsurlarından birinin ulaşım olduğunu vurgulamakta, taşıt öncelikli seçenekler yerine yaya öncelikli ve her türlü toplu taşıma aracını tercih eden ulaşım politikalarını önermektedir. Karayolu taşımacılığı dışında çevresel etkileri nispeten daha az olan alternatif taşıma sistemlerinin araştırılması, mevcut demir ve deniz yolu taşımacılığının canlandırılması gereklidir. Şehrin ulaşım araçlarından biri olan merdivenlerin standartlara uygun şekilde düzenlenip, estetik olarak yenilenmesi ve yayaların ihtiyacına cevap verecek şekilde tasarlanması sağlanmalıdır.

 Zonguldak; % 57`sinin orman alanı ve doğusundan batısına denize açık olmasına karşın hava kirliliği açısından ülkenin önde gelen kentlerinden birisidir. Kentimizdeki hava kirliliğinde kötü yakıt kullanımı kadar hatalı imar planlamalarının da önemi büyüktür. Büyük ve çok katlı yapılaşmanın yanı sıra yapı yaklaşım mesafelerine uyulmaması, yeşil alanların imara açılarak talan edilmesi solunan havayı temizleyecek dokuyu tümden yok etmektedir. Kentte kömürün gerek üretildiği haliyle, gerekse satılabilir hale geldikten sonra üstü açık şekilde depolanması ve taşınması rüzgâr etkisi ile tozuma yaparak hava kirliliğini ayrıca artırmaktadır. Hava kirliliğinin önlenmesi amacıyla çevre mevzuatına uygun yakıt ve yakma sistemleri kullanılmalıdır. Kömür ticareti yapan firmalar, ilgili yönetmelikler uyarınca, sıkı denetim altına alınmalı, binalar ısı yalıtım kurallarına göre inşa edilmeli ve bununla ilgili yasa ve yönetmeliklerin uygulanması mutlaka hayata geçirilmelidir. Bu amaçla bölgemizde uygulanabilir önemli alternatif ısıtma yöntemi olan mevcut termik elektrik santrallerinin atık ısıları ve suları ile bölgesel ısıtma uygulaması bir an önce devreye sokulmalıdır.

 Jeolojik ve topoğrafik özellikleri dikkate alındığında oldukça riskli bir alan üzerine kurulu olan Zonguldak için yüksek eğimlerde ve zayıf zeminlerde yapı yoğunlaşmasının önlenmesi bir zorunluluktur. Bu tip alanlardaki zemin hareketlerinin düzenli olarak izlenmesi, kütle hareketlerine etken olan bilinçsiz ve denetimsiz arazi kullanımının önlenmesi gereklidir. Sel ve su baskınları kentin kaderi olmamalı, dere yatakları daraltılarak yapılan plansız istinat duvarları ve her türlü kaçak yapılaşmaların önüne geçilerek dere yatakları ıslah edilmelidir. Ayrıca orman alanlarında fındık ekim alanları yaratmak için ormanların tahrip edilmesinin ve bu bölgelerde suni gübre kullanımıyla yeraltı su kaynaklarının kirletilmesinin önüne geçilmelidir.

 Kentsel değişimleri gözlemlemek için yerel ve merkezi yönetimlerin fotogrametri, uzaktan algılama ve Coğrafi Bilgi Sistemleri tekniklerini kullanması hızlı, etkili, ekonomik ve doğru sonuçlar ortaya koyacaktır.

 Gıda güvenilirliğine yönelik mevzuatın oluşturulmasında konuyla ilgili tüm tarafların bilgi paylaşımının sağlanması, yerel yönetimlerin denetim sürecine dâhil edilmesi önemlidir. Su kaynaklarının bilinçsiz kullanımı ve ticarileştirilmesinin önüne geçilmelidir. Ayrıca %65`lere varan kent içi su kayıpları ve kaçak su kullanımı önlenmelidir.

 İlin yapısal değişimine neden olabilecek Filyos Vadisi Projesi, en ince ayrıntılar düşünülerek hazırlanmalıdır. Vadide, Karadeniz kıyısındaki en eski yerleşim birimi olduğu söylenen antik TİOS Kenti kalıntılarının hemen yakınlarında kurulması düşünülen sanayi tesisleri ve onlara bağlı oluşacak kentleşme, doğaya, bölgenin endemik bitki örtüsüne ve antik TİOS`a zarar vermeyecek şekilde tasarlanmalıdır. Kazı ve restorasyon çalışmaları bir an önce sonuçlandırılmalı, TİOS, acilen turizm dünyasıyla tanıştırılmalıdır.

 Zonguldak`ı kurtarabilmek için her şeyden önce kapitalizmin tüketim çılgınlığına bağlı olarak gelişen zihniyetin; yapısal, çevresel ve kültürel değerler hiçe sayılarak yaşanılabilir ortamları yok eden anlayışın ve kentini düşünmek yerine, kendini düşünen bilincin değişmesi gereklidir.

 Tüm bu değerlendirmeler ışığında kamu yararını yok sayan anlayışla bilime ve hukuka aykırı, kentlilerin taleplerini göz ardı eden, toplumla paylaşılmadan, gerekli uzlaşılar sağlanmadan rant gruplarının çıkarları/talepleri doğrultusunda gerçekleştirilen tüm uygulamalar kentimize karşı işlenen suçlar olarak nitelendirilmelidir.

 Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği örgütlülüğü içinde bizlere düşen görev, yıllardır mücadele ortamı içinde oluşan birikimlerimiz ile bugün kentlerimizi yaşanmaz hale getiren kentsel değerlerimizi küresel sermayenin ve rant odaklarının hizmetine sunan bu anlayışın durdurulması için mücadeleyi sürdürmektir.

 Çevreye, insana, sanata, tarihi ve kültürel değerlerine saygılı bir anlayışın hâkim olması için TMMOB örgütlülüğü üzerine düşeni kuşkusuz yerine getirecektir.

24 Mayıs 2011

TMMOB ZONGULDAK İL KOORDİNASYON KURULU

TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI ZONGULDAK ŞUBESİ

TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI ZONGULDAK ŞUBESİ

TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI ZONGULDAK TEMSİLCİLİĞİ

TMMOB HARİTA KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI ZONGULDAK TEMSİLCİLİĞİ

TMMOB JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI ZONGULDAK TEMSİLCİLİĞİ

TMMOB MİMARLAR ODASI ZONGULDAK TEMSİLCİLİĞİ

TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ZONGULDAK TEMSİLCİLİĞİ

TMMOB ŞEHİR PLANCILARI ODASI ZONGULDAK TEMSİLCİLİĞİ

Okunma Sayısı: 1167
Yayın Tarihi: 24.05.2011
Fotoğraf Galerisi